bugün

özdemir erdoğan'ın güzel seslendirdiği eser.

http://www.youtube.com/watch?v=UIUrUe0AiW4
dinledikçe sadece acı veren teselli etmeyen şarkıdır.
babanla hiç tanışmamışsan, yıllarca annenin ev sevdiği şarkı olarak bildiğin bu şarkıyı; baba'nın dostlarıyla tanıştığın gece 'bu şarkı babanın şarkısıydı' dendiğinde daha bir ağır gelen şarkıdır. kelimeler düşmüyor, salınıyor filan.
zeki müren'in muhteşem yorumladığı güzide bir türk sanat müziği eseri.
gel gel beru ki savm u salatın kazası var, sensiz geçen ömr-ü hayatın kazası yok

yani
gel.. gel... sevgilim, namazın da orucun da kazası var..
ama ..
sensiz geçen ömrümünde, anımın da kazası yok..
gel..
hicaz makamı, semai usülündeki eserin; güftesi, güzide taranoğlu'na bestesi, üstat muzaffer ilkar'a ait. tadı kalmayınca hiçbir şeyin tadı tekrar tekrar dinlenerek teselli aranan sözler ve nağmeler böyle olsa da sevmekten usanmamak gerek sevmeyenler utansın.
özdemir erdoğan yorumuyla dinlerken eserin girişinde aaaa ne güzel melodiymiş dersiniz sonra vay be ne hazin bi şarkıymış der mod'a girersiniz..
behiye aksoy'un sesi iLe nirvanaya uLaşacağınızı garanti ettiğim, kadehLere sarıLacağınız parça..
semai usulünde hicaz makamlı türk musiki eseridir.güfte güzide taranoğlu, beste muzaffer ilkar'a aittir.bir de behiye aksoy'dan dinlendi mi değmeyin gitsin...
sevgilisi olmayan kişinin bir ilkbahar sabahı güneşle uyanmayıp çılgın gibi koşarak kırlara uzanmadığını, içinden gelmediğini anlatır tsm şarkısı. *
behiye aksoy'un sahane yorumladigi bir tsm eseri:

tadı yok sensiz geçen ne bahârın, ne yazın
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
sarıldım kadehlere, dermân olur diyerek
kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın