bugün

en büyük meydanlarından birinde ki heykelin üzerinde ''tanrı bizi vebadan ve Türk'lerden korusun'' yazan, korkudan titrettiğimiz kent olur..
sonbaharda gidilip 3-4 gün görülüp tez dönülmesi gereken kent. yani kısaca 3 bilemedin 4 gün yaşanılası.
bugün bir kapı üretim firması açacak olsam; aklıma gelecek ilk firma ismi.

(bkz: viyana kapıları)

öyle ki; dayan dayan yıkılmıyo be kardeşim. *
Tarihin, sanatın, kültürün sere serpe uzanıp, size gòz kırptığı uygar avrupa kenti.

Nerdeyse her sokağında, caddesinde, kültürel- sanatsal bir faaliyet görmenin, tüm mimarinin şehrin dokusuna uygun, açık hava müzesi tadında gezmenin mümkün olduğu yer.

Her yer buram buram kahve ve nezaket kokar.
iki defa kuşatıpta alamadıgımız bunun sonucunda hala türkleri aşagılayan bir ülkenin başkenti. avrupa'nın kültür başkenti de derler.
Metro bedavadır. Daha doğrusu ödeyen ödüyor ödemeyene de hesap soran yok.
Avrupa`nin kültür ve sanat baskenti, 5 yildir üniversite egitimim nedeniyle bulundugum, türklere karsi önyargilarin yogun oldugu sehir. Cok güzel mutlaka ziyaret edilmesi gereken sehir.
bir türk arkadaşa "buranın biraları nasıl?" diye sorduğumda, "56 çeşit bira içtim ve hala içmediklerim var, hepsi birbirinden güzel" cevabını aldığım şehir.
"viyana bir insan olsaydı; günün büyük bir bölümünü beste yaparak geçiren deha sahibi bir müzisyen olurdu. öyle ki onun bir araya getirdiği müzik cümleleri, dinleyen herkesin belleğinde hayranlık ve kıskançlık duygularıyla yoğrulmuş bir hatıraya dönüşürdü."
Bana Peyami Safa'nın Selma ve gölgesi adlı eserini hatırlatır hep. Ölüm kokan şehirdir. Gezmeye doyamazsın. Hatta gittigin otel odası oranın en dandik oteliyse bile mimarisi açısından cezbeder seni. Otel odasından bile çıkmak istemeyebilirsin. Sarhoş olmak için ideal mekanlara sahiptir. Sevgiliyle kesinlikle gidilecek yerlerden biridir olmadı evlendiyseniz balayına gidiniz. Ancak Selma ve Gölgesi kitabındaki gibi cinayet çıkarmayın.
Merkezindeki aida cafe de cream shinet (umarım doğru yazmışımdır ama böyle okursanız onlar anlar) tatlısının mükemmel olduğu Avusturya şehridir. Kesinlikle gidilip görülmesi gerekir. Mozart çikolatalarıyla ünlüdür ama ben beğenmedim turist tuzağı resmen. Giden olursa bana üstünde "there is no kangoro(kangurunun ingilizcesi böyle mi yazılıyordu) in austuria" yazan kahverengi yeşil bir çanta var ondan alırsa çok makbule geçer 20 euro bişey merkezde ünlü Mozart çikolatalarını satan içerisinin hafiften d&r ye benzediği bir dükkandaydı. ben gelince parasını veririm. Saolun saolun.
"türkenkugel" sokagini gördügümde cok sasirdigim, ayrica efes müzesinin bulundugu evet izmir efesten alinip konulan eserlerin sergilendigi bir müzeye 8 euro verip gezilesi bir müzeye sahip, pazar günleri gazetelerin sokak baslarina direklere asilip yaninada paralarin atilmasi icin kumbara tarzi birsey konulan ve görüldügünde acaba buna para atan varmidir dedittiren ilginc bir avrupa sehri
avusturya'nın başkenti ve en büyük şehridir. iş seyahati vesilesiyle haftasonu gezme imkanı buldum. tarihi yapılara ilgisi olanlar için bir cennet gibi. güncel hayat tam bir saçmalık. gündüz çalış, akşam yemek ye, bira iç, git yat. bu kadar. pazar günü her yer kapalı. yemek kültürleri yok; müthiş bir domuz eti tüketimi var ve her yer domuz kokuyor. hatunları tam biblo, al karşına izle. ama detaylara inmeye başladın mı işler değişiyor. mesela metro bahçesinde ağaç arkasında hacet gidereni de gördük.

en önemli izlenimim şu; diğer milletlerden olanlar birleşip avusturyalılara hizmet ediyor. yani, italyanın biri gelip pizzacı açmış. garsonlar da çeşitli ülkelerden. tek bir avusturyalı çalışan yok amk. bizim iş yaptıracağımız firma avusturya merkezli. fakat şu an toplantıda patronları haricinde avusturyalı yok. rus, çek, alman, hırvat, italyan vs alayı.

