bugün

Yalnızlıgını kimseyle paylasma.
yakın arkadaşların sana şu kişiyi ayarlayalım teklifi asla kabul edilmez. sonra ayrılınca yakın arkadaş çok çemkiriyor, sanki ondan ayrıldım te allah'ım.
her şeyin belirli bir düzeni vardır.

yapılacak bir iş varsa tam zamanında ve yerinde yapılır.

kimse ile fazla yakın olunmaz. sadece iş için bir konuşma yapılabilir.

asla birine gereğinden fazla güvenilmez.

aşık olunmamaya çalışılır. çünkü sonu hüsrandır.
yalnız insanların odalarına girmek yasaktır, çünkü girdiğiniz anda yalnızlıkları biter.
Kimse bilmez ama ilk kuralı intikam almasını bilmektir.

Yalnız ve sakin insanlar beklemekten sıkılmayan insanlardır, intikam ise soğuk yenen bir yemektir, beklemek gerekir. intikam, kin ve nefret ile beslenir, kin ve nefret çok keskin duygulardır, bu keskin duygular zamanla sahibine zarar verir, keskin sirke küpüne zarar misali. Bu iki duygu okadar yıpratmıştır ki sahibini, bu duyguların açtığı yaraları sarmak için ortaya intikam duygusu çıkmıştır, sakin ve yalnız insanların en iyi yaptığı şeydir intikam almak, beklerler hiç sıkılmadan sabırla..
yalnız insanların türkan şoray kanunları gibi belli kurallara sahip olmasıdır. tabii yatağa girmem, o olmaz, bu olmaz şeklinde değil ama farklı bir şekilde ve içerikte kendisini belli eder.

kural 1- yalnızlık en asil değerdir: korunan birincil ilkedir, anayasası olsaydı yalnızlığın başlangıç hükmü bu olurdu.

kural 2- yalnız kalmak için kimseye ihtiyacım yok kuralı: kişi bu kural doğrultusunda kendince kalabalıklardan kaçmayı ya da uzakta kalmayı yasal ve meşru kılarak kanun kapsamına sokmuştur.

