bugün

flörtleştiğim beyfendinin gözleri önünde travesti taklidi yapmam. kendisi kafasına siyah bere geçirmiş . şeyim kadar kafası var zaten küçücük daracık. nerden bilim lan ben onun o olduğunu ?

ya bide malum trav. ın taklidi yapıyodum;
-bursa çocuğuyum heryer s.....rim ben (x3)
her yerde çaışırım!

didim . ühühüh .

http://www.youtube.com/watch?v=Z09epdqtLBk
ilkokulda altıma sıçtıydım. o zamanlar sözlük yoktu.
bardak almak için gidip 'yarak var mı abi' demek. Daha dün oldu, asrın mallığı.
en sert hocanın dersine geç kalmak. koca anfide seke seke merdivenleri çıkıp, sıranın en sonuna ulaşmayı amaçlarken kapaklanıp düşmek. hocanın çıkan ses üzerine "n'oluyo orda?" demesi ve ardından "arkadaş sağ salim yerine varabildiğine göre derse dönebiliriz" diye patlatması. peşine iki arkadaşın ders bitimine kadar hunharca gülmeleri. aynı ikilinin "taklacı kuş" esprisine haftalarca maruz kalmak. yalnız o düşüş anında yer yarılsa içine girip kurtulamazdım da. tam girecekken kapanır mal gibi kafam falan dışarda kalırdı benim.

(bkz: atın beni denizlere)
iddaa bayisinden çıkarken hayırlı işler demiştim. birkaç kere dedim hatta. bu alışkanlıktan kurtulmaya çalıştım. ama olmuyor. daha çok saçmalıyorum. tam çıkarken kapıyı kapatacağım. "hayırl..." diyorum. sonra lan ne diyorum ben diyip "kolay gelsin" diyorum. ama öyle de daha saçma oluyor. "hayırl.. kolay gelsin"
neyse lan. en iyisi hiçbir şey dememek herhalde.
Akşam 17:30 suları ( zaten sabah 08:00 sularıyla elimizi yüzümü yıkamışım) Hamamyolunda yürümekteyim, telefonum çaldı. Arayan bir arkadaştı :
- alo kk7 naber lan?
+ iyidir, senden naber?
- biz ersin, tülay, aamed, mehmet takılıyoruz sende gel,neredesin sen?
+ ya markete kadar çıktım, sigara almaya başım ağrıyor yatçam ben...
- oğlum sen hamamyoluna mı taşındın? karşıdan gelen sen değil misin?

yemin ediyorum, ara sokak bulsam girecektim, bulamadım ya la...Neyseki yüzüme çok vurmadılar bu rezaletimi, kıvıramadımda...
“Başarı bir yerde yenilginin yarısıdır. Başardıktan sonra yapacak hiçbir şey kalmaz. Gerisin geri inersin tırmanmak için canını dişine taktığın merdivenden. itinalı davranır ve kayıp düşmezsen tekrar dibe çökmen yıllar alır. Varlığın hedefi yok olmaktır, yokluğun hedefi var olmak.

Otuz iki yaşını yeni doldurmuş sarışının vajinasını yalarken bunlar geçiyordu aklımdan. Usul usul inliyordu. Sesi güzeldi. Fiziğiyse muhteşem. Teni pamuk gibi. iyi bakmıştı kendine. Avuçlarıyla çarşafı sıkıp bırakıyordu. Bu yüzden yapıyordum zaten “güzel bir kadını kısa bir süre de olsa mutlu etmek.” Hoşuma gittiği için değil.

Sonra seksi seksin gerektirdiği şekilde tamamladık. Oldukça geç geldim. Hoşuna gitti. Oysa bütün olayı “kendiliğinden sönmeden bir bahane uydurup pes etmeliyim.” Diye düşünürek geçirdim.

Önce ben duşa girdim, sonra o. Duştan çıktığında kahveler hazırdı. Benimkini olması gerekenden birkaç dakika önce bitirip onu evine bırakmayı teklif ettim. istersem kalabileceğini söyledi. Aklımdan böyle zamanlar için yaratılmış onlarca bahane geçti. Ama bazen yeni şeyler denemek gerekir ve otuz iki, bahane yemek için pek uygun bir yaş değildir. Bir süre yalnız kalmak, yalnız kafayı bulup yalnız uyanmak ve yalnızca mastürbasyon yapmak istediğimi söyledim. O an, belki de bu kadınla evlenmeliyim diye düşündüm. Çok şey düşünürüm, özellikle de asla yapmayacağım şeyleri.

