bugün

Şuan oturmuş ben bilmem eşim bilir seyretmekteyim. Uzunca bir ders çalışmacalardan sonra amaçsız, boş oturmayı ve önemsiz şeyler izlemeyi özlemisim. Böyle vakit geçirmeyi özlemişim. Evet, gayet keyifli.
Az kaldı okyanusaşırı kaptanlığa.
Her insan tek bu hayatta, yalnızlığımı en güzel yaşayacağım mesleği yapacağım bu bana mutluluk verecekmi bilmiyorum belkide daha da yalnızlaşacağım. Hiç bir zaman evlenemeyecek olmak..
Kim 6 ay görmediği adamla evlenmek ister ki?
Her zaman yalnızlığa sarılacağım , bir gün belki o da beni sarar, sarmalar diye.
Dümen başında yaşlanıp gideceğim, herkes dinlenmek için ölür ya; ben dinlenmiş olarak gideceğim öbür tarafa. Mezarım bile olmayacak büyük ihtimal gemi tepesinde öleceğim okyanusa atacaklar bedenimi. Varsın hayatta mutlu olmayayım, yeterki baskalarının mutluluklarına engel koymayayım.
konuştuğum her kızda hoşlanılıcak bir özellik bulurum. hepsini bir arada bulunca hemen evlenicem.
Umutlarımızın ömrü kelebeklerinkinden bile kısa.
Bir saat önce hamburger menü yedim .pişman değilim. Mutlu bile etti.
ananemi çok özledim.
itiraf ediyorum hepiniz geri zekalısınız.
biz eskiden çok fakirdik o kadar fakiridik ki ayda yılda bir eve 200 gram antepfıstığı alınırr o da ailenin 5 üyesine eşit şekilde üleştirilirdi bir sana bir bana.....haliyle fakir bir mahallede yaşıyor idik. mahallecek fakir olduğumuz için ufak şeyler çok göze batardı her çocukta biz fakiriz babamız bize bir şey almaz bilinçaltısı çoktan oluşmuştu.. yani biri bakkala gitse bir abur cubur alsa o çocuğa çok zenginmiş gibi uzaylı gözüyle bakılırdı.. 25 kuruşluk cino alsan bile o izlenimi mükemmel bir şekilde hissettirirlerdi karşıdakine.. tabi bu, zamanla benimde bilinçaltıma yerleştiği için arada sırada bakkala giderken saklana saklana, korka korka giderdim. bir şey aldığım zaman yolda arkadaşlara rastlayacağım diye yusuf yusuf olur dibimden terler aktığı olurdu. ( ulan çocukluk işte saçma sapan düşünceler ama hakketen öyleydi) bir gün annemden para aldım 3 tane dondurma alacaktım. yine korka tırsa bakkala gittim 3 tane çubuklu dondurma alıp gizli yollardan eve gitmeye çalıştım. aman beni kimse görmesin diye tırsa tırsa giderken mahelleden tayfunla gökhan karşıdan geliyor. eyvah geliyorlar ne yapsam falan derkenyüzüm bembeyaz oldu kalp atışlarım hızlandı hemen hiçbir şey yokmuş gibi yönümü değiştirip başka yoldan gitmeye çalıştım. ulan korkuyoruz ya tak yine karşıdan gıcık fatih ile belalı mıstık geliyor. o anda nasıl yoğun duygular yaşıyorum ne yapsam ne etsem elimde de dondurmalar bir an çöpe atmak istedim ama vazgeçtim. sonra yönümü değiştirdim hızlıca koşmaya başladım bu böyle olmayacak dedim ve dondurmaları pantolonumu sıyırıp çoraplarımın arasına sıkıştırdım bol pantolon giydiğim için belli de olmuyordu.. artık içim biraz rahatlamıştı ördek gibi paytak paytak yürüyerek evin yolunu tuttum. tam bizim evin önlerine geldim ki bu seferde savaş kardeşi barış, emre falan ellerinde top nereden böyle diye durdurdular beni.. yine tırstım soğuk soğuk terler döküyorum. hem küm edip gitmek istedim