bugün

bizden bir on yaz önceki nesillerin çatır çatır yaptığı sevişme icraatıdır.
olay filmlere bile konu olmuştur.
yağmur falan yağar sığınacak yer ararsın falan. tamda bir kulübeye denk gelir
çat girersin içeri sevişme başlasın.

işte 1992 li yazarların telefon kulübeleri ile yakın bağlantısı vardır.

sonra baktılar işin boku çıktı devlet kulübeleri kaldırdı yerine avm dikti. onlarda da sevişecek yer az anasını satayım. mağazaların daracık soyunma kabinlerine kaldı millet...

sonra edebiyatımız telefon kulübesini bilmeyen nesillere telefon kulübesinde dans etmek diye bir deyimi sınav sorusu yapıyor.
bir örneği için (bkz: hemşo) filmi.
Cep telefonunun, internetin olmadığı dönemde özellikle köyvari semtlerde yaşanandır.
O zamanlar öyle herkesin altında araba da yok. Tenha bir yere çekip öpüşemiyorsun sevgilinle.
işte bu karanlık çağı aydınlatmıştır telefon kulübeleri.
Özellikle geceleri hava kararınca içine girip sevişirdi çiftler.
Gecenin karanlığında şehvetli biçimde sevişirken, aniden telefon zıırrrrrr diye çalınca adrenalin tavan yapardı.

görsel
bu kulaklar daha neler işitecek dedirtir.