bugün

türk kızlarının türk erkeğine yük olma sevdası, daha idealist olanlar için boşlukta kaybolup giden hayallerini geri getirme çabası.
üniversiteyi kazandıysa, evden birkaç arşın uzaklaştıysa, gözü biraz daha açılmıştır ki tutabilene aşk olsun. bakmayın bana öyle bön bön! hindular ineğe siz de kariyere tapıyorsunuz.

türk kızının da içinde bulunduğu bir guruhtur kadınlar, kendi kendileriyle çiftleşmek ve kafalarında mükemmeli aramakla geçer ömürleri.
yurt dışına gitmek, onların hayallerindeki mükemmeliyetçiliğin sadece izdüşümüdür.
her şey birer basamaktır aslında, onların hayatında. okumak, ellerindeki en büyük kozdur, sonra iyi bir iş edinmek, olmadı zengin koca avcılığı, arkasından parmağında oynatacağı bir sevgili ve tatmin olmayan super egoları..

sirkecide yürürken entel türk erkeği, dış hatlar terminaline adım attıkları
anda ''italyan erkekleri'' ritüeldir. italya, neden rönesansıyla ya da umberto eco suyla imgesi değildir türk kızlarının!
niçin palermo nun çan kulelerini veya sicilya nın evlerini literatürlerine eklemezler? ben soracak birini bulamadım -derdim de değil açıkçası- ama sorsam da söylemezler,çünkü kendileri de bilmezler bunu.

hayal dedikleri gizemden başka bir şey değildir. göremedikleri, duyamadıkları, ulaşamadıkları her şey hayaldir.
söz gelimi yurt dışına gitme sevdası da bu hayallerin ve bilinmezliğin ağzına kadar açıldığı bir kapıdır. çünkü yaşadıkları ülke koyu gelenekler, maganda erkekler, yaprak gibi açılmış gerçekler ile doludur. ne gariptir ki doğa üstü bir varlık yerine koyuldukları başka bir coğrafya da yoktur.

her 2 dükkandan birisinin kapısında ''bayan eleman aranıyor'' yazan başka bir ülke olmadığından ellerindeki kozu iyi kullanırlar . italyanlar : ''purontoooooooooooo!! '' diyip kaparlar telefonu insanın yüzüne.

bir daha telefonu yüzüme kapatma tamam mı canım.