ama illa top oynayacaz diye koluma girip götürmeye çalıştılar ulan top oynasam çorabım da ki dondurmalar yere düşecek her şey kabak gibi çıkacak ortaya.. zaten giderken sen niye böyle yürüyorsun lan diye kıllandılar en iyisi kaleci olayım dedim 40 derece güneşin altında saatlerce top oynadılar amk çocukları.. dondurma falan aklımdan uçmuş gitmiş benim. girdim eve baktım dondurma erimiş yarısından çoğu çorabıma ayakkabıya falan bulaşmış annem de gerizekalı mısın olum sen niye dondurmayı çorabına koydun kuş beyinli diyerek dövmüştü o gün. akşam ayakkabının halini görünce birde babamdan dayak yemiştim.
uzun uzun yazmayın okuyamıyorum. amk ne derdiniz varmış be.
Yarından itibaren farklı bir hayat olacak hayat başlıyor benim için ,farklı bir Anniee olacak.
bugün de deli gibi iÇtim.
Saatler geçiyor ama uykum yok..
Uykum yok da birşeyler yapasım da yok..
Rüyaları kovalarcasına düşünüyorum. .
Bu düşünceler arasında 'günün boşluğunu hissetmek ile bu boşlukta gittikçe hapsedilmiş bir serseri olduğumu kanıksamaya başlamış olmak' adlı anlaşmazlığımda yine kanayan bir yara misali hüzünlendim..
Şu an canım turşu çekiyor. Allah affetsin gidip yiycem galiba.
Sırtımın küt letilmesine ve masaja suan cok ihtiyacım var.. Üzen sırtımın kolumun bacagımın agrıması degil, yine agrısın, yine yagmur yagacak yine agrıyacak, üzen böyle kendi kendime oram agrıyor buram tutuldu diyerek söylenmem. Kendim söyleyip kendim dinlemem.
Sabah 9 30 da kpss var. Ve ben şampiyonlar liginin finalini izlemek yerine gündüz ders çalışıp maç saatinde uyudum. 12 de uyandım ve şuan ders çalışıyorum. Sabah sınava kadar ne ezberlersem kardır.
doğru insanı bulacağım diye diye ömrüm geçiyor, ki zaten hiç bir zaman karşıma çıkmayacak. sap geldim sap öleceğim.
Makedonların bu kadar çılgın olduğunu bilmiyordum.
Sürprizlerden nefret ediyorum. Beklenmedik olaylardan nefret ediyorum. Öyle sinirliyim ki dağı taşı sikesim var.
20 yaşındayım, doğru düzgün bir ilişki yürütemiyorum. Sevdiğim kişi beni sevmiyor, beni seveni de ben sevemiyorum. Arkadaşlıklarımda artık samimiyetimi kaybettim. 400 kişilik dönemimden bir tane arkadaşım var, liseden de birkaç tane. insanların bencilliğinden bıktım. Yoruldum artık.
Düzenli yaşamaya karar vermiştim. Erken uyuyacaktım. Uyku tutmuyor. Birilerini arayıp konuşasım var. Öyle havadan sudan. Ama insanları korkutmak istemiyorum.
şöyle hareketli yeni parçalar keşfetmek için her yeri aradım taradım kafama göre bir parça bulamadım.
Delirmek üzereyim.
Delirmek üzereyim.
Delirmek üzereyim.
Bu dünyaya eksiğim biraz, yetişemiyorum. Yetişemiyorum. Yetişemiyorum. Neden?
Neden?
Peki ya kuş olsaydım.
Yine böyle mi olurdu.
Yok, keşke ağaç olsaydım.
Şimdi de ağaç gibiyim zaten görüyorum, duyuyorum, biriktiriyorum, büyüyorum ya susuyorum. Sustum. Öldüm.
insanlar mal...
beni öylece bırakıp gitmen gerçekten canımı çok yaktı, sanki senin için bi hiçmişim gibi. ama elimden hiçbir şey gelmiyor. yine de her şey için teşekkür ederim. inan kırgın değilim sana sevgilim, zaten biliyordum böyle olacağını boşuna çabaydı belki de benimkisi.

