aslında alışmaya çalışmaktır. unutamaz insan. sadece alışırsın.
(bkz: kendini kandırmak)
unutmaya çalışmak...evet çoğu zaman kastığım, kastıkça daha beter bka sardığım hadise.

unutmaya çalışmak kronik hale gelmiş bende onu farkettim. nası bi haldeysem bak, cümle bile kendisini ele veriyor...

(bkz: santral psikopata bağlar mısın)
unutulduğunu unutmaya çalışmak en zorudur.
unutmanın çalıştıkça gerçekleşen bir durum olmaması sebebiyle boşa uğraşmaktır. kendini bile hatırlayamayacak kadar çok içmek ya da yaraya ten tuzu basmak kişinin olsa olsa kendini daha kötü hissetmesini sağlar eninde sonunda. unutmak esasen böbrek taşı düşürmek gibidir, götünüzü yırtsanız bile o acı illa ki çekilecektir. bir süre sonra artık eskisi gibi acı çekmediğinizi farkettiğinizde artık o taşı düşürmüşsünüz demektir.
boşa kürek sallamaktır.

(bkz: onu unuttum demek bile hatırlamaktır)* *
insanın kendi potansiyelini açığa çıkarmasına yarayan bir olgudur kanımca.zorlarsanız hendrix gibi gitar çalabilir,bol bol ders çalışabilir,bitiremediğiniz oyun kalmaz.bakarsak işin özünde yararlıdır efendim unutmaya çalışmak
(bkz: zordur oğlum zordur)
çalıştıkça zorlaşır. ne zaman boşlar "koy götüne" der, hayatına devam edersin, işte o noktada başlar unutmak.
şimdiye kadar hep sevgililer, ihanetler şunlar bunlar unutulmaya çalışılır sanıyordum ama insanın kendi yaptığı hatayı unutmaya çalışması imkansız olabiliyormuş.
zorundalıklar olsa bile insan unutamıyorsa vardır hikmet diyip unutmaya çalışmamak gerek. ne gariptir ki insanoğlu hala zorlar unutmaya çalışır.
"Unutacağım, unutacağım" diye aşırı çabalamak, unutma, daha doğrusu o tecrübeyle barışma sürecini yavaşlatır. Düşünmek mi istiyorsunuz düşünün, ağlamak istiyorsanız ağlayın. Ama abartmayın.

alıntı.
unutmaya çalışmak, çırpındıkça battığın, anılarla dolu bir bataklıktır. hiç debelenme, savaşma beynindeki anılarla. otur ve birinin gelip, tutup elinden seni çıkarmasını bekle.

unutmak diye bir şey yok çünkü.
daha çok hatırlatır. zamanın üstünü örtmesini beklemek gerek.
hatırlamaktır aslında.
bumeranga benzer ne kadar uzağa atsanda mutlaka geri döner unutmak istediğin şey.
hayatı yaşamak için bu kadar kısayken, unutmak için hep zamana ihtiyaç duyarız, zamanla unutulur deriz ama zaman o kadar acımasızdır ki, sizin ona sunduğunuz fırsatı elinizden alır ve bir bakmışsınız unutsanız bile o yaranın izi siz onu görmeseniz de durur bir yerlerde.
çalışmayın. unutmaya çalışmayın ... unutmaya çalıştıkça daha çok hatırlatır insana.
Başka şeylere çalışmak daha yapıcı ve karlı olur.
bugün yüzümü yıkarken gözüme sabun kaçtı. daha fazla canım yanmasın diye gözümü iyice kapadım, kapadıkça aklıma kantinde otururken gözündeki kızarıklığı görüp ne olduğunu sorduğum aklıma geldi. sabah yüzümü yıkarken sabun kaçtı demiştin. üzerindeki kıyafete varana dek hatırlıyorum. gözüme her sabun kaçışında bu an geliyor aklıma. bazen bilerek kaçırıyorum. sadece bu anlarda mı yaşananlar geliyor sanıyorsun aklıma? hayır tabi ki! aklımdan çıktıkları bir an yok.
geçmişe götürmeye niyetli onca şeye rağmen unutmaya çalışmak ne kadar mantıklıdır tartışılır.
yalnızlığa alışmak'tır aynı zamanda.
bir kazanç getiremeyecektir, sonuç başarısızlıktır. bir kişiyi unutmaya çalışırsan zaten hatırlarsın, o yüzden hayatın normal akışında devam etmesi gerekmekte, bu akış içerisinde de zamanla unutulur.
(bkz: unutmaya yeltenmek)
kimi zaman hatırlamaya çalışmakla eşdeğer olan durumdur, zorlanmamalıdır.
bir anı, kişiyi silme isteği. bazen insanların hayatlarını yaşama şeklini dahi etkiliyor bu takıntı veya üzüntüler diyeyim. bu yüzden hipnoz seansları dahil çok fazla yola başvuruyor insan. Şahsen ben, iki farklı doktora, hipnoz ve psikoterapi için başvurdum. dünya para verdim, bir de üstüne spora da yazıldım ama hala hayata sımsıkı tutulabilir hale gelemedim.
iki gün evvel mail gelir için cız eder, unutturmaz kendini kişi.
bugün de çok alakasız bir yerdeyken, bana laf atan kişinin aracında onun şarkısının çalıyor olmasıyla yeniden başa sardım. yani deniyor insan, artık daha fazla yanmayınca canı, unutuyor ya da vazgeçilmez sandığı her şeyden vazgeçiyor. adı da unutmak oluyor. zorlar ama mesela yemek düzenin, uyku düzenin, keyif aldığın her şey tatsız oluyor, değişiyor. bir dönem. dedim ya, illaki geçiyor.