bugün

almanya'da 2. dünya savaşından kısa bir süre sonra başlayan edebiyat dönemi. özetle anlatmak gerekirse her daim iki farklı bakış açısıyla yaklaşılmıştır : yahudiler ve almanlar. şöyle ki bir yandan ezilen, aşağılanan, işkence gören, öldürülen yahudiler bir yandan da savaştan ötürü aç ve mağdur kalan almanlar ve duydukları vicdan azabı. naziler ise farklı bir perspektifte incelenir. genellikle araya bir yahudi-alman aşkı sokmak çok popülerdir. *

dönemin tanınmış yazarlarına örnek vermek gerekirse :

Wolfgang Borchert
Günter Eich
Heinrich Böll
Wolfdietrich Schnurre
Erich Kästner
Arno Schmidt
Elisabeth Langgässer

bir de bu edebi olaya kendimce içimde kalan bir ukteyi de iliştirmeden edemiyeceğim. istanbul erkek lisesi, alman lisesi, avusturya lisesi, cağaloğlu lisesi vb. alman ekolünden gelme öğrenciler iyi bilir ki, yıllarca bu öğretiyle beynimiz yıkanmaya çalışılmıştır. hayır kardeşim katlettin yahudileri vakti zamanında, bu konuda da vizdan azabı çekiyorsun...ama benim niye kafamı skiyorsun ki ? böyle yapılınca her şey unutuluyor mu ya da benden mi af diliyorsun, nedir yani olayı?

ayrıca trümmerliteraturla bağdaştırdığım bambaşka bir yaratık var ki ;

(bkz: rosemarie bolkan)