viyana'ya gidenlerin yorumlarına bakın. "şu gece kulübüne gitmeden viyana'ya gittim demeyin", "şu bardaki biradan tadın mutlaka", kızlar süper kendileri teklif ediyor vs. açık konuşuyorum. külliyen yalan. viyana'nın tek albenisi, mimarisi. hepsi bu.

graz izlenimleri birazdan...
Yasamak icin cok rahat olan, etrafindaki ulkelerin baskentlerine kiyasla baya buyuk sehir.
Yeni baslayacaklar icin bir viyana rehberi yapacak olursam :

- Ulasimi inanilmaz rahattir, keske Turkiye'de de olsa dedirtir. Metrolar ve tramvaylar haftaici saat 12bucuga kadar calisir. Saat 12bucuktan sonra her yarim saatte bir gece otobusleri gecer, bunlarin cogu da opera binasinin onundeki duraklardan kalkar. Haftasonlari ise metrolar 24 saat aciktir. (haftasonundan kasit cumayi cumartesiye baglayan gece ve cumartesiyi pazara baglayan gecedir. pazari pazartesiye baglayan gece metrolar 12bucukta biter.)

-Yaya gecitlerinin kenarlarinda durmayin, karsidan karsiya gececeginiz yoksa bile 'araba durdu, yazik olmasin, geceyim bari' diyip gecersiniz.

-Insanlari genelde yardimseverdir, soylediginiz sorulara cevap vermeye calisirlar, hatta eger siniriniz bozulmus ve yol kenarinda agliyorsaniz durmak yasak olmasina ragmen durup size yardim etmeye calisirlar.

-Saglik sistemi Turkiye'ye gore kat kat gelismistir fakat bu yine de hastahanelerde 2-3 saat beklemeyeceginiz anlamina gelmez. Hatta bizim gibi hasta olduguna doktor muayenehanesi yerine hastahaneye giden kisiler icin biraz karmasiktir da. Once bir Hausarzt'iniz (aile hekimi) olmalidir, sikayetinize gore ondan hastahaneye sevk alirsiniz. Ha ayaklariniz agriyorsa tabi ki ortopediste gideceksiniz, ama hastahaneye degil, doktorun muayenehanesine. Eger sigortaniz varsa (wgkk) tabelalarinda ALLE KASSEN yazan doktorlara hicbir ucret odemezsiniz, sigortaniz halleder ama tabi ki bunun icin E-CARDinizi goturmus olmaniz gerekir, kimliginizi de. Doktor sizi muayene eder, ilaclari yazar. Eger kendisinin halledemeyecegi bir seyse, size hastane sevkinizi yazar. (ameliyat olunmasi gereken durumlarda ornegin..)

-Eczaneler haftaicleri saat aksam 6ya kadar, cumartesi gunleri de saat oglen 12ye kadar aciklardir. Bazi eczaneler ogle paydosu yaparlar. Eger nobetci bir eczaneden ilac alacaksaniz, ekstra hizmet ucreti odemeniz gerekir. (sabah 8den aksam 8e kadar 1,10euro , aksam 8den sabah 8e kadar 3,10euro)

-Bankalar saat 9da acilip saat 3te kapanir, bazi bankalar ogle paydosu yapar. Bir avusturya bankasinda hesabiniz varsa her bankamatikten komisyonsuz/islem ucretsiz para cekebilirsiniz.

-Dukkanlar haftaicleri saat 7-7.30 gibi kapanir. Persembe gunleri ise hep daha uzun acik kalirlar. (ornegin 8e kadar) Cumartesi gunleriyse saat 6.01 dedin mi acik dukkan bulamazsin. Pazar gunleri supermarketler dahil her yer kapalidir, acik olan (benim bildigim) birkac tane supermarket vardir : Praterstern, Havaalani ve Franz-Josefs-Bahnhof'taki Billa supermarketleri, AKH'daki Spar ve Thaliastrasse uzerindeki bir Turk marketi.

-Supermarketlerin cogunda kredi karti gecmez. Ama bazi Billa subelerinde ve Spar'larin hepsinde gecer.

-Billa ve Spar fiyat konusunda tuzludur. Hofer ve Penny Markt hem ucuz hem de kalitelidir. Ucuz ve taze sebze-meyve alisverisleri icin pazarlar da tercih edilir, bunlarin bazilari pahalidir (Kutschkermarkt) bazilari da gercekten ucuzdur (Brunnenmarkt)

-Bu sehrin parklari cok guzeldir ama sokaklari sadece tas yiginidir. O yuzden bol bol park vardir, ya da birkac agacli ufak meydanlar. Yeni nesil binalara bakip kendinizi 'bu mimari anlayisina sahiplerse o guzelim eski binalari kim yapti??' diye sorarken bulabilirsiniz.

-Bu sehirde ot cok kolay alinir, onunuzden polisler gecerken rahat rahat tutturebilirsiniz. Ama aslinda yasaktir. Ozellikle haftasonu Schottenring civarinda yuruyen her 4kisiden biri size 'grass?? grass??' diye sorar, genelde yabancilardir.

