bugün

Kaliteli entry lerin varolduğu gerçeğidir. Evet aşırı başlık ve entry sıçılan şu zamanda, o aralardan çıkan kaliteli başlık ve entry ler insanı sevindirir.
bu aralar çok denk geldiğim öğreten bilgi veren tecrübe kazandıran entrylerdir.
Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir.
Burdan daha da bi bok olmaz.
(bkz: zeki ama çalışmıyor) *
sadece 1 kisinin kendini ovmus oldugu bir konudur. kaliteyi dusurenlerin basinda ben geliyorum. atmak lazim beni hemen.
olmama teorisini çürüten kanıt.
'elimde çok sağlam entry adresleri var beyler isteyen pm den ulaşabilir' tadında muhabbetlerin dönmesinin sebebi entrylerin olmasıdır. teşekkür ediyorum o entrylere çok makbule geçiyorlar. *
Okunmuyorlardır büyük ihtimal.
alıcısına göre değişen bir olaydır. kimi yazar bilgi içerikli entry sever kimisi mizah içerikli. zaten kalite de bu ikisini aynı entryde harmanlamaktadır. başarabilene pek rastlamadım ne yalan söyleyim. bi kukla varo kadar .
(bkz: kukla)
başlıkları alt alta okuyorum, cinsellik, siyaset. Herkes birbirine laf atıyor. Bir başlığa girip entry yazmak gelmiyor içimden çoğu zaman. Evet karşıt görüşlü olabilirsiniz ama herkes birbirine saygı göstermek zorunda. Hele o cinsel içerikli başlıklar bu sözlükte kızların da olduğunu unutmayın lütfen. Sonuç olarak entry girilecek kalitede başlık olmasının nadir olmasıdır diyorum.
(bkz: bağzı entryler çok kaliteli)
görsel
şu sol frame'e bakıp da hala o kaliteyi yansıtmak için enerji ve zaman ayırabilenlerin varlığı, bu sözlük için büyük lütuftur.

adeta bataklıkta tek temiz kalan şey olan lotus çiçeklerini andırırlar.

eksik olmasınlar...
Bir fark varsa şayet ve Kaliteyi fark edebiliyorsanız, demek ki farklısınız. Halbuki sıradan yazarsınız o an aklınıza ne gelirse. Kalite bence dürüst samimi yapmacıksız ve orjinal olabilmekte.

Bu mekanda (uludağ sözlükte) bence öyle yazarlar var ki mesela ekşideki muadillerine on basarlar. Esasen Yonca tarlasındaki papatya, daha bi kıymetlidir.
insanı mutlu eder. Uzun bir aradan sonra ilk defa entry okurken beynimin enerji harcadığını hissettim. Tıpkı aşağıdaki entryde olduğu gibi. "Ulan ne demek istedi acaba?" diye dönüp dönüp tekrar okuttu kendini satırlar. Söylediğim gibi o kadar düz, sade, sıradan entryler okumaya alıştık ki sözlükte biraz edebi yönü güçlü yazıya denk gelince mavi ekran veriyoruz.

Teşekkürler nihat amca.
(bkz: #38196407)