the sound of music

1965 yapımı, gelmiş geçmiş en kalietli müzikal filmlerden birisidir. zaten o sene en iyi film dalında oscar ödülünü almıştır.

yönetmenliğini robert wise yapmıştır. manastır hayatına uyum sağlamakda zorlanan maria nın hikayesi..

Müzikalleri sevmeme rağmen tadına doyamadığım bir film; öyle ki filmin neredeyse %80`i müzikal. Oyunculuklar çok iyi, bazı sahnelerde ki kareler sanki bir fotoğrafçının elinden çıkmış gibi duruyordu ve çekim teknikleri günümüzü aratmıyordu. Hikayenin gerçek olaylardan alınmış olması filmi benim için daha bir çekici kıldı anlatılmak isteneniyse fazlasıyla verdi. Günümüz filmlerinde ve dizilerinde bile filmin adı sık sık geçiyordu ve izledim övdükleri kadar varmış dedim.
Bu arada filmin konusu yeşilçamda bir çok filme esin kaynağı olmuş ve yine her zamanki araklama mantığımızla bunun da bir kopyasını çekmeyi başarmışız. Pes artık demekten başka bir şey gelmiyor...

"the happiest sound of the world" tabiriyle kendine efsaneler arasında yer ayırtmış, müzikal dalında şimdiye kadar yapılan en iyi film olduğunu görebiliriz. "robert wise" prodüksiyonluğunda "julie andrews" ve "christopher plummer"in sahne aldığı gösterinin 1965'te beyaz perdeye aktarılmasıyla önemli başarı elde edilmiştir.

filmin çekimleri salzburg'ta yapılmıştır. filmin fanatikleri için salzburg'a özel turlar düzenlenmektedir. (bkz: salzburg)

Filmi izledikten sonra ilk aklıma gelen sözlükteki başlığına girip ne denli eğlenceli, sıcak, samimi bir film olduğuyla ilgili uzuun uzuun yazmak, sayfalarca entry girilmiş başlıktaki entryleri tek tek okumak, arasından izlemiş olan yazar kankalarımla filmi tartışmak oldu.
Fakat girmemle yıkılmam bir oldu. 4 entry nedir ya?

(bkz: aniden gelen silik olma isteği)
Bu sözlük beni çok şaşırtıyor çok...

Maria'nın eşsiz şarkılarından, saçtığı neşesinden ve içtenliğinden mahrum kalın!

görsel

insana müziği, müzikali sevdiren hoş film.