bugün

tdk'nın olmayan, türkçenin değersizleştirilmesi ve tdk'nın itibarsızlaştırılması için uydurulan saçmalıklardır.

https://www.facebook.com/...eti/posts/982925768390223

'' TDK'ye atılan iftiralar 1970 yıllarda basın tarafından TDK'yi karalamak için gülünç türetimler yapmıştır. Bu türetimlerin kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor ancak, kamu içinde hızla yayılmış ve bunların gerçekten TDK tarafından türetildiği sanılmıştır, hatta sanılmaktadır. TDK başkanı ile yapılan ve Vatan Gazetesi'nde 17.05.2004 günayında yayınlanan bir söyleşide, TDK'nın "oturgaçlı götürgeç, ulusal düttürü, gökkonutsal avrat" gibi gülünç karşılıklar önermediği belirtilmiştir. TDK'nın türettiği söylenen sözcükler * Otobüs : Çok Getirgeçli götürgeç * Tren : Alttan ittirmeli üstten tüttürmeli çok oturgaçlı getirgeçli götürgeç * Yumurta : Tavuksal fırtlangıç * istiklâl Marşı : Ulusal düttürü * Hostes : Gök konutsal avrat * Uçak : Gökkonut * Restaurant : Sosyal Otlangaç * Fren : Durdurgaç * Fotoğraf makinesi : Şekil çeken * Minibüs: Kaptıkaçtı * Zil : Zırlangaç * Problem : Zorlangaç * Flüt : Öttürgeç * Ütü : Alttan püskürtmeli düzelteç * CD : Dönen Bilgi Tekeri * Gitar : Çok telli çalgaç Halk üzerindeki etkileri Bu sözcükler, kamu tarafından gülünç bulunup TDK'nın alay konusu olmasına neden olmasının dışında, dilimizdeki en güzel eklerden biri olan - geç,-gaç ekini de öldürmüştür. Bu iftiranın doğruluğuna inanlar, yapılan yeni türetimlere direnç gösterme eğiliminde olup bu sözcükleri neden olarak göstermişlerdir.'' alıntıdır.
tren; alttan ittirmeli üstten tüttürmeli
oturgaçlı götürgeç.
1985-2005 arasındaki dönemde yaptıkları düzenlemelerle birleşik kelimeler konusunda ortalığı tam bir çorbaya çevirmeleri. Kendileri de bu konuda son derece başarısız olduklarını kabul ediyorlar.

Mesela 1985 yılında yayınlanan imla kılavuzunda ilkokul, arapsaçı, genelkurmay, radyoevi, Gaziantep…” gibi yüzlerce bileşik sözcük hiçbir açıklama yapılmadan ayrılmıştır. Dil Derneği’nin zamanın Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Celal Güzel’e sunduğu yanlışların bir kısmı, bakanlığın yayımladığı bir genelge ile düzeltilmiş, büyük bölümü kalmıştır.

Bileşik sözcükler, Türkçenin, hiçbir biçimde engelleyemeyecek en işlek sözcük üretme yollarından biridir. Türkçenin bileşik sözcük yapma kuralları 1965’ten sonra belirginleşmiş, bu yolla dilimize yüzlerce yeni sözcük ve terim; dolayısıyla düşünme, üretme alanımızı genişleten yepyeni kavramlar kazandırılmıştır. Ancak resmi TDK’ce yayımlanan Yazım Kılavuzu’nun 24. baskısında da bileşik sözcüklere ilişkin olarak bütün dilcileri şaşırtan ve örneklerle çelişen tanım ve açıklamalar sürmektedir. Yazım Kılavuzu’nda “BiRLEŞiK KELiMELERiN YAZILIŞI” büyük başlığı altında şu açıklamalar bulunmaktadır. Bu açıklamalarla verilen örnekler arasındaki çelişkiye dikkatinizi çekmek isterim:

“Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat grupları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli fiillerden oluşan ifadeler, yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik kelime olurlar:yer çekimi, hanımeli, ses bilgisi, beyaz peynir, açıkgöz, toplu iğne,
eli açık, sırtı pek, söz etmek, gelebilmek…” gibi bir açıklama ile örnekler arasında dilbilgisel açıdan tutarlılık var mıdır?

Bu kargaşa hala sürüp gitmekte...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar