bugün

Bugün danalar gibi uyumuş olmama rağmen ve daha saat 1 bile değilken uykum var efenim. işte bunlar hep uyku.
* yazarlarin hatta herkesin şuan ya da genelde kafaya taktiklari hangi dertleri var. acaba suan insanlar ne icin uzuluyor bunu gercekten cok merak ediyorum.

* bugun gittigim doktor cok yakisikliydi sozluk. onemli bir seyim olmadigi icin surekli kontrole gelmeme gerek olmadigini soyledi. Olur mu oyle sey. Nasil gitmem her gun ordayim bundan sonra.

Edit: parmaginda da yuzuk vardi.

Edit2: (bkz: acaba sözlükte yazar mıdır)
moralim bozuk lan sözlük. 1 sene dolmadan 3 sennheiser 1 beats bozdum. shure alma, akg alma hayallerim vardı artık çok korkuyorum almaya. son bozduğum kulaklık da sennheiser cx 380 sports ii. şimdi bul da al tekrar.

üzülüyorum lan. şöyle kolay bozulmayan, güçlü kuvvetli, kaliteli ses veren, fiyatı da astronomik olmayan bir kulaklık rica etsem ?
Aşırı sıcakkanlı girişken sevimli gibi görünen insandan tiksiniyorum.
insan gerçekten hayret ediyo. ne eziklerin götünü kaldırmışlar şu sözlükte. hele oraletli bişey var sağlı sollu twitter paylaşanlardan. eğer paylaştığın twitter seninse, senin ben tipini sikeyim ya. sana yavşayanın da hormonlarını sikeyim. tavırlara baksan sanarsın kainat güzeli soktuğumun mirket suratlısı.
Bu aralar hic istemedigim kadar istiyorum sevgilim olmasini. Tabiki oyle herhangi biriyle degil. Ama uzun zamandir bu islerden uzak olan ve sevgili islerine sicak bakmayan biri olarak kendimi sasirttim. "sevgili" isteme dusuncesi bile yetiyor
(bkz: içim bir hoş oldu)
Bu aralar sozlukte yazacak baslik bulamiyorum.
itiraf ediyorum
-kendimden 10 yaş büyük bir kadınla beraberim. sonu nereye varacak bilmiyorum sözlük. ama mutluyum lan! mutlu şeyler yazalım azıcık. hep isyankar mı olacaz?
Hayat mutlulukları sığdırmayacağımız kadar kısa, acılarımızı en derin noktalarda yaşayacağımız kadar uzun. Acımasızlık bizim doğamızda var. Belki de dünyanın varoluşunda. Bilemedim. Ama acıları biriktirip tek seferde yaşıyor olsaydık, canımıza kıyıp cehenneme razı olacaktık. Eminim.
Ben insanların her imdadına koşan sığır. Sizlerse bedava lan çağır işte diye benden bahseden akıllı insanlar. Ticari gözle bakamadığım dostlarım, ailem, sevgilim, hocalarım, abilerim, kardeşlerim. Hepiniz hayatımın bir köşesinde yer tutmuş, bazen geceleri aklıma gelen bir çok insanlardan birisiniz. Saygıyla andığım, bazen mutlu olduğum, bazen üzüldüğüm, sevdiğim insanlarsınız.
Bense hayatınızın önemli birkaç dakikasını ayıramadığınız, bazen kahrolası egolarınızla aşağıladığınız, bazen toplumsalcı ruhunuzla dışladığınız o insan tanesi. Sevmediğinizi bile bile yanınızda bulunan, işiniz düştüğünde ilk koşan, işi düştüğünde en son aklınıza gelen o insan. “ben”.
Sanmayın ki sizlere olan sevgim salaklığımdan, aptallığımdan falan geliyor. Tamamen herşeyi oldu bittiye bırakmamdan, hayattaki tüm sorunlardan kaçmamdan kaynaklanıyor. Entrikalarınızın içinde kaybetmeye çalıştığınız, lan buna yıkalım bitsin dediğiniz, siktir et lan onu dediğiniz bir kişi olarak tüm kalbimle söylüyorum bunu.
Size katlanıyordum insanlar. Sabrımı zorlayıp çizgi dışına çekmeye çalışsanız da, türlü oyunlarla beni alt etmeye çalışsanız da size katlanıyordum. Sesimi çıkarmıyordum. Bir nevi hakeme itiraz etmiyordum. insan yerine koymayışlarınızdan tutun da köle gibi kullanmanıza katlandım. Benle alakalı türlü işler çevirseniz de, üstümden sürekli çıkar sağlasanız da size katlandım. Herşeyinize. Hiç sıkılmadan. Yorulmadan.
Dedim ya sizleri sevdim ben be. Hiçliğinizde kaybolurken sizi buda var diyerek içeriye çektim. Sizler kendinizi en bok hissettiğiniz anlarda düzelttim. Yeri geldi kolladım, yeri geldi sizler için savaştım insanlar.
95 model baba bilgisayarına yaptığınız muamelelere alışmıştım. Bir yenisi gördüğünüzde her defasında kenara fırlatılan bir telefon, bir bilgisayar olmaktan öteye de geçemedim zaten. Sizlerin en çok sümüğünü sildiği ama en kısa sürede attığınız vefakar mendilim ben.
Ama artık siz yoksunuz. Hayatımda olan varlığınız bir tırnak gibi, kesmek için can attığım. Bir yılandan zehirlenene kadar Kız Kulesi’nde yaşamak olacak benim hayatım. En azından dünyanın diğer boktan işlerinden, eylemlerinden kurtulmak en çok benim hakkım. Etrafıma baktığımda benim için bana oksijen sağlayan bir ağaç, bana su sağlayan bir ırmak kadar değerli olacaksınız en fazla. Bir gün sizlerde kesilecek, sizlerde kuruyacaksınız. Ben başka bir ağaç ve ırmak arayana dek.
Hayata küstürdüğünüz insan sizin sevgiliniz, oğlunuz, arkadaşınız, kankanız birçok şeyiniz. Hayata küstürdüğünüz insan sizin eliniz, ayağınız olmayı görev bilmiş, gerektiği yerde sizden 2 kat fazla düşünmüş bir insan.
Bu saatten sonra bir geri dönüşü olmaz yola giriyorum. Emin olun ergen olsam intiharı bile düşünürdüm. Benim girdiğim yol benim çevremde dönen dünyam için sizlerin tek tek intiharınız. Artık cehenneminizde kaybolurken ne kadar yanarsınız ne kadar kendinizi yaşarsınız ben bilemem.
Sevmek en büyük aptallıkmış. Sizler kalbi çalınmış kişiler olarak bunu hiçbir zaman yaşamayacaksınız ya, işte buna sevinin. Sizin mutluluğunuz bir deprem, bir doğal afet.
Lafın özü bu. 22 yıldır yaşattıklarınız için size beddua etmeyeceğim. 2-3 yıldır hayatımda olup beni bunalıma soktuğunuz için hiç beddua etmeyeceğim. Var olun. Benden en uzakta bir yerde.
2372014
evdeki televizyona bi'şey olmuş.

