Doğum günü yaklasiyor. 13 aralik. Ne yapacagimi bilmiyorum. Ne yapayim sozluk?
O mutlu olsun yeter, ben mutsuz da yaşarım.
biliyorum da bilmemezlikten geliyorum,
öldürüyorsun beni..
eki yok la!
Sozluk ben artik hicbir seyden zevk almiyorum burda biraz oturunca biraz entry okuyunca aslinda cogunuzun benden bi farkli olmadigini goruyorum. Bi bosvermislik bi kasvet. Bi hayirlisi modu. Ben 70lerin 80lerin cocugu degilim ama az cok kiyisindan kosesinden yakaladim o zamanlari 90lari hatirliyorum birligi beraberligi… anlatilanlari dinliyorum dedemin yanina oturuyorum uzun uzun dinliyorum 80leri 70leri o kadar hosuma gidiyor ki sagcisi solcusu, herkesin bi amaci gayesi varmis. Vatan millet sakaryaymis. Ulan simdi bakiyorum ne haldeyiz be elde bi telefon aksama kadar bik bik bik. Kendini mukemmel biriymis gibi gosterme cablari anlamsiz kibir… bakiyorum herkes kalabaliklar icinde yalniz kimsenin tutunacagi br ideoloji bir dusunce bur akim kalmamis. Kim kitap okuyor kim hergun isine gitmekten zevk aliyor kim zevk aldigi isleri yapiyor. ulke derin bi buhranda surukleniyor kim farkediyor? sadece ulke de degil butun dunya… uzuluyorum lan. Cok uzuluyorum.
Değil ağzımla kuş tutmak kulağımla antilop yakalasam yaranamıyorum amk.
arkadaşımın koca memelerini gördüm kusmak istiyorum allah belanı versin ne soyunuyon odada.
ya ıyyyy ifade edemiyorum suan, unutmam lazım.
üzülme demekten bıkmayan arkadaşların aksine sürekli sorundan bıkmayan birinin arasında sıkışmış durumdayım. dağıtmaya ihtiyaç var
Begenme gucluğu yaşiyorum sözlük. elbise bile almakta zorlanıyorum.
insanlara cok kolay guveniyorum. insanlik halidir bir kez o guven bosa cikar tamam. Hadi 2 kez ciksin tamam ama 3. Kez o iyi niyetim suistimal olursa bir daha asla guvenemem. Cunku onun icinde vardir, yine yapar.
kış mevsiminde ve gece öleceğim. biliyorum.
Az once yan dairedeki adam tuvalette osura osura diger odadakilere bagiriyordu. Sonra kizi bi sey soyledi kahkaha atmaya basladi suan isiklar ölmez, isiklar ölmez diye gulerek sarki soyluyor ve butun bunlar olurken hala tuvalette.

itiraf olan yani: deli gibi mutluyum suan, aradigim aile saadetini buldum. Mutlu bunlar ya, guzeller yani.
Hiç unutmuyorum zaten unuttuğum hadiseleri anlatamıyorum.neyse çocukken sigara içtim
senin yerin orası değildi,
ve ben bunu değiştiremedim!

oraya gelsem bile ağlamaktan hiç bişey yapamazdım,
özür dilerim senden, çok özür dilerim
affet beni..

ama ölmedikçe, yanındayım!
bi gün değişecek, söz..
selam. kendimi, yıkanmakta olan kediciğin şaşkın ve bezgin fotoğrafını barındıran "tükendim" capsi gibi hissediyorum. capsin kendisi değil de, aslında o kedi gibi hissediyorum. of tükendim ya ben. burada gelişine gelişine sallamak çok kolay. cidden. bunların bir kısmını gerçek hayatta, gerçek insanlara yapmaya başladığımdan beri iç huzurum biraz daha bana yaklaşır gibi oldu, uzaklardan göz kırptığını görür gibiyim artık.

ne diyordum ya, tükendim arkadaş ben. ya yemin ediyorum hayatım çok güzel. kötü kötü şeyler düşündüğüm için kendime kızıyorum, yani kötü kötü şeylerden kastım; travmalar yaşamalar, triplere girmeler gibi şeyler. ama yani hayat, benim etrafımdaki kadarıyla güzel işte. benim içimde öyle değil ulan.

ben kahkahalar atarken sokakta başı, ayağı çıplak, 3-5 yaşında çocukları görünce nasıl üzülmeyeyim ya. ya ben çok duyarlı bir insan evladı da değilim ki. neden böyle oluyor sözlük? hiç mi kimsenin içi acımıyor ya bu duruma? ya hiç mi? azıcık bile mi bir şey kıpırdamıyor?

