bugün

bir tür görmemiş de diyebileceğimiz, kader kurbanıdır.

evladım, özgürlük, çalıştığın bankanın patronunun hergün on kızla uyandığı malikaneye ve o kızlara sahip olmaktır.

özgürlük, canın çekince atlayıp paris'te metresini dölleyip geldiğin bir hayattır.

özgürlük, trafik sıkışıklığına takılmamak, ölümlü insanlar kalabalığının arasında keyfini kaçırmamak için yeşilköy'den özel yatına binip, boğazdaki gece kulübünde inip, gece de klupten dilberleri aldığın gibi, yatına atıp, boğazın ortasında kızlara erkekliğini yalatmaktır.

on metre karelik büyük şehir belediyesi vapurunda, kıç kadar yere sıkıştırılmış bin tane bordro mahkumu zavallının yetişmeye çalıştığı mesai koşturmacasında ne özgürlüğü, a salak yavrum benim?

a gerizekalı çocuğum benim.