Sadece atv ve trt çekiyor. Aşırı doz propagandadan akpli olmam an meselesi.
buraya yazacak bişeyim bile yok sözlük. çok boşum..
Ateşim yükseliyor, başım ağrıyor, ellerim titriyor sözlük. Özenle, dikkatle, üzerine titrediğim ilişkim bitti. Zor duruyorum. Bu kadar güçsüz olduğumu bilmezdim...
eskileri düşünmekten kendimi alamıyorum. gidip konuşmak istiyorum onunla. sıkıca sarılıp eskileri konuşmak. ama cesaretimi toplayamıyorum sözlük. eski fotoğraflara bakıyorum sadece. mutluyduk nedem böyle oldu diyorum. aslında neden konuşamadığım aklıma geliyor sonrasında. sanırım onu yine üzmekten korkuyorum.
gizli aşk bu hiç kimse duymasın şşş.
şu an ablamın kedileriyle uyuyorum. işin kötüsü kırklarımda da bu modda olma olasılığım bayağı bayağı fazla.
Kıydığın canların gölgesinde kalmıştı gönlün. Kirlenmiş bir çağın kirli gecelerinde peydahlamıştın onları. Umutla çıktığın her sevda seferinden hüsran dolu bir zevk payesi düşmüştü ömrüne. Niyetin hiç bir zaman kötü değildi. Kötülük müsade ettiğin ellerin dokunuşundaydı. Adım adım acıların kucağına giderdin o ellerin üzerinde. Kendini aldatmayı seçtin her seferinde. Her aldanışının sonrasında yeminler ederdin yinelememek için günahlarını. Şehvetin cazibesi çekerdi merkezine, dayanamaz yine peşinden giderdin. Her defasında başkaları varken içinde, hep başkaları vardı içinde.

Çok kereler ağlamıştın yanılgılarının ardından. Kalbinde çıkan sivilceyi sıkacak, içindeki irini temizleyecek başka kollarda arardın çareni. Farkında olamadın güzel yüzündeki parlaklığın giderek solduğunu. Nefsinin esaretinde mutluluğu ararken cisimlerde. Seni gerçekten mutlu edecek olanın duygularında olduğunuda unutur oldun. Sevmeyi unuttun. Sevilmeyi unuttun. Gönlüne attığın kabartma tozu ve sevdanın verdiği abartma dozu sakladı gerçekten hissetiklerini.