evrensel sorunlara üzülmemin dışında tabii kendi sorunlarımı da üzüntülerle takip ediyorum. hayatım çok güzel dedim, ne sorunu çıktı şimdi peki? hani bazen, sizin içinizde kırılmış; kursağınıza takılmış bir şeyler vardır da hiç beklemediğiniz anda konu döneer dolaşır ona gelir, siz de böyle mal gibi kalırsınız. ağlamaklı desem değil, sinirli desem hiç değil. tükenmiş, bitmiş bir şekil olur hani. böyle içinizden bir şeyler kopar, hissedersiniz. tam göğüs kafesinizde önce sıcacık bir şey hissedersiniz, sonra onun soğuyuşunu. yavaş yavaş içinizin içine çekildiğini duyarsınız. elinizden de zerre bir şey gelmez.

işte, benim tek sorunum, tek itirafım bu. bugünlük tabi.
içim, içime çekildi sözlük. dur diyemedim.
birini özler gibi değil ama, hayatımın bir yerini yaşamamış gibi içim sızlıyor.
bildikleri, bilmesi gerekenlerin çeyreği bile değil. ama hepsi ortaya çıkacak, hepsini anlayacak zamanla biliyorum. er ya da geç kimin ne bok olduğu ortaya çıkacak.
hayat tek sefer oynanan bir kumardır ve ben onu kaybettim.
Hayat bu aralar boktan be sozluk arkadas ortamimda denge denen sey kalmadi ya batcam ya uccam hayirlisi.
Hayat bu aralar boktan be sozluk arkadas ortamimda denge denen sey kalmadi ya batcam ya uccam hayirlisi.
Bu başlığı sıklıkla takip ediyorum ve "bu aralar çok düşünüyorum sözlük, çok derinlere dalıyorum, beyin kıvrımların kulaklarımdan taşıyor" triplerine girenleri bir miktar komik buluyorum allah affetsin.
itiraf ediyorum;
bu yaşıma geldim hala tek aşkım luke evans. artık aşmalı bu fangörl olaylarını ama olmuyor be. başka kimseyi görmüyor gözüm, artık annem bile diyor birini bul artık diye ama... azılı olmasam da derin bir fangörlüm ve başkası yalan.

bi de böyle takılmak daha güvenli, o faktör var.
Selam gelecekteki sevgilim. Nasılsın bu gece. Ben de seni özledim. Sana bir şeyler yazmadan yatmak istemedim.
Bu aralar şirkette işler kesat, daha yeni iki kişiyi çıkardılar. Çok üzülüyorum be. Ben sevmiyorum böyle şeyleri. Zor alışıyorum bileceksin. Neyse sağlık olsun. Sen nasılsın ? Aramadın bu gece yine. Kim bilir hangi kaltaklasın. O seni aldatacak bebişkom, terk edecek o seni tatlışım. Teselliyi bende bulacaksın. Kanma sen o cadılara. Neyse çok öptüm yine. Çayı yeni demledim. Gel hadi.
yaklaşık iki yıl önce mahallemizde yaşayan bir arkadaş ile yolda denk gelmiş ve muhabbet ediyorduk. akşama işim olup olmadığını sordu ve kendilerinin taksime eğlenmeye gideceklerini söyledi. eğer onlara katılmak istersem sadece bir telefonun yeterli olacağını da ek olarak belirtti. eve geldiğimde yapacak bir işim olmadığını ve sıkılmaya başladığımı hissetmiştim. en iyisi arkadaşımı arayıp onlarla eğlenmeye gitmenin uygun olacağını fark ettim. sonuçta " a little party , don't kill anybody " mantığı ile takılıyordum. duş aldıktan sonra arkadaşıma bir telefon ettim ve en beğendiğim kıyafetlerimi üzerime çektikten sonra saçlara filan bir ayar verdim. arkadaşım beni evin önünden aldı ve toplamda 3 arkadaş sap sapa eğlenmeye çıkmıştık. yolda şoför hariç biz içmeye başlamıştık. anadolu yakasından avrupa yakasına geçiş özellikle cumartesi geceleri ne denli yoğun olur istanbul da yaşayan arkadaşlar bilirler. taksime varana kadar üç tane bira içmiştim. taksimde arabayı güzle bir otoparka teslim ettikten sonra istiklal caddesinde yürümeye başladık.

