bugün

ulusa sesleniş minvalinde yazarak okuyanları, takipedenleri monotonlaştıran yazar.
şöyleki;
ehliyet sahipleri sahip oldukları ayrıcalığı, evrenselci formel kurallara dayanarak savunurlar. bu nedenle siyasi tartışmalarda formel kuralların "önemli" olduğu sonucuna varırlar. Doğaları gereği "aşırı" denebilecek ya da aşırı görülebilecek her şeyden korkarlar.
Peki ama modern siyasette "aşırı" olarak damgalanabilecek şey ne? Popülist olarak damgalanabilecek neredeyse her şey.

Popülizm ne? Sonuç bakımından halka başvurmak... yasalardaki sonuç, rollerin toplumsal dağılımındaki sonuç, zenginlikteki sonuç vs. Son elli yılın modern siyaseti -biz ona liberal merkez diyelim- çok nadir zamanlarda (ufukta faşizm tehlikesi filan belirdiği zamanlar mesela) halk gösterilerinin meşruiyetini kısa bir süre için kabul etmesine rağmen çoğunlukla popülizm karşıtı olmuş. Popülizminse normalde solun oyunu olduğunu iddia etmiş.
hakikaten de siyasi sol, geleneksel olarak popülist olmuş, en azından popülistmiş gibi davranmakta beis görmemiş. dikkat edilirse akp'ye gelene dek halk adına, çoğunluk adına, zayıflar ve dışlanmışlar adına konuşan hep sol olmuş. buraya kadar problem yok. Birileri konuşacak elbette, konuşmalıyız. Yalnız, sürekli olarak halkın duygularını seferber etmeye ve bu seferberliği bir siyasi baskı biçimi olarak kullanmaya çalışan siyasi sol bunu liberal olduğunu gizlemeyen siyasi muhafazakarlara kaptırmış.
yalnız 12 eylül'le birlikte törpülenen halk baskısı 12 eylül öncesi kendiliğinden ortaya çıkarken, sonrasında ve halihazırda siyasi liberaller ve muhafazakarlarca manüple edilmekte.
böylece politik durum analiz edilmeden önce dramatize edilerek mağdur edebiyatı ile insanlara yediriliyor.
oysa olması gereken; siyasi durum, toplumsal yapı önce analiz edimeli -ki "iyi toplumun, ehliyet sahiplerinin hüküm sürdüğü toplum olduğu" şeklindeki liberal anlayışa karşıtlığı nedeniyle dışlanmış olanları topluma kazandıralım ve içselleştirebilelim.

Özet geçmek gerekirse; popülizm siyasi sağ/sol için tek başına yeterli bir araç değil. olamalı da. Analitik bilinçle desteklenmediği müddetçe ise gerçek anlamda "popülist" olmayan sağın soldan, solun sağdan bir farkı kalmıyor.
popülist sağ veya sol, sağcı/solcu olduğu ve kavramsal olarak sağı/solu belirleyen şeyler de halka ancak takipçi olduklarında güvenmek olduğu için, kendi kısıtlamacı ve anti-demokratik altyapısını düşünce pratiğine değil, safsatalara ve içi boş tartışmalara dayandırıyor. *
edit