yazmak istediğim ve sana hiç söyleyemediğim o kadar çok şey var ki ama olsun napalım. galiba bu da benim son yazışım. bu sefer içimi döktüm iyi geceler.

galiba seninle belki bile olamadık. keşke olarak kaldık birbirimizde, yada sen sadece ben de* 04.50.

bu gece camdan kafanı gördüm tam emin değilim uzaktı biraz* 04.07.

her gün aynı geçiyor. seninle yaptığım her şeyi tek başıma yapıyorum komik oluyor biraz ama napalım çokta keyifsiz sayılmaz* 02.28.

günaydın kuş kafalı. sınav yerleri açıklanmış galiba, hadi hayırlısı sana bu konuda güveniyorum. kazanacaksın hiç merak etme* 16.59.

sensiz geçen ilk doğum günümdü* 04.04.

beni özleyince sakızı ağzında uzatıp ağ yap, ağa takılıp geleyim * 14.02.2016 - 03:29.

not: işte ben özledim ama sen sakıza takılmıyorsun* 03.14.

çalışıp çabaladın, elinden geleni yaptın ve kazandın. tebrik ederim. umarım tüm kurduğun hayaller bunun gibi gerçekleşir* 10.53.

rüyamda seni gördüm. migros'a gitmiştik ve birlikte daha önce hiç görmediğim sebzeler alıyorduk. senin elinde şeffaf havuçlar vardı bir sürü böyle ve kucağında taşıyordun. bana da karpuz boyutunda turuncu bi şey aldırtmıştın. ve dışarı çıktığımızda yol boyu o şeffaf havuçları yiye yiye yürüdün* 13.53.

hala seninle yaptığım her şeyi yapmayı seviyorum. bazen tüm gün boyunca birlikte oturduğumuz yerlere oturuyorum, konuşa konuşa yürüdüğümüz yerlerden yürüyorum. hepsini çok net hatırlıyorum. tek başıma yapsam da hoşuma gidiyor. belki de kendimi böyle avutuyorum. benim düşlediklerim, istediklerim olmadı. umarım senin istediğin her şey olur. içinde hiçbir zaman ukde kalmaz hayalini kurduğun şeyler. sen hep iyi ol istiyorum. zaten başka bir şey de yapamıyorum. kendine çok çok iyi bak kuş kafa. ben belki bir gün tekrar yazarım. iyi geceler* 03.58.

https://www.youtube.com/watch?v=sX44DBcDNWM *04.21.

aylardır ne yaptığını bilmiyorum, hiçbir şeyinden haberim yok. yalnız mısın birisi var mı yanında bilmiyorum. mutlu musun mutsuz musun bilmiyorum. artık sadece bunları düşünüyorum. bana attığın tüm fotoğraflara tekrar tekrar bakıyorum. her seferinde farklı bir ayrıntı keşfediyorum. ablan yanındaymış kimisinde, farklı küpelerin varmış, çoraplarının desenleri komikmiş. hepsine hala yeni yollamışsın gibi heyecanlı bakıyorum. bir hafta yüzünün zayıf olup öbür hafta tontiş olduğunu tekrar hatırladım. aralıksız her gece buraya yazıyorum ama sadece üç dört haftada bir kaydediyorum. belki okursun, okursan da belki beni hatırlarsın. ne yalan söyleyeyim hafızandan öyle kaybolup gitmek istemem. belki çoktan çoğu şeyi unuttun. ama ben seni öyle unutmayacağım unutmakta istemiyorum, ben hala seni çok seviyorum* 03.47.

tanışmamızın birinci yılı ve doğum günün. nice senelere kuş kafa seni seviyorum* 01.47.

yeni yılın kutlu olsun. nice güzel yıllar görürsün umarım kuş kafalım* 00.29.

senden ayrı ikinci doğum günüm de öylece geçti. hala elimden bir şey gelmiyor. kendine dikkat et kuş kafa öptüm seni kocaman* 19.45.

