bugün

şaşırtıcı olmamıştır.

malum, yılların yılı izledikleri işbirlikçi, teslimiyetçi politikalar sebebiyle güneydoğudaki kentlerimizin savaş alanına dönmesine sebep olanlar, şimdilerde oralardaki öğretmenleri "seminer düzenliyoruz" gerekçesiyle geri çağırıyorlar.

eğitim yılının ortasında seminer!.. tabi ki öyle bir şey yok. "öğretmenlerimizi koruyamadığımız için geri çağırıyoruz" diyemedikleri için böyle bahaneler uyduruyorlar. malum, musul'dan asker çekmenin adı da "tanzim" oldu. aynen kaçak sarayın "külliye" ilan edilmesi gibi...

velhasıl bunlar resmen bir dil devrimi yapıyorlar. tam da yalaka bir oryantalistin sucukçu muhasebecisini övmek için sözlerini saptırdığı george orwell'in 1984 romanında tarif ettiği disütopik devlette olduğu gibi, bunların uydurduğu yeni dilde her kelimenin karşılığı asıl anlamından başkadır. örnekleri yukarıda.. george orwell'in devletinde de "savaş bakanlığı"nın adı "barış bakanlığı", "yalan propaganda bakanlığı"nın adı da "gerçekler bakanlığı" idi...

yandaşlar ebleh olmasalar bunların kendi akıllarına hakaret ettiğinin farkına varırlardı ama öyle bir ihtimal yok tabi. iktidardakiler kimin kim olduğunu, kime ne söylenirse yutacağını pekala biliyorlar.