-Gece hayati her butceye ve her zevke hitap eder, ortamlar carsambadan itibaren hareketlenir. Fakat cover band olayina yabanci bir sehirdir burasi, ufak bir barda cikan bir grup bile hep kendi bestelerini calar, soyler. Flex ve Fluc/wanne'de minimal ve dubstep in en iyi orneklerini dinleyip sabaha kadar deli gibi dansedebilirsiniz. Roxy ve Market de sevilir. Cogu barin/klubun giris ucreti vardir ve icine vestiyer bile dahil degildir. Giris ucretsiz bir yer ariyorsaniz Gurtel'deki Chelsea (genelde pop-rock calar) ve bilimum Irish publar iyi secimlerdir. Eger gonlunuz kopkoptan yanaysa schwedenplatz civarindaki kaktus iyidir, giris ucreti yoktur. Gurtel'de ise Ride Club, Babu vs vs bir suru seceneginiz vardir.

-Sehrin geneli oldukca guvenlidir fakat Turk nufusun en yogun oldugu 10. bolgede hep bir vukuatlar olur. Karlsplatz'ta ve Opernpassage'de cok kes takilir, genel olarak bir zararlari yoktur ama bu zarar vermeyecekleri anlamina gelmez (tecrube edilmistir)

-Yazin Donauinsel cok guzeldir. Ve yine yazin Tuna'ya girebileceginiz sahil komplekslerine gitmek guzeldir. Genelde 3-5 farkli havuz da olur bunlarda ve giris max. 5 eurodur. Yine yazin MuseumsQuartier'de oturup arkadaslarla icmek ve sohbet etmek cok eglencelidir.

-Noel zamanindan once kurulan Noel pazarlari guzeldir, Rathaus'un oradaki tam turistiktir yalniz, Viyanalilar oraya gitmez..

-Insanlar Turk oldugunu ogrenince cok sasirirlar, cunku oradaki Turklerden oturu hep bir onyargi vardir kafalarinda. Kimisi bu onyarginin yikilmasina izin verir, kimisi 'isim cikti' diyip gider, kimisi de 'Turklere ev kiralamiyorum' diyip telefonu suratiniza kapatabilir. Onyargisiz insanlar da oldukca coktur yalniz.

-Et burada cok ucuzdur, tadi da cok guzeldir. Sadece koyun eti bulmak biraz zordur, koyun etini ancak Turk marketlerinden alabilirsiniz.

-Eger tiyatro/muzikal/opera vb gosteri sanatlarina ilginiz varsa gosteriden yarim saat once sergilenecegi yere gidip 'son dakika biletleri'nden yararlanabilirsiniz. 90euroluk bileti 11euroya alabilirsiniz mesela bu sayede. Ama kapali gise oluyorsa o performans kos kos evinize tabi ki.

-MUMOK ve Kunsthalle'deki her sergi gozu kapali gidilesidir. Kunst-historisches Museum da bir tanedir.

-Alisveris icin Viyana kesinlikle yanlis yerdir, bu insanlarin genelde berbat giyinmelerinden de anlasilabilir. Hep magazalar vardir, Turkiye'deki gibi kaliteli mallar yapan ama adi sani olmayan yerler, pasajlar falan yoktur. Ufak butikler vardir ama onlar normal magazalardan da pahalidir. Kaertnerstrasse, Rotenturmstrasse ve Mariahilfer Strasse alisveris yapilan belli basli caddelerdir. Alisveris merkezi olarak da Lugner City, Millenium City ve Donauzentrum sayilabilir. Bershka, Pull and Bear, Quiksilver/Roxy gibi bazi markalar burada hic yoktur ama hemen yanibasindaki Bratislava'daki 2 buyuk alisveris merkezinde (Aupark ve Galeria) Viyana'da olmayan her magaza bulunur.

-Restoranlarinda porsiyonlar cogunlukla buyuktur. cok pahali da degildir istanbul'dan gelen biri icin. (disaridayken surekli 3liralik adana durum yemeyen birine gore -surekli dedim)

-Avrupa'nin ortasinda olmasi dolayisiyla hemen hemen her yere max 2 saat ucus mesafesindedir. Yanibasindaki Bratislava'ya Ryanair ve bilimum low cost havayolu ucar, oradan Viyana'ya gidip gelmek size max 16euroya mal olur. Her yere ucuz ucuz gidersiniz.

-Guzel kizlarin buyuk orani yugoslav asillidir. Yakisikli erkekler ise Avusturyali, Alman ya da herhangi bir yerden olabilirler.
görsel
görsel
görsel
görsel
bana göre, avrupa'nın en güzel şehri.

ülkemi çok sevmeme rağmen ileride imkanım olursa tereddüt etmeden yerleşeceğim tek avrupa şehri.

tanım: avusturya'nın başkenti.
aynı zamanda şehrin birçok tabelasında almanca'nın yanında boşnakça/hırvatça/sırpça ve türkçe'de yer alır. en büyük azınlık türklerdir.