bugün

inandırıcı gelmeyen rakamlardır. doğru olduğunu kabul edersek bile 1 tanecik askerimizin canına denk gelmeyen rakamlardır. bu vahşileri zamanında kendi hastanelerimizde tedavi ettiler ülkemize ellerini kollarını sallaya sallaya girip çıkmalarına izin verdiler ve sonunda bizim beklediğimiz ama "sayın siyasilerimizin" bir türlü beklemedikleri şeyi yaptılar kendilerine ekmek uzatan ele vurdular..

fırat kalkanı başladığından beri 70 tane askerimiz toprağa düştü. bu oksijen israflarından 70000 tanesi öldürülse neye yarar ? böylelerine en güzelini o beğenmedikleri rusya yapıyor kendi askerini riske atmadan olması gerektiği gibi havadan imha ediyor.

particiliği bırakmadıktan sonra daha çok gencecik fidanlarımız toprağa düşer. hala daha kılıçdar onu diyor öbürkü bunu diyor kafasındayız ülkece. bu fidanların toprağa düşmesine engel olamadıktan sonra iktidarı da muhalefeti de yerin dibine batsın..
kılıçtaroğlu şu an mı destek veriliyor diyor zamanında cayır cayır tırlarla yardım edildi yaralıları tedavi edildi, şu an bırakında geçenlerde 2 askerimizi diri diri yakanları gebertelim
saydın mı?
elimize sağlıktır.
yalnız bu tarz mücadelelerde karşı tarafı azaltmak iyidir hoştur ama sizden de mutlaka zayiat olacaktır. bu neden yadırganıyo anlamadım? sıfır şehitle mı yürürtecektik harekâtı? yok öyle bi dünya.
şehit rakamları ne kadar doğru, ne kadar inandırıcı ise bu istatistik de o kadar doğru ve inandırıcıdır. benim gözümde bir değeri yoktur. yalan ve sahtekarlığın ordu mevzilerine kadar indiğinin büyük bir göstergesidir. önceden terörist leşleri gösterilirdi bir çok zaman. bu nam olsun yürüsün gitsin denildiği için yapılmamıştı tsk tarafından. halkımıza gerçekleri söylüyoruz demekti aynı zamanda, çünkü ortada görüntü vardı. bunların beyanlarında ise sadece matematiksel terimler, bir tane görüntü yok, boş mu değil mi belli değil. bende çıkıp diyorum şimdi 220 bin şehit verdiniz son bir yılda ne olacak? benimde görüntüm yok. sadece matematiksel bir terimim var elimde. işte siz bu kadar inandırıcısınız.
cehalet zor, cehaletle savaşmak daha da zor. 2014 yılında avusturalya'lı bir kız arkadaşım vardı. istanbul'da çalıştığım otelde tanışıp daha sonrasında muhabbeti biraz ilerletmiştik. hükümete çalıştığını söylerdi hep. genellikle mültecilerle ilgili işlerde çalışıyordu. açıkçası bana hiçbir zaman ne iş yaptığını tam olarak anlatmadı ama istihbarat aldığını söylerdi.

bir gün muhabbet bizim ülke siyasetinden açıldı tabii. kızın söylediği şu;

avusturalya'dan bir çok militan ısıse katılıyor ve güzergah olarak istanbul'u kullanıyorlar. biz bunu biliyoruz ama elimizden birşey gelmiyor, bizim bu konuda yapacaklarımız sınırlı. sonuçta onlar avustralya vatandaşları ve ülkeyi terk etmekte yasal bir problem yaşamıyorlar.

fakat ilginçtir ki sizin hükümetiniz de bunun farkında ve bu insanlara apaçık transit geçiş sağlamaktalar. bana sorarsan sizin yetkilileriniz doğrudan bu işe destek veriyor. atatürk havalimanı apaçık şekilde ortadoğuya dünya'nın her yerinden ısıs militanı geçiren, geçmesine izin verdirilen bir yer.

o zamanlar tır mır davası yoktu bile. o zamanlar hastanelerde terör liderini tedavi etmeler yoktu bile.

sonra ne oldu bilmiyorum. çıkarları mı ters düştü planlar mı değişti nedir bilmiyorum.

açıkçası bu işlerin altında yatan gerçekleri ve önemle altını çiziyorum değişkenleri, sıradan vatandaşlar olarak hiçbirimizin bilmesi pek mümkün değil.

ama bazı gerçekleri çok açık bir şekilde görebiliyoruz ki bu ülke teröre destek verdi ve bu ülkede şuan devlet terörü var.

kendi adıma söylüyorum ben bunu 7 hazirandan sonra anladım. sizin anlamanız da çok uzun sürmez umarım.
güncel Önemli Başlıklar