bugün

van gogh'un en başarılı eserim dediği tablosudur.

van gogh açıklamasında şöyle der:

"I wanted to convey the idea that the people eating potatoes by the light of an oil lamp used the same hands with which they take food from the plate to work the land, that they have toiled with their hands�that they have earned their food by honest means."

özet geçersem, bu köylülerin tuvalete girip çıktıkları elleriyle yemeği topraklarından tabaklarına nasıl aldıklarınlarını göstermek istemiş. onların dürüst duygularını bize servis etmiş.

bunda anlaşılmayacak bir şey yok. lakin, köylüler neden bu kadar çirkin anlamış değildim uzun zamandır. şu sıra bunun sebebinin de doğurdum.
aslında bu resim batıyla aramızdaki anlayış farkını da barındırmakta bir yandan.

ben babaannemin yüzündeki o dürüst ifadeyi, hurafelere çabuk kanan o saf kalbi unutamam ve onları çirkin şekilde gözümün önünde canlandıramam. veya amcamın tarlada çapa yapmaktan eskiyen kırışık elini çirkin hayal edemem. o yüz, o alın, ve o el öpülesidir.

anadolu "ekmeğini taştan çıkarır".

not: şu linkten bakılır. http://communitas.princeton.edu/blogs/writingart4/The%20Potato%20Eaters.jpg