bugün

Ateistlerin %99'u tarafından dile getirilen, kökü Marx olan ve içi boş olan iddia.

iddia aynen şöyledir:

"Eskiden insanlar hayatta kalma koşullarına sahip olmadıkları için, misal olarak sele karşı evler yapamadığı için bir güç aramış, bulutu vs tanrı edinmiştir. Ama artık insanlar sele karşı savaşıyor, o halde tanrıya gerek yoktur."

Bu teze iki şekilde red veririz:

1) Tanrı inancı eğer muhtaciyetten kaynaklı bir üretim ise, insanlar hala tanrıya oldukça muhtaç hayata sahiptir. Ornek olarak ölümcül bi hastalığa çare bulamadığı zamanlar coktur, ya da annesinin kaza geçirip komaya girdiğini öğrendiğinde aciz ve çaresizdir. Yapması gereken şey tanrıya siginmaktir.

Nitekim dünyada hala zalim, tecavüzcü, katil insanlar vardır ve olacaktır. Bu zalim insanların cezalandırılmadigini goren insan, doğal bi refleks olarak bunların tanrı tarafından cezalandırılmasını isteyebilir. Bu onu yobaz ve gerici yapmaz.

2) Eğer tanrı inancı izafi ise, su çağdaki insanların da hala tanrıya siginmalari rasyonel olduğu gibi, bilimsel köke dayanan evrenin yok oluş teorileri gerçeklesinceye değin de hep muhtaç olmaya devam edecektir. Zira bilimsel olarak, ölümsüzleşmek, ışık hizini asmak veya evrenin disina cikmak gibi mümkün değildir.

Velhasil kimse aptal, ruh hastası vs değildir. Sadece siz, yediden yetmisinize Marx'in gevelediklerinden başka argüman üretmekten yoksunsunuz.
din kendini bilinmezin üzerine temellendirip umut pazarlayacaktır. bunda zaten biz de aynı fikiriz.

ancak ateistlerin realizme bakışı bu konuda değil.

tanrıya inanmanın ya da o bilinmezliği tanrıyla açıklamanın bir gerçekliği olmadığı üzerinedir.

tanrı bir açıklama değildir.

dün yıldırım nasıl oluyor sorusuna zeus sinirlendi diyenler bugün dünya nasıl odu sorusuna ol dedi oldu diyor.

bu ikisinin bir açıklama olmadığı ve gerçekçilikle bağdaşmadığını söylüyoruz.

dindarlar şu kafayı değiştirmedikçe asla bizi anlamayacak.

tanrıyı bilemeyiz, bilmediklerimiz var o halde tanrı da var. yani bilinmezliği hiç bilemeyeceğin bir şeyle açıklayıp bir şeyi açıkladığını sanmak bu.

bunun gerçekçilikte bir açıklaması yoktur.

önemli olan bir şeyleri bilmektir, inanmak değil.

tanrı karanlık oldukça kolay tatmin olduğu için insanlara cazip gelecektir, bu yüzden din dışı gruplar her şeyi açıklamayı zaten fikirlerinin temelini almışlardır.
bunda bir sıkıntı yok.
yıldırımın açıklamasının yapılması, yıldırımın gerçekten tanrı tarafından gönderilmediği sonucunu mantıken vermez. sen o tanrıya ister zeus de ister osiris.

ikinci olarak şu cümle "önemli olan bir şeyleri bilmektir, inanmak değil. " bir inanç cümlesidir. bilmenin inançtan önemli olduğuna dair deneysel sonuç yoktur elimizde. tamamen felsefi bir ön kabulden ibarettir.

yani bu cümleyi kurarken bilme işinin, inançtan daha önemli olduğuna "inanıyorsunuz". dolayısıyla cüme kendi kendini yanlışlıyor.

edit: bilim yapmamızın altında yatan şeyin inanç olduğunu da bilmek gerekir.
1) Bir şeyin umut vermesi onun yalan olduğuna nihai bir delil değildir.

2) Zeus veya Allah kıyası felsefi anlamda yapılabilir. Nitekim yapılmıştır da. Bir kere evrenin var olması için tevhidi iddia olması gerekiyor.

Yok eğer dersen ki, birden fazla tanrı var, bu takdirde aralarında hiyerarşi olması gerekiyor. O halde en üst bir tanrı olmalı.

Kendisinden üstü olan bir şey de tanrı olamaz.

Aynı şekilde tanrı kavramı insan şeklinde, evlenmeye, yemeye içmeye ihtiyaç duymamali, nefsi hareketleri olmamalı. Zira ihtiyaç duyan şey noksandir ve tanrı olamaz. Fakat bahsettiğin tüm dinlerde felsefi mantıksızlık mevcuttur.

3) Tanrıyı bilemeyiz ama madde ve kuarklarin bir sebeb olmadan var olabildiğinin de akla aykırı olduğunu bulabiliriz. Aynı şekilde evren öncesinde bir seyler vardı iddian olsa bile, evrendeki patlamayla bunca hassas dengeli canlının olduğunu iddia etmek büyük bir mantiksizliktir.

Şunun gibi:

Bir kitap sayfasındaki harfleri elimize alıp onlari deftere atsak, aynı cümlelerden oluşan sayfanın çıkması katrilyondan daha küçük ihtimaldir.

Yani maalesef evren öncesi bir şeyler vardı deseniz de, evren sonrası bilincli canlı oluşumunu aciklayamiyorsunuz.

Bu sebep üst akıldır. Bu metafiziksel, hayali bir yaklaşım değil, gerçeğin ta kendisidir.
Maalesef yine tezime somut bir cevap alamadım. Geçmiş olsun.
Bir insan inansın inanmasın, zor zamanlarında mutlaka kendinden daha kudretli bir varlığa ihtiyaç duyar. Her ne kadar ihtiyaç duymuyorum dese de. Fakat bu ihtiyaç tanrı'nın varlığını ya da yokluğunu kanıtlamaz.
Tanrı nedir? Yaratıcı.
Yani senin ulaşabileceğin noktanın ilerisinde olmalıdır. Senden ileride olan birisine her zaman için ihtiyacın vardır.
Dünyada istekler karşısında bir yaratıcıya ihtiyacım kalmadı her istediğimi elde ettim dersen. Yine aynı şekil de her zaman bir adım ilerisi vardır. Sadece sen göremezsin.