kural 3- sen yanımdayken nasıl yalnız kalabilirim kuralı: yalnızın yalnızlığına ortak çıkanların yalnızlığı ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin odağı olması hasebiyle, yalnız kalmak için elden gelenin yapımasını mazur ve meşru kılan kuraldır. mesele elbet mutluluktan mazarat çıkarmak değildir, sadece yalnızlığına o kadar gömülmüş ve o kadar alışmıştır ki risklerle dolu bir mutluluk umudu beslemektense, mutsuzluğunun içinde bir yalnız olarak salınmayı güvenli sanar. bu kurala latincede korkak tavuk mcfly sendromu denir.
beklenmedik bir çıtırtı, gümbürtü, şangırtı, esinti, serpinti yahut ilintide tüm ev tüm odalar kolaçan edilmeli.
kapı kilidinin 3 kez çevrişmiş olması kontrol edilmeli.
açık cam yahut balkon kapısı bırakılmamalı.
en sert, en darbe vereceği düşünülen obje ortalıkta ve el altında olmalı.
kapı önüne 3,5 ayakkabı bırakılmalı.
orda, burda yannız yaşıyor olduğunu belli etmemeye çalışılmalı.
ölmüş kimseler ruyada görülünce ışıkları açıp, sabaha kadar uyanık kalınmalı.
yanliz insanlar kendi kendilerine konusurlar.
yalnız insanların kendilerine uyguladıkları sınırları kalıpları ifade eden cümledir. yalnız insanlar disiplinlidir. ruhundaki boşluğu disiplin sayesinde doldurmaya çalışır, kuralları vardır bir yaşama şekli vardır; ancak bu kurallar delinmez değildir elbette yalnızca daha iyi hissetmeye yardımcıdır. yalnız insan için kural yemeğin yanında içilen kola gibidir.
yalnız insanlar her daim yalnızdırlar: yalnız insanlar terk ederken bile yaşadıkları şehri, yalnızdırlar. yine ve yeniden onlar uğurlamak zorundadır o bekledikleri tek bir misafiri. kendisi de terk ederken o şehri yine ve yeniden yalnız olmak için.
yalnız insanlar geceyle iyi anlaşırlar: yalnız insanların en çok dinlediği gecedir çünkü. bu yüzden de gecenin dilini, anlattıklarını iyi bilirler.
yalnız insanlar sesleri tanırlar: yalnız insanlar, gece meydana gelen seslerin; çöp tenekesinde dolaşan kediden mi, televizyonun etrafındaki plastiğin genleşmesinden mi, yeni yıkadığı bulaşıkların kurumasıyla yerlerinin değişmesinden mi, gece evine gelen kapı komşusu taksicinin arabasından mı, gün ağarınca kurulacak olan pazara gelen üreticilerin kamyonlarında uyurken çıkarttığı horultular mı olduğunu iyi bilirler. yalnız insanların en iyi bildiği ses ise ayak sesleridir.
yalnız insanların uykuları periyodiktir.
yalnız insanlar duymaz, duyumsar: yalnızlar duymaz belki; ama duyumsar. gözleri yoktur sadece, görmek için. hislerini de yoldaş ederler gözlerine. hissetmek için dokunuşlara ve konuşmalara ihtiyaçları yoktur. göz bebeklerine bakarlar da hissederler anlatılmak istenenleri. yalnız insanlar duyumsarlar.
en fazla acı çeken beden yalnızların bedenidir: yalnızdırlar çünkü… saracak başka bir bedenleri yoktur. bütün kinlerini nefretlerini kendilerine kusarlar. tek beden kendi bedenidir çünkü.
yalnız insanlar biyolojiyi iyi bilirler: yalnız insanların gece yattıklarında saracakları başka bir beden olmadığı için – kendiliğinden – kendilerine sarılarak uyuyup kalırlar (yalnız insanlar uyumazlar, uyup kalırlar). dokunabilecek tek ten, kendi tenleridir çünkü. giderek derinin de altına inmek isterler. oradakileri – buna bile anlam katarlar – bilmek isterler. yalnız insanlar aslında iyi bir biyologdur
yalnız insanlar sürekli farkındalık ve bilinçlilik düzeyindedir: o misafir o gün gelmeyecektir, bunun farkındadır. gelse de, onun istediği şekilde gelmeyecek ve mutlaka gidecektir, bunun da bilincindedir. ama yine de beklemektedir. çünkü ‘aramak’, ‘beklemek’ gibi kelimeleri en çok yalnız insanlar anlamlandırabilir. yalnızdırlar çünkü… ‘aramak’ ve ‘beklemek’ kavramlarının anlamı onları yalnız kılmaya yetmiştir.
yalnız insanlar ummaya alışmıştır: yalnız insanlar sürekli bir şeyler umarlar… umdukları şeyler farklı bile olsa – eminim ki – en çok kurdukları cümleler “belki arar”, “belki gelir” dir. ‘belki’ kelimesi üzerine ihtisas yapar yalnız insanlar.
yalnız insanların gittiği mekanlar ulaşımı kolay olan mekanlardır: yalnız insanlar pek az dışarı çıkar. evde, gelmesini beklediği misafirini beklerler. dışarı çıktıkları zaman da, gittiği mekanların ulaşımı kolay olmalı onlar için. kendileri için değil, bekledikleri misafirlerinin onu kolayca bulabilmeleri veya hemen gelebilmeleri içindir. hatta bir çok kez de hesap yaparlar “şuraya gidersem, o da gelmek isterse, şuradan biner, şu kadar dakikada şuraya gelir… -evet buraya gidebilirim!” veya “yok gelmek istese bile buraya gelmek istemeyebilir, gitmeyeyim oraya” gibi…
sonuç; bil ki; yalnız insan senin gelemeyeceğin bir yere gittiyse/gidiyorsa bir hesaplaşma için gidiyordur, ya da ölmek için!
yalnız insanların arkadaş çevreleri birbirinden kopuktur: yalnız insanların öyle ya da böyle birçok kişiyle ilişkisi olabilir ancak bu kişiler – ortak arkadaş olsalar dahi– kolay kolay bir araya gelmezler. ilişkide bulunulan kişiler arasında hep bir kopukluk yakalar yalnız insanlar. çünkü her bir kişiyle paylaşacakları farklıdır yalnız insanların. ki en önemlisi bekledikleri insanı bu bol ve karışık ilişkinin içine sokmak istemezler
yalnız insanların televizyonu büyük ve fazla kanallıdır: çünkü evde geçirdikleri vaktin büyük bir bölümünü, gelmesini umduğu misafirini bekleyerek geçirir. “birazdan gelebilir, belki uğrar” düşüncesi hakimdir. ve bu düşünceler içerisinde, beklediği misafirinin gelmesini umut ettiği zaman dilimi içerisinde vakit geçirmek zorundadır, tüm dikkati de orada olduğu için ne kitap okuyabilir ne de dikkat gerektiren başka bir şey yapabilir. bu yüzden televizyonları fazla kanallıdır. yalnız insanlar “vakit geçirir”ler.
yalnız insanlar kitaplarını seçerler: yalnız insanlar, diğer normal insanlar gibi kitaplarında deneme yanılma yoluna başvuramazlar. deneme yanılma metodu dikkat ister. ama yalnız insanların o kitabı inceleyecek dikkati yoktur. dikkatinin büyük bir bölümünü geleceğini umduğu misafirine ayırır. bu yüzden de kitaplarını seçerek alır.
(bkz: yalnız insanların kuralları)
yalnız insanlar fazla konuşmaz: yalnız insanların fazla konuşmamalarının sebebi anlatacak bir şeyleri olmamasından değildir. onlar yazmaya alışmışlardır çünkü. gündüz gelmeyen beklediğiyle, gece internette yazışmaya alışmıştır. birgün gideceğini bildiği misafirine şimdiden mektup yazmaya alışmıştır. bu yüzden de elinde kalem olmayınca zor konuşur yalnız insanlar.
yalnız insanların evinde en çok bulunan şey kağıttır: her zaman yazma ihtiyacı duyar yalnız insanlar. bu yüzden de en bol şeyleri kağıtlarıdır ama bu kağıtlar da boş değildir. yalnız insanlar yazarlar ama göndermezler mektuplarını, yalnızdırlar çünkü. mektuplarını gönderebilecekleri kimseleri yoktur. bu yüzden kağıt boldur ama boş kağıt bulması zordur