bugün neredeyse tam bir yıl sonra seni gördüm, ama pek bakamadım sana hemen gözlerimi yere indirdim. emin değilim sadece 2 saniye falan görebildim seni, sanırım birazcık kilo almışsın* 17.12.

haftalardır, aylardır tüm günlerim aynı. nedense ben kendimi sıyıramıyorum öylece bekliyorum, bu düşüncelerden kendimi kurtaramıyorum. hala bir defa bile sıkmadığım parfümünü kapağından kokluyorum sevgilim. sanırım su an polonya'dasın umarım günlerin güzel geçiyordur. neyse fazla uzatmayayım ben zaten tekrar gelirim. seni seviyorum. bu arada keriman hala küçücük sevgilim, o da öpüyor seni* 02.38.

seninle birlikte beğenip, ilerde bunu yaptırırız dediğimiz dövmeyi yaptırdım bileğime kuş kafa. en azından içimde kalmasın* 05.32.

tam iki yıl önce tanıştık kuş kafalı, doğum günündü. nice mutlu senelere seni çok seviyorum* 12.09.

sen gittikten sonra gelen ikinci yeni yıl kuş kafalım*. 02.38/1.1.18.

üçüncü doğum günüm de öylece geçti gitti sen gittikten sonra kuş kafa* 22.46/06.23.18.

seni hala çok özlüyorum. 2 yıldır yazmamıştım kuş kafalı. umarım hayatın mükemmel ilerliyordur. ilk başlarda 6 ay sonra içimde olan bazı şeyler artık daha az aklıma gelir diye düşünüyordum açıkçası. yaklaşık 5 yıl oldu, sen benim için hala dünya üzerinde ki en güzel şeysin. seni çok seviyorum kendine çok iyi bak. sanırım yazmaya yazmaya kendimi ifade etmeyi unutmuşum* 03.55/13.07.20.

merhaba kuş kafalı ben geldim, sanırım bu aralar seni özledim. seni hala herkesle konuşmayı çok seviyorum. arkadaş sohbetlerimizde dönüp dolaşıp konuyu sana getirmeyi çok seviyorum, uzakta olsan da sanki o an yanıma sokulup bir öpücük konduracakmışsın gibi geliyor hala. seni bana hatırlatan her yeri ,her şeyi ,herkesi hala çok seviyorum. sen hep iyi ol, hep mutlu ol seni seviyorum* 03.21/16.08.20

seni çok özledim, kötü bir dönem geçiriyorum. keşke sana kocaman sarılabilsem o kadar sene sonra. seni seviyorum* 03.19/19.09.23

keşke yanına sokulup yanaklarına öpücükler kondurabilsem, seni o kadar özledim ki tarif edemem. çok uzun zaman oldu, ben sanırım hala seni çok seviyorum. hiç görmeyeceksin bu yazdıklarımı belki ama ben böyleyim işte. sahilde otururken bir keresinde sana lütfen beni hiç bırakma demiştim, saçmalama asla seni bırakmayacağım hep yanında olacağım demiştin. şimdi sık sık neden böyle olduğunu düşünüyorum. belki beni o kadar fazla sevmedin, keşke beni sevseydin. keşke senin yanında olabilecek kadar iyi ve yeterli birisi olsaydım. çok sıkıldım gerçekten o kadar zamandır aynı şeyleri hissettiğim için. umarım bir gün sana tekrar sarılabilirim, tekrar güzel gözlerine ve suratına bakabilirim. seni seviyorum* 04.25/11.11.23

sanırım hep seni seveceğim, sanırım hep seni özleyeceğim* 00.37/06.03.24
yan tarafta aksamdan bu yana kürt dügünü var halay mi cekiyorlar neyse bagirmaktan baska bir sey degil. sonra kalkip ozgurluk isterler ulan kayserinin ortasinda basimizi sisiyorsun daha ne ozgurlugu acaba ay cok gerildim. sikayet etsen ne fasistligin ne irkciligin kalir.