bugün

tsk nın psikolojik bir hastalık boyutuna varanbaşörtüsü takıntısının resmi belgesi ortaya çıktı.
uzman çavuş un eşi başörtülü olabilir diye adamı takibe alıyorlar, tlefonlarını diniyorlar ve daha acısı dikat buyurun,
evine anketör kılığında gizli kamera ile tutulmuş bir iki şarlatan gönderip eşinin başörtüsü takıp takmadığını tespit ediyorlar.
bu açık bir ruh hastalığı belirtisi.
halk bunu tedavi etmeli.
bu kurum hepimize lazım nitekim.

http://samanyoluhaber.com...40_akil-almaz-taktik.html
şöyle birşey olsa gerek;

görsel
her kurumda hastalıklı tipler olabilir,büyütmek yerine çözüm bulmalıyız.
'devletin atatürk(çü) takıntısı' kadar vahim olmayan takıntıdır.
tsk nın değil zihniyetlerin takıntısı.
http://www.timeturk.com/t...n-kahraman-kadinlari.html
hayatımda gördüğüm en ahmakça olan takıntıdır. bir simgedir başörtüsü. her ne kadar insanlar tesettür bilincini bilmese de allah ın bir emri olduğunu bilirler. allah'tan korkuları oldukça, allah'a saygıları oldukça o başörtüyü kimse bir başkasının kafasından çıkaramayacaktır.

tsk'ya gelince. irtica korkusunu bahane ediyorlar. ama sen o irticayı şeriatle bağdaştırırsan böyle komik duruma düşersin. tehlikenin başörtüsü değil irtica olduğunun farkında bile değilsin. başörtüsü şeriattandır.

ayrıca şehadete değinemeden edemeyeceğim. sen bu yasağı koyup en aşşağıda olan bir seviyedeyken, annesi başörtülü çocuk ölünce de ona şehadet mertebesini yakıştıracaksın. kimin şehid olduğunu allah bilir tabi ama bunu tsk'nın belirlemesi ne kadar da ironik. bir yerde seviye yerlerde diğer tarafta en tepede. zirvede. bir müslümanın gelebileceği en yüksek noktadır şehadet.
- 27 mayıs darbesinden sonra başgösteren hastalık.

- keza 27 mayıs darbesine kadar ordu'nun üst kademe yönetimi sünni dindar türk generallerden oluşurdu.

- 27 mayıs ihtilalinden sonra ismet paşa'nın direktifiyle demokrat parti taraftarı oldukları için ordunun tüm üst kademesi emekliye ayrıldı (eminsular)

- üst kademelere türkiye'deki yabancı etnik kökenlerin sisteme intibak edilebilmesi için daha çok alevi, çerkez, gürcü, muhacir ya da kürt kökenli general ve komutanlar getirildi. bu işin başını da cemal gürsel gibi kürt kökenli bir alevi general çekiyordu.

- bugün bile sünni türk kökenli bir subayın harp akademisine girebilmesi imkansızdır.
ordunun masonik ve diğer msiyoner faaliyetlerle nasıl dinsizleştiğinin resmidir. kendi halkına düşman bir ordu profilidir.
laik bir ülkede yaşıyan vatandaşlarız. insanların dini görüşlerine saygı duymak gerek bir yerde. Baş örtüsü var ya da yok, bu sadece kul ve Allah arasındadır. Takıyorsa kendine takmıyorsa kendine. Hesabı verecek olan yine kendisi değil mi?