bugün

sanki bir boşluk varmış gibi ara ara.
ha sürükleyiciliğine lafım yok.
emek vardır ama kült olabilecek nitelikte bir kitap değil.
çatısı tarihi bir olaydan geliyor sağlamlığını biraz ona borçlu.
yazar bunu daha maharetli işleyebilirdi.
kolay okunuyor o ayrı.
hoş zaten buket uzuner bir yaşar kemal, tolstoy ya da dostoyevski olamaz benim için.
gerçek kalite başka birşey.
underrated denilecek eserlerdendir. yayılsa, sevilse ve filmi çekilse keşke.
okuyan varsa nolur bana anlatsın kitabı.
askerde iken okuduğum, akıcılığı nedeni ile elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir roman.

(bkz: beyaz hala)
Buket Uzuner'in karakterleri işlemedeki ustalığını gözler önüne seren romanlarından birisi.
harika bir eserdir. mektuplar çok etkileyicidir. buket uzunerin savaş gazisi olduğu bile düşünülebilir.
hayatımda akıcılığı sayesinde bitirebildiğim ilk kitaplardan biridir. ve aynı anda kitap okumak zevklidir anlayışı kazandırmış, saygı duyulası muhteşem buket uzuner romanıdır.
belki de en alışılmamış çanakkale savaşı öyküsü. kitap içindeki mektuplar en çok dikkat çekenler.
3 ayda 60 sayfa okuyup,dün gece elime alıp, 'bi bakıyım suna ya' diye başlıyıp sabahlamama sebep veren destansı kitapdır. rüyalarıma bile girmiştir. mutlaka filmi çekilmelidir bu kitabın. kitapda ki ilk düğüm 190'lı sayfalarda diğer düğüm ise son sayfalara doğu cözülmektedir. yazar buket uzuner'in 4 yılını almıştır bu çalışma.
'zorlama', mantıksız kurguyla örülmüş kötü roman... kurgusallığın da bir tutarlılığı olmalı. star wars mu bu arkadaş...
buket uzuner in 2001 yılında ilk basımını yaptıgı son romanı. iki ayrı ulkede, aynı insan, aynı savasta *, nasıl kahraman olur sorusunu guzel kurgusuyula sorgular. kitap bittikten sonra insan ister istemez yazlı tarihin objektifligini ve dogrulunu tartar kafasında. okunası bir romandır. karakterler keskin, olaylar fludur. kitap insanı dusunmeye sevk ettigi icin faydalıdır da.
buket uzunerin çanakkale savaşındaki fantastik hikayeleri bir araya toplayarak oluşturduğu sarsıcı bir roman.