bugün

bazı köşe yazarlarının ve sözlük yazarlarının ısrarla bokunu çıkarmaya çalıştıkları eylem, hayır bu halkın algılama gücü belli iken sen niye zorla adamlara bazı bilinmedik cümleler kurarak farklı olmaya çalışıyorsun ?

bazı kelimeler artık girdi hayatımıza eyvallah, 'bye bye, okey,' falan filan'da start mıtart gidiyoruz öyle ona da eyvallah demek zorunda kaldık ama sen işin bokunu çıkartma be arkadaşım .

anlaşılmayarak farklı olmaya çalışma, felsefe yapıcam diye işin bokunu da çıkarma.

fransızcanın amına koymuşuz bütün kelimelirini kullanıyoruz ve halen emperyalizm diyenler var ? bu ne demek lan şimdi ?

sen amerika'nın bizi sömürdüğünden bahsediyorsun ama 'nerden geldim istanbul'a ' diye bildiğin parça bir amerikan şarkısı bunu bilmiyorsun, ne boktan bir ülke olmuşuz biz yahu .

nick'ten vuracaklar için baştan edit: (bkz: #3657122) ayrıca nick dedim hasiktir.
böyle insanlarda salak bir özgüven vardır, ancak uzaktan kendilerini göremedikleri için ne kadar itici ve zavallı olduklarının farkında değillerdir. bir de "z" sesine bir düşmanlıktır almış başını gidiyor. neden onu ötümlüleştiriyorsunuz? ne bu ötümlüleştirme merakı kuzum? f'ler v; z'ler s... daha ne göreceğiz kim bilir?.. garip bir korkuyla bekliyorum. tiksinç oluyorsunuz, lütfen katletmeyin türkçeyi.
karşıdaki insanın kafasını karıştırma ve bilgili görünme merakıdır.
cok banal bir durumdur.
(bkz: cool kelimesinin turkcedeki tam karsiligi) *
türkçeye giren girmiş... farsçasından tutun, arapçasına, fransızca, ingilizcesine kadar. ama artık dur desek hiç fena olmaz, ayrıca duygularını anlatmakta türkçeyi yetersiz bulanlara şunu söylemek istiyorum. dede korkut hikayelerini, göktürk yazıtlarını, yani eski türkçe kaynakları okuyun. madem bu kadar mustaripsiniz bazı duyguların türkçeyle anlatılamamasından, buyrun okuyun. eğer bulacaksanız ordan bulun, absürt, saçma sapan bizim kültürümüzle alakası olmayan nidalar, kelimeler kullanmanın nesi gerekli? kullanılan arapça, farsça kelimeler bile bizim kültürümüzle birleşmiş, bizim kültürümüzden geçmiştir, ona bile artık lafımız yok. ama bu yeni kullanımlara da ihtiyacımız yok.
uzun anlaşılması güç yazılarda daha kolay rastlarız buna, bir bok anlatamayan yazıda sadece o tek kelimeyi görerek anladığımızı sanarız çünkü merak ederiz ve kelimenin karşılığına bakarız . sonra fark ederiz ki bu adam bir sayfa boyunca o tek kelimeyi anlatmış ama onu da yazma gereği duymuş . neden peki çünkü bir halt anlatamamış kendisi de anlamamış ve bir bok bildiğini zannederek araya saçma salak bir kelime sıkıştırmış.

bolca vardır ülkemizde bunlardan rastlaması çok kolaydır.
şu an da günlük konuştuğumuz türkçe nin %30 u arapça, %5 i farsça, %5 i ingilizce, %1-2 fransızca*, %1-2 latince, geriye kalanı ancak türkçe
yıllar yılı "yabancı dil bilmek şart, bir lisan bir insan, yabancı dili olmayanlar gelecekte aşağılanır, amerika'da herkes 5 dil biliyor" tarzı geyiklerle yetişen bünyelerde görülen durumdur. sular seller gibi ingilizce biliyordur ama bunu kullanacak yeri olmamıştır, tıpkı yeni sünnet olmuş çocuk gibi bir şeyleri ispatlamak için bu yolu seçmiştir.

birde zerre ingilizce bilmeyim sırf film ve şarkı ingilizcesiyle "ben ingilizce biliyorum" tadında yaşayan kolpa arkadaşlar vardır. bu aradaşlar bu yola daha çok başvurur.
entel magandalıkla aynı kapıya çıkar. *
(bkz: farkındalık).
e bi yerden sonra çekici kılıyor insanı.
sorarım size: profetorol mu sütlü nuriye mi.
değişik bir merak şeklidir. hangi dilde konuştuğu anlaşılamayan geri zekalı durumuna düşen insan merakıdır.

(bkz: bana fake diyene fak yu diyorum)

bu ne lan.
Geçenlerde "çocuklara kidnap yapmak" sözcük grubunu barındıran aşırı "cool" bir adamın "feysbuk" yorumunu gördüm, dedim bu ne amk. Meğer geri zekalıymış. Yapmayın şöyle şeyler, komik oluyorsunuz.
(bkz: vajina)

bildiğin am, amk!