Arabada ilk kocasından bahsetti. Bir kozmetik markasının Türkiye distribütörüymüş. Mutlu bir evlilikleri varmış. Haftada en az bir kere yemeğe çıkarlarmış, birkaç kere de içmeye. Birgün adamı, kendi yataklarında satış elemanlarından biriyle basmış. Adam oldukça içkiliymiş, saatten bihaber, yoksa hayatta yakalanmazmış. Bir ay içerisinde boşanmışlar ve o günden geriye her ay hesabına düzgünce yatan yüklü miktarda nafaka kalmış.

Konuşmanın gerisi ev tarifiyle geçti. Lüks bir apartmanda oturuyordu, kapıda güvenlik,kapalı otopark, boydan boya camlar filan. “Demem o ki;” dedi, bu dünyada hepimiz bir şeylerden kaçmak için birbirimizi kullanıyoruz. Fazla takma kafana. Hikayenin içinde olduğun sürece kullanan ya da kullanılan olmanın pek de bir önemi yok. Kullanılıp kullanılmadığımı anlayamadığım bir şekilde öptü beni. Arabadan indi. Bir adım attı, geri döndü. Tokasını çıkartıp camdan içeri fırlattı.
- Benden ufak bir hatıra. Bu küçük hikayeyi unutmaman için.

Eve dönerken uzun uzun düşündüm. iyi bir hikayeydi, birçoğundan daha edebi ve daha gerçek. Tanrı bütün iyi kadınları öldürmemişti henüz veya içimdeki sessizlikten yeni çığlıklar yaratan kadın, bir süre için tanrım olacaktı, hangisi hoşunuza gittiyse.
an itibariyledir.
(bkz: yevgeni pluşenko)
lisedeyken hoşlandığım çocuğa bakacağım diye arkadaşımı ite ite kantinin kapısından sokmuştum ikimizde düşmüştük. özürlü çocuk gülmüştü. mal bebe.
kareli boxer giymişken, kalçaya* 2 iğne yemek. hayır amk erkek olsa içim yanmayacak.
(bkz: unutulmayan mallıklar)
küçükken, daha tıfıl bir şeyken, komşu teyzenin ''bizim kızı alacak mısın'' şeklindeki soruya evet diye cevap vermek. hala utanıyorum sevgili sözlük.
Çöp poşetiyle otobüse binildiği andır.
şansımı zorlayarak buza basıp yolda herkesin önünde büyük bir su birikintisine takla atarak düşmek.
halka açık alanda bayanlar tuvaletine girmek ve gerisinde kovularak çıkmak. nasıl kaçtığımı hatırlamıyorum.
ilkokul üçüncü sınıftayken tuvaletim varken arkadaşım beni güldürmüştü altıma kaçırmıştım. ah tenefüs bitiminde annem gelene kadar çok sıkıntı çektim sevgili yazarlar çok.
Mühendislik fakültesinin önünde bodozlama yere yapışıp pantolonumun birden fazla yerini yırttığım an. Evet hepsi bana bakıp kıkırdadılar. Ağlayacağım sözlük. *
pipet i bi(r)ped olarak algılama...

lise yıllarımda oldu. marketimize gelen 2 tane çıtır kızın "pipet var mı?" sorusuna, "evet var" deyip kızları bayan pedlerinin olduğu reyona götürüp "buyrun kadın pedleri burada" demek.

kızlar kahkahalara ben dumurlara boğuldum.
beni asıl rezil eden şey kızların bizim yan sınıfta okuyor olması ve uzaktan birbirimizi tanıyor olmamızdı.
sözlük yazarlarının utanç verici olaylarını el alan anlardır efenim. şayet benimkileri yazsaydım, yerin dibine giresiniz gelirdi.
ablamın yeni tanıştırdığı bir arkadaşını başkasıyla karıştırıp "öyle miii" diye psikopatça selamlamam ve ortamda değişik bir sessizlik olması. sonra durumun farkına vardım ama iş işten geçti tabi. *
parasını peşin aldığım kat kalorifer tesisatı işini yanlış daireye yapmam.
sevgilime küfür ederken, kayınvalidemin duyması. çok utanmıştım .
arkadasımın ailesiyle aksam yemegi yerken gelen gülme kriziyle beraber içtiğim şehriye çorbasının şehriylerinin ağzımdan, burnumdan cıkarak tüm masaya dağılması hayatımdaki güzel anılardan biridir.
Geçen bir düştüm.
Kalabalıktı.
Resmen boylu boyunca yere yattim.
Ağlamak istiyorum ya çok utandım.
Ordan nasıl kalktım nasıl gittim hatirlamiyorum bile. *
Bugün sınav vardı.
Sınıfa girdim. Liste geldi baktım adım yok.
Yanlış sınıfa girmişim.
Telefona baktım sanki biri çağırmış gibi ciktim doğru sınıfa gittim.

Daha çok var da bunlar yakın zamanda oldu.
biz topluca gülerdik hep daha o sinifa giremedik.
güncel Önemli Başlıklar