Sürekli canın sıkılıyor değil mi? Yaptığın hiç bir şey tat vermiyor. Mutsuzluğun ortasında sadece günlük gülücüklerin ortasındasın. Baktığın her yerde bir karanlık, seçtiğin her şeyde bir yavanlık. Etrafında sıtma dolu sivrisineklerin vızıltısı. Hayatına akıttıkları zehri anlasaydın, seni her defasında daha karamsar günlere saldıklarını kavrasaydın ya. Ruhunu şöyle bir yükseltipte kendine uzaktan bir baksaydın.

Bir gün akşamüstünden vazgeçte şafak sökerken ayakta ol. Sen aydığında güneş kararacağına yeni doğuyor olsun. Hatalarının gölgesi yansın o güneşin altında. En saf günlerinden aklında kalan bir ezgiyi mırıldanırken sabah rüzgarı teninden aksın. Yıllardır ezdiğin tüm gönül nağmelerini ara ufkunda. Seni hoş eden tüm hatıraları gezdirirken içinde kalbini karartan tüm varlıkları at derin dehlizlerine. Yer açmaya çalış kafa dengine. En önemlisi ise önce kendinden af dile.
ititraf ediyorum bugün sporda did-lift yaparken uyuya kaldım..
4 saat uyumuştum ve kahvaltı yapmamıştım..
yorfunluk çöktü.. barı yere koyduğumda içim geçmiş uyumuşum..
bir insana saygım, onun sahip olduğu irade ile doğru orantılıdır. hayatta nereye gelmiş olursa olsun, neyim olursa olsun iradesiz insana dayanamıyorum. iradesiz insan benim gözümde zavallıdır çünkü. şu hayatta irade ile çözülemeyecek bir iç çatışma olduğuna inanmıyorum. hiç kimse de beni inandıramaz.

şu hayatta insanı olgunlaştıran sadece ve sadece iki şey vardır, gerisi yalan dolandır. birisi acı, diğeri ölüm. insan ancak bunları yaşayıp geçirdikten sonra olgunlaşır, kendinden daha fazlası olarak devam edebilir. yoksa zaman ve boş yaşanmışlıklar bir sik katmaz insana. bu ikisinden birisi vurduğu anda yerde kalır. ancak bunların darbelerine alıştıkça hayatı daha kolay yaşar, küçük şeylere omuz silkip geçer. ha acılar ve ölümler insandan çok şey götürür, ama bu ikisi hayatın ayrılmaz parçalarıdır, er ya da geç adamın yakasına yapışır.

konuyu bağlarsam, götü sıkıya gelecek insanın. o acıyı kaldıracak iraden olacak. sonuna kadar gideceksin. pes etmeyeceksin. acından kaçmayacaksın. kaçamazsın çünkü. yüzleşmediğin hiçbir şey kendiliğinden yok olmaz, aksine, senin ona dönüp bakamadığın her an güçlenir. hiç olmadık bir zamanda tepeleyiverir seni, anlamazsın bile. onunla boğuşacaksın. kimse bu dünyada acısından ölmemiş, yalnızlığından ölmemiş. birinden vazgeçmen gerekiyorsa, vazgeçeceksin. bir şeyi yapman gerekiyorsa, yapacaksın. birisini unutman gerekiyorsa, unutacaksın. sana ne kadar acı verecek olursa olsun. böyle olgunlaşacaksın. böyle tam anlamıyla adam/kadın olacaksın. hiç kimse belli bir yaştan sonra bir safla, fiziksel gelişimini ilerletmiş bir çocukla uğraşmak istemez, her iki cinste de. olgunlukla gelen bir ağırlık vardır, insanın yüzünde, bakışında bellidir ve öyle bir ağırlıktır ki bu, hiçbir giyim kuşam tarzı veya makyaj hilesi bunu vermez.

takıntılarınız, sevdalarınız, küçük acınası iç çatışmalarınız... eğer gerçekten, gerçekten onları geride bırakmak isteseniz, bırakırsınız. yapamıyorum diye bir şey yoktur, yeterince yapmak istemiyorumdur o. iradem yoktur demektir o. ben omurgasız bir zavallıyım demektir.

ha bunu kabul edebileniniz de olabilir. benim o kadar iradem yok, yapamıyorum ulan, ben o kadar değilim işte, kötü bişey mi bu diyenleriniz elbette olacak. demek istediğim, bütün bu yazının ana teması bu işte: bana sorarsan kötü bir şey hacı. insandan daha aşağılık bir şey oluyorsun ve bunu ağzınla itiraf ediyorsun. o kadar olabilirsin, olma potansiyeli sende var, sadece sıkıya gelemiyorsun. gel. otur ve sessizce acını çek.
Ailevi bi konu var sözlük Abim onu düşünmekten uyuysmiyormus bense ay kasim ay gotum ay boyun kilom sacim güzel olsun gerisinin mk modundayim. Sanirim kendimi dusuneyim derken bencillestim.
Buraya bile itiraf edemