bugün

o kadar Çok vodka iÇersem tabi sonum bağırsak enfeksiyonu olur.
Bazen o kadar çok yanlız kalmak istiyorum ki etrafımdaki herkesi ve herşeyi arkamda bırakıp gitmek istiyorum sonuçlarını düşünmeden. Bunu yapma fırsatı bir kaç kere geçti elime ama yap(a)madım. Nefer alış verişlerim bile değişti son zamanlarda. Herkesin söylediği sözlerde büyük bir daralma yaşıyorum söyledikleri ne olursa olsun. Dışarıyla bir bağlantım olsun istemiyorum mesela. Sosyal olmak gibi bir çabam yok. Öyle bir isteğimde yok zaten. Sadece yalnızlığı yaşamak istiyorum. Kendi iç hesaplaşmamı yapmak istiyorum. Belki bunu daha önce yaptım ama bazı şeylerin etkisinde kalmışım hep. O etkiden kurtulunca anlıyorsun bazı şeyleri. Ama iş işten geçmiş olabiliyor bazen...
Sıkıntıdan örgü örmeye başladım çok zor durumdayım.
3g yi açınca şarjım çok hızlı bitiyor.
sanırım okulu uzatacağım. çalışmıyorum çalışamıyorum.
Güzel olmak isterdim en azindan onun seveceği kadar güzel olmak.
ms hastası bir dostum vardı. benden 6 yaş büyük. kendisini tanıdığımda suratında sıkıntıdan erimiş bir insan izlenimi görmüştüm. zaman geçip birbirimize herşeyimizi döktüğümüzde içinde depremler olmuş, kalbi enkaz altında kalmış bir insanı tanıdığımın farkına varmıştım. 19 yaşında ms hastalığı teşhisi konmuş bir bayandan bahsediyorum. o haberi aldıktan sonra dünyası tepetakla atmış, artık toz pembe günlerinin bittiğini anlamış birinden. ilgi çeken güzelliğine rağmen talipleri onun bu gerçeğini öğrenince evlenmeyi reddetmiş, ailesine muhtaç bırakılmıştı. bir arkadaş gibi başlasakta zaman bazı şeyleri değiştirdi. her görüşmemizde elinden tutup öptükten sonra kendisini suratında mağrur bir gülümseme ifadesi belirirdi. günler geçtikçe daha çok samimileştik arkadaşlıktan öte dost olmaya başladık. onun beni sevdiğini anlamaya başlamıştım. onu mutlu etmek için ''seni seviyorum'' dedim. süratle boynuma sarıldı. gözyaşlarını tutamadı. ama lakin ben kötü bir sonun mutlu başlangıcı olduğunun farkındaydım. öylece günler geçti el ele tutuştuk, gezdik, tozduk, seviştik felan ama bunun böyle gitmeyeceğinin farkındaydım. ona durumu izah etmeyi düşünüyordum. güzel bir ağustos günü rumeli hisarı sahilinde buluştuk. sana anlatmam gereken birşeyler var dedim. ama o önce benim sana söylemem gereken şeyler var dedi. bir haftalığına yazlığımıza gidiyoruz dedi. çok mutluydu. orada yollarımızı ayırmamız gerektiğini söyleyemedim. son kez buluşmamız bu diyemedim. ama gerçekten bu onu son kez görüşüm oldu, onun elinden son kez tuttum, onu son kez öptüm ve vedalaştıktan sonra son kez baktım ona. bu akşam yola çıkacaklarını söylemişti. eve geldiğimde moralim çok bozuktu. nasıl yapmalıydım nasıl etmeliydim onu unutturmalıydım kendime diye düşündüm saatlerce. bir şekilde sabah ettim. sabah kaltığımda televizyonu açtım. haberleri izliyordum. aradan yaklaşık yarım saat geçti. haber kanalında ''feci trafik kazası'' adlı haberi gördüm. ölen kişiler arasında onunda adı geçmişti. adeta şok olmuştum. ağlamaya başladım. acaba niyetim neydi ona karşı. gerçekten onu sevmekmiydi, yoksa...
Tartıştıktan sonra dahi sevgi pıtırcıkları dolaşıyor içimde. Tartışırken de dolaşıyor gerçi. Hep dolaşıyor. O zaman ben baya seviyorum. Baya baya seviyorum. Oyle böyle sevmiyorum. Çok seviyorum.
Hiçbiriniz beni tanımıyorsunuz, ben de Hiçbirinizi tanımıyorum. Bu sözlüğe ilk geldiğimde çok meraklıydım, sol fıreym şimdi olduğu gibi lağım çukuru değildi. Aptal trolller vardı evet ama bu kadar ayrıştırıcı, bu kadar haysiyetsiz, bu kadar seviyesiz değildi. Ben çok entry girmem sözlüğe, yaklaşık 3 yılda 660 küsür entry girmişim. Yani günde bir tane bile değil. Ama çok okuyorum ben Sözlüğü, okurdum. Oylardım da. Ama bıktım be sözlük, bıktım. Rahatlamak için girdiğim Sözlükte gördüğüm başlıklara entrylere tahammül edemez oldum. Elimden de bir şey gelmiyor ki ağzına sıçtığımın trollünü siktir edeyim Sözlükten. Baksanıza, içimi döküyorum size be. Klişe bir tabirdir ama cidden ailem gibi oldunuz, tamam belki abartılı oldu ama dostum gibisiniz lan.*
Kafa iznine çıkıyorum sayın yazarlar, biliyorum döndüğümde hiçbir şey değişmeyecek ama ben bir umut yine geleceğim. Sağlıcakla kalın.
Çok yalnızım be.
