bugün

o kadar masraf yapmışsın, düğün salonunu tutmuşsun, kaporo vermişsin, gerisini düğünün ertesi gününe senet yapmışsın, ev kiralayıp içini döşemişsin, uçan kuşa bile borçlanmışsın kısacası. nasıl olsa gelen takılarla kapatırım düşüncesiyle borç batağına her gün biraz daha kendini kaptırmışsın.

muhafazakar bir yapın varsa en büyük korkun "lan acaba patlaktı da bana mı itelediler" mi...emin misin? bak sana yaklaşık olarak 30.000 tl'lik borçtan bahsediyorum. bence en büyük korkun o olmamalı. bir şekilde konuşarak halledersiniz onu. ama ya düğün gecesi takı törenine geçmeden önce bir aksilik yaşanırsa? takı töreni yapılamadan düğün bitmek zorunda kalırsa? senin büyük enişte bizim ufak kıza baktılar diye kız tarafından birine dalarsa, ya da ne bileyim bıçak kesmiyor abi diyen yavşak garsonun *ötüne o bıçağı sokarken düğün salonu çalışanlarıyla senin akrabalar arasında kavga çıkarsa...örnekler çoğaltılabilir. hiç b planı yaptın mı çeyrekler gitmesin, burmalar uzamasın diye? bunları iyi düşünmem lazım ey türkiye nin çiçeği burnunda damat adayı. palnlar, projeler geliştirmen lazım.

bak sana örnekler sunayım iyi dinle burayı...

düğün salonunun ortasına bir bahşiş kutusu koy. deniz feneri, sesimi duyan var mı, şşşhh alo sadaka verin filan yazan bir kutu koy, üzerine de sadaka belayı defeder tarzında bir yazı yaz. bizim millet her seferinde aynı numarayı yutar. en azından masrafların yarısının çıkacağı garantisi var azizim.

oynarken iyi kıvır, yapıştırılan paraları orkestraya vermeden evvel içe diktirdiğin cebe ufak ufak itele...