istiklal caddesi bir nevi kızıl moskava gibidir. isteyen istediği her şeyi yapabilir istiklal caddesinde. bizde biralarımızı almış hem yürüyor hem de eğleniyorduk. saat ilerlediğinde bir mekana girmenin en iyisi olacağına karar verdik. kendim güzel mekanlar biliyordum ama damsız bir şekilde hiç bir mekanın bizi üç sap olarak kabul etmeyecek olduğunu da biliyordum. hem misafir olarak bulunmanın verdiği duygu ile olayı arkadaşlarıma bırakmıştım. bir ara sokağa sokağa girmiş, clubları inceliyor gibiydik. pek samimi olmadığım arkadaş bu mekanın iyi gibi gözüktüğünü ve deneyebileceğimizi söyledi. cluba girmek için giriş kapısına geldiğimizde bir güvenlik görevlisi girişin para ile olduğunu ve herkesin 20 tl ödemesi gerektiğini söyledi. kendi aramızda geçen ufak bir sohbetten sonra herkes giriş ücretini ödedi ve koluna bir damga yiyerek içeriye girdi. damga sözde dışarıya sigara içmeye çıkan insanların yeniden giriş parası ödememesi içinmiş fakat herkes sigarasını içeride içiyordu. bunu daha girmeden hissetmiştim.

girmiş olduğumuz mekanda ortam baya karanlıktı ve techno müzik çalıyordu. bizimde kafalar baya baya iyi olmuştu aslında. müziğin ritmine göre dans etmeye çalışıyor, gülüp eğleniyorduk. üst kata bir bakmak istedik ama üst kat bomboştu. bizde en al katı kontrol etmeye gittik. daha merdivenlerden alt kata inmeye başladığımızda buram buram ter kokusu burnumuza vurmaya başlamıştı. alt kat tamamen insan dolu idi. herkes çılgınca eğleniyordu. içeride bulunan kızlar dikkatimi çekmişti. hepsi cesurca giyinmiş uzun boylu kadınlardı ve mekanda bulunan erkeklere farklı bir ilgi gösteriyorlardı. açıkçası bu durumdan fazla bir rahatsızlık duymamıştım fakat kızların konstromatris olabilecekleri gelmişti. diğer köşede iki erkeğin birbiri ile öpüştüğünü görünce biraz sok olmuştum açıkçası. daha sonra işemek için tuvalete gitme ihtiyacı duymuştum. tuvaletin önüne geldiğimde uzun boylu bir kadının orada sigara içtiğini gördüm. kendisine bir kaç saniye baktığımda bana göz kırptı. işlerin bu kadar kolay olmaması gerekiyordu açıkçası. türk kızı ne kadar yakışıklı olursan ola bu kadar kolay pas vermezdi sana. işerken, alkolünde verdiği etki ile eğer çıkışta hala orada olursa kendisi ile konuşmak fikri geldi. ellerimi yıkayıp çıktıktan sonra bayanın hala orada olduğunu gördüm. kendisine doğru yürümeye başladım ve yanına gittiğimde " merhaba " dedim. hiç bir ters tepki almadan gülerek kendisi de bana " merhaba " demişti fakat bu merhabada bir farklılık hissettim. sesi biraz kalın gibiydi kendisini. müziğin ve alkolün etkisinden olabileceğini düşünmeye başladım ve sohbete devam ettim. adını ve yaşını sordum. benden bir kaç yaş büyük birisi idi fakat bence gerçek yaşını söylemiyordu. aramızda en az 6-7 yaş vardı bana göre. daha sonra onunla gelmek isteyip istemediğimi sordu. o an çok şaşırmıştım ve olayı anlamadığımı belirttim. anlamayacak bir şeyin olmadığını, kendisinin ameliyatlı bir trans kadın olduğunu ve bir defalık ilişkinin bedelinin 50 tl olduğunu söyledi. işte o an her şeyi anlamış ve bütün alkol etkisini üzerimden atmıştım sözlük. geldiğimiz club bir gay bar ve içeride kadın olarak gözüken herkes bir travesti idi. popomu duvara dayayarak arkadaşlarımı bulmaya çalıştım ve sonunda buldum. kendilerine buradan hemen çıkmamız gerektiğini söyledim. itiraz etmeye kalktılar, içerisinin canlı olduğunu ve kadınların güzel olduğunu söylediler. onlar kadın değil travesti dediğimde ise arkadaşımın " adam madam kayarım ben buna " esprisi üzerine gülerek kendimizi dışarıya attık. ilk defa bir gay bay tecrübesi yaşamış ve açıkçası biraz korkmuştum. bu olay uzun yıllar üçümüzün arasında kaldı sözlük. belkide ben öyle olduğunu sanıyorum.....
Line hakkında çok merak ettiğim bi sorum var sözlük.