Ulan hiç aklıma gelmezdi ama Sakarya'yı özledim. Sakaryaspor marşlarını dinliyorum kaç saattir. Ne olursa olsun insanın memleketiymiş bunu anladım bu gece.
bu akşam otobüsle cehennemime geri dönerken üniversiteli bir çift vardı ayakta. Sanki etraflarında hiç kimse yokmuş gibiydiler. dünyada yalnız ikisi kalmış gibi, gözleri birbirlerinden başka hiç kimseyi görmüyordu. hiçbir şey dikkatlerini çekmiyordu. Çok aşıklardı. Ben de direkt bakmadan camdaki yansımalarından her hareketlerini izledim. Mimikleri falan çok şekerdi. kıskandım. Üzüldüm kendi halime. geçmişimi, geleceğimi düşündüm. Bir ara gözlerim doldu. tam çenem büzülmeye başlıyordu ki toparladım.
bin parçaya bölünür insan kalbi de bir tanesini bulamaz ya hah işte tam o durumdayım.
haftalık 300-500 sayfa kadar ingilizce yazılmış makale, kitap bölümü okumak zorundayım sözlük. 3 hafta iyi direndim ama bu hafta sıçacağım galiba.
ilk okuldayım karla ilk tanıştığım gün olucak. sınıfta sıralar u şeklinde, benim sıram tam camın karşısı. hoca hararetli hararetli matematik anlatıyor. sözlük bir kar yağmaya başladı ama o kadar narin o kadar güzel ki anlatamam iri iri yavaşcacık sanki zaman yavaşlamış ta ağır çekimde Bembeyaz pamuk yağıyor gibi..
Neyse benim nefesim kesildi kıpırtısız hayran hayran sıramın gördüğü pencereden dışarıyı izliyorum kafamda deli sorular, teneffüse çıkıp oynayabilecek miyim çabası.
öğretmen yanıma yaklaşıp yavaşca eğildi ve " Eğer kar yağdığında ona bakmazsan daha çok yağıcaktır" dedi.
gelelim itiraf kısmına bunun yalan olduğunu geçen yıl kış ayında anladım ve bu yaşıma kadar kar yağdığında hem gözlerimi kaçırdım hiç bir zaman o kadar güzel yağmadı ama hep daha da çoğalıyormuş gibi geldi gerçekten de. bunu şuana kadar biriyle paylaşmak aklıma gelmedi. benim ve ütopyamın bir sırrı olarak kaldı. geçen yıl Şöyle dedim kendi kendime " iyide ben bakmıyorsam millet bakıyor, yağmura ben mi hükmediyorum anasını satayım"
(bkz: geçen yine çok zekiyim)
hocam dersi dinleyim diye bana dolaylı yoldan şakayla karışık uyarı yapmış olucak. hocam Size sahip sesleniyorum şaka yaptım demeyi unuttunuz sanırım. Problem bende olmalı yoksa ben size çok güvenmiştim, siz Kandıramazsınız ki, siz bizim biricik Öğretmenimizdiniz. verdiğiniz bu küçük sırrı yıllarca korudum ve inandım. saygılarımla..
çok mu özelimi paylaştım ki?
Bugun butun haftaya yetecek kadar iyi bir gundu. Eski arkadaslar hep daha iyidir zaten. Sanirim arkadas konusunda cidden sansliyim. Askta kaybeden arkadaslikta kazanirmis * burdan arkadaslarima sevgilerimi iletiyorum sizi seviyorum cocuklar *
yıllardır düşünürüm bu başlık okunuyor mu diye.
Şu anda tv filmi çekiyoruz, doksanlık. Bildin sikiyolar 26 saat çalışıp 3 saat uyumak nedir aq.
Şu anda tv filmi çekiyoruz, doksanlık. Bildin sikiyolar 26 saat çalışıp 3 saat uyumak nedir aq.
Ben daha uyuyamamışım yan odadan alarm sesi geliyor. Bu millet nasıl uyanıyor ve uyuyor ya. Hadi uyanmasını geç ama erken uyumasını cok kıskanıyorum. Şu an 5 kişi içinden zombi gibi olan ben varım. Hepsi sayıklayarak uyuyor. Uyumak istiyorum.
Birkaç saniyede, tek bir cümleyle her şey nasıl da değişiyor...
Şaka maka bu sefer büyük kaybettik.
Dunyanin en guzel sabahına uyanmış olabilirim. Hayat gerçekten sürprizle dolu. Keşke bazı insanlarla daha önce karsilasabilseydik ama olsun.Adamsın be hayat, adam adam! Neşeli günler!

Edit: dün gece hiç uyumamistim ve bu entryi girdikten sonra uyudum. Rüyamda iki buçuk aydır hastanede yatan dedemin öldüğünü gördüm, bir telefonla bölündü bu rüya ve gerçek oldu.
Hayat sen tam bir serefsizsin.
-kim bulmuş ki ebedi mutluluğu?
-bulursan biter mi gerçekten her şey, anlamını yitirir mi, bir gayesi kalmaz mı insanın? belki de ebedi mutluluğu bulduğu zaman mutsuz olacaktı insan...
-hep daha iyi bir gelecek için sıkıntı çekiyor, anı yaşayamıyor, tadını çıkaramıyor insan. ve acı olan o bahsedilen gelecek bir türlü gelmiyor. ya da geliyor ama sen olmuyorsun o zamanda. hep sonrası, daha sonrasını düşünmekle geçiyor hayat. oysa, mutluluk yolun sonunda değildir. yol mutluluktur...
-var mıydı bir yerlerde gerçekten sonsuz mutluluk diye bir şey...
nereye gidiyorsun?
-arayacağım... belki bulurum...
işe gidinceye kadar 2 saatte havuza gidip 2 kulaç atayım dedim. mayomu bulamadım. aslında pek de aramadım yatmak bahane.
https://www.youtube.com/watch?v=MDueXvCmfiA