bugün

efendim malumunuz istanbul'un çeşitli bölgelerine konusan trafik lambaları konuldu. bu konu hakkında geniş bilgiye taksim de konusan trafik lambaları baslıgından ulasabilirsiniz. baslıgın taksim dediğine bakmayın, mecidiyeköy'de de var. neyse, bu trafik lambalarının bir zımbırtısı var (zamanında ışıgın yanması için basılan düğmeler gibi, şimdi onlar kalktı tabi ışıklar kendiliğinden yanıyor) ona basılıyor, lamba mıdır, ışık mıdır her neyse konuşmaya başlıyor. "lütfen bekleyiniz" ve "şimdi karşıya geçebilirsiniz" arasında bir hayat bu trafik lambasınınki. o zımbırtıya basmadığın zaman konuşmuyor, öyle sessiz sakin yanıyor (ulan aslında bunun da "ışıyor" olması gerekmez miydi?) sadece.

gel gelelim her zaman mutlaka bir dallama çıkıp o zımbırtıya basıp, "lütfen bekleyiniz" sesleri etrafta çınlamaya başlıyor. ilk önce "ulan kör var mı sagda solda" diye bir bakınıyorum, yok kardeşim! kör falan yok, etrafımdaki herkes cin gibi bakıyor. yolun karşısına bakıyorum, orda da yok! tam "hangi ibne bastı lan buna?" diye bağıracağım, "ehe mehe" diye gülen bir çocuk görüyorum. "ne sırıtıyorsun olm?" demek geliyor içimden ama sabrediyorum demiyorum, çünkü genelde liseli oluyorlar ve malumunuz kalabalık geziyorlar. (bkz: göt korkusu)

hadi ögleden sonra ve akşamları biraz çekiliyor bunlar ama sabahları hiç çekilmiyorlar. daha gözler yarı açık okulun yolunu zor bulmaya çalışırken beynimde "lütfen bekleyiniz" ve "şimdi karşıya geçebilirsiniz"ler çınlıyor. beynime kan gidiyor, kulaklarım çınlıyor, burnumdan dumanlar çıkıyor. ne için oluyor bunların hepsi? üç beş velet kendi arasında eğlenecek diye.

işte böyle sevgili okur, neredeyse her sabah bunu yaşıyorum. tanımı soracak olursan bu insanlar hakkında bir kaç genelleme yaptım, nasıl bir şeye benzediklerini anlattım bunlar tanım. yoksa bunlara sıfat bulmaya kalkarsam bırak benim uçmamı sözlük kapanır sözlük.
elinden öpülesi insanlardır. gerçi o lambalar amalar için değil tüm halk içindir. muhakkak basılması gerekir.
güncel Önemli Başlıklar