bugün

ülkemizde ise çocuk yetiştirme yaşı 35 e kadar devam eder.
(bkz: bay cingılbört)
avrupanın neden bu denli üstün ve ileride olduğunu anlatmaya yeten hadisedir.
bizim ülkemizdeki çocuk yetiştirme anlayışı ile hiçbir alakası olmayan yetiştirme tarzıdır.
bizden fazlasıyla farklı olan bir anlayıştır. devlet yasalarıda bunu zorunlu hale getirmektedir. ismini hatırlamıyorum amerikalı ünlü bir aktörün çocuğunun dişlerini fırçalamasını teşvik etmediği için çocuğunu elinden alıp yetimhanede yetiştirmeye başlamış, sonra malum aktör mahkeme, yalvar yakar geri almıştır. bizdeki tek yetiştirme anlayışı;

göster oğlum çükünü amcalara göster ehehehe gördünüzmü lan oğlumun pipisini ehehe.
örnek alınması gereken birşeydir. türk aileler çocuklarını "aman birşey olmasın" diye yetiştiriyorlar ve türkler de arkalarında birinin olacağını sanıyorlar hep. fakat öyle olmuyor..
her türk ailenin çocuğunu onun için endişelenerek yetiştirmediği gibi, her yabancı aile de entrylerde verilen örneklerdeki gibi rahat yetiştirmiyor.
bir tatil günü şahsıma yöneltilen tepkiyle fikir sahibi olduğum çocuk yetiştirme anlayışıdır.

fransız olduğunu annesinin sonradan şahsıma çemkirmesiyle anladığım, yürümeye yeni başlamış sevimlimi sevimli bir velet yanımdaki koltuğa tırmanmaya çalışıp beceremezken; "ülen eşşek sıpası" deyip poposundan hafifçe iteleyip yardım edeyim dedim, demez olaydım.

annesi olan abla; "kesköse löğademajöve sadilame kümaposa" gibisinden bir deyişle üzerime öyle bir yürüdüki ne yapacağımı şaşırdım.

yahu dedim sapık sandı heralde önyargısına tükürdüğüm, çat pat ingilizce mi anlatsam, ne yapsam ne etsem derken otel görevlisi girdi arayada sakinleştirdiler ablayı.

sonradan kocası eşinin tepkisi için özür dileyerek şu açıklamayı yaptı;
şimdi böyle her zorlukta yardım edersek ilerde karşılaştığı her sıkıntıda aynı şekilde yardım beklermiş. anneside o yüzden sinirlenmiş bana.

ablanın tepkisi biraz abartılı olsa da etrafımda her istedikleri şey için salya sümük ağlayan, ellerinde havlu; terledi diye çocuğunun peşinden koşan,yemeği zorla bebenin ağzına tepiştiren insanları gördükçe haksız da sayılmazlar sanırım.
amerika ve avrupada yetişen gençlerin özgüven ve cesaret açısından bizden 1-0 önde olduğu hakikattır. bu olumlu bir tarafmış gibi gözüksede aile bağı açısından yaşadımız toplum kadar birbirine bağlı olmayan bir toplumdur.

bu şekilde yetişen batılı gençlerin, aile sevgisi ve şefkat eksikliği olduğundan, madde bağımlılığına daha meğilli olduğu gerçeğide göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.

türk toplumundaki abartılı çocuk yetiştirme mantığına karşıyım tabi, bu çocuklarda kesinlikle ileride özgüven eksikliği doğuracaktır, ama çekirdek aile yapısının bozuk olması nesiller ile alakalı psiko-sosyal açıdan olumsuz etkiler yaratabilir.
Yabancı aile:
- anne, eve köpek alalım.
- tabii ki Jonathan, bunu istemene çok sevindim. Seninle gurur duyuyorum.

Türk ailesi:
- Anne, eve köpek alalım.
- başlattırma köpeğinden! Bir o eksik zaten! eve köpek geldiği gün, ben giderim haberin olsun!

Diyeceğim budur!
Yalniz eve kopek gelince birinden kurtuluyorsak iyi imis.