bugün

tanrı aygıtı (allah da diyebiliriz) vadettiği ve olduğunu iddia ettiği mucize sanrılarının gerçekleşme ihtimalsizliğinin bilinciyle türetildiği için ancak ve ancak, yapılan bir kötülüğün ardından, kötülükten arınmak için kullanılan ve beraberinde de kişide arınma hissi oluşturan bir sanrılar bütünüdür. eklektik olarak bakıldığında daha çok iyiliği ve arınmayı tözüne yerleştirmiş bir vakıa gibi bir bakıma. o sebeple, yardıma ihtiyacı olan kimseye herhangi bir yardım getirmemektedir. kişinin kendi becerisinin üstüne konup onu kendisinin izni ve kudretiyle sağladığı hissini kendisine yüklemektedir. zaten özü itibariyle beyinde yaratılmıuş her türlü sanrı yine beynin başka eksikliklerinden beslenmekte ve böylelikle nevrozlara ve histerilere de bir bakıma bir bariyer oluşturmaktadır. zayıf bünyeler için tanrı gereklidir çünkü zayıf bünyeler içine düştükleri problemlerden kaynaklı paranoyalara, histerik ve nevrotik davranışlara kaymaya oldukça meyillidirler.

olayı örnekleyecek olursak konu daha iyi anlaşılacaktır.

örneğin; bir araba sahibi olmak istiyorsunuz ancak gelir gider tablonuz buna elverişli değil, bu durumda tek yapmanız gereken tanrıya dua etmek değildir. çünkü tanrı aygıtı bir meta'ya sahip olma konusunda çalışmamaktadır. yapılacak tek şey o arabayı çalmaktır. ardından da tanrı'ya dua edersiniz ve tanrı da bağışlayıcı olduğundan sizi affedecektir.

edit: örnek al capone olayıymış. güzel düşünmüş adam ama ben ilk ben düşündüm zannetmiştim. neyse.

"şüphesiz o affedendir"

sosyal adalet dengeleri gözetildiğinde eğer yakalanmadıysanız ve çaldığınız araba büyük bir sermayeye aitse kuvvetle muhtemel teorik olarak affedilmişsinizdir. ikinci aşamaya geçebilir ve diğer sahip olmak istediklerinize sahip olabilirsiniz. çünkü beyninizde yarattığınız tanrınız sizi affedecektir.