the last of the mohicans

müziğinden etkilenerek nickimi aldığım efsane film.

(bkz: chingachgook)

yıllar önce seyrettiğim, yıllardır seyretmediğim, yıllar sonra tekrar aklıma düşen filmdir. Bulup seyredeceğim, hafızamda hakkında iyi şeyler var.

efsane müziğinin vangelis cover'ı için.

https://www.youtube.com/watch?v=BydBT6pEqz4

Son on dakikasi tüm filme bedel olan filmdir.

Müziği ise zaten efsanedir.

müziği ile mest eden film.

az önce izlemiş olduğum ve son 20 dakikasındaki soundtrack sayesinde yüreğimi dağlayan bir film. vay anasını be adamın nesli yok oluyor geriye sadece 2 kişi kalmışsın ve bir kız için kendini feda ediyorsun. adam gibi adam. hala filmin etkisindeyim. soundtrack'i yapan dayının elleri dert görmesin.

Tüm dünya alevler icinde değil mi?

daniel day lewis in yardırdığı epic film.

şarkısı:

https://youtu.be/ygNuRpwZqRU

mekan kullanımı ve müzikleri ile öne çıkan akıcı, güzel bir film.

kulaklarımın aşina olduğu efsane müziği için izleyeyim dedim..
filmin kalitesi filmin müziğinin yanından geçmez!!
özellikle gece sahnelerinin çokluğu filmi sıkıcı yapmış..
son sahnesi biraz etkileyiciydi hele ki kızın kayalıklardan atlayıp intihar etmesi..
1780'lerin amerikasında kızılderili avrupalı çekişmesini ele alır..
en düşük imdb puanı verdiğim filmlerden biridir..
1992 yapımı bu filmin 7.8 olan imdb puanını abartılı buldum ve 3/10 puan verdim..
izlediğim site (amme hizmeti): http://unutulmazfilmler.p...tml?player=run&part=2

https://www.youtube.com/watch?v=5VIH0QIrqdE

Şu başlığı görünce nickimi değiştiresim geldi.

(bkz: the Last of the picikans)

Hikayeye tam anlamıyla bağlı kalmasa bile yine başarılı bir kitap uyarlaması; üç iyi isim de bir araya gelince kaliteli bir yapım çıkmış ortaya. Filmin geneline savaş hakim olmasına rağmen savaş anlatılırken bile insani duyguların yoğunlukta kullanıldığını görüyorsunuz. Müzikler ise şahane; aklınızın bir köşesine kazınıyor ve film sonrası youtube da aramaya başlıyorsunuz. içerideki anlamsız didişmelerin yok olmaya nasıl da zemin hazırladığını ve batılı itlerin her zaman olduğu gibi nasıl da çakal olduğunu görüyorsunuz.

doksanlarda... yıllarca film müziği kaseti vardı ama filmi yoktu ortada.
bir de "before the rain"... satılan kaseti de yoktu... herkes birbirinden kayıt ediyordu.

yıllar geçti... amerika... sonra netflix derken...

aha bu iki filmi de ben eklettim netflixe email atıp.

benim için büyük insanlık için küçük bir adımdı... kimse bilmez çünkü.

aq biz aşk deyince bu filmlerdeki gibi olur diye yazdık kafamıza... sadri alışıklar falan da dahil... gerektiğinde canını varını yoğunu vereceğin.

ne canını vereceğin hatunlar kaldı artık... ne de o erkekler...

ben gidip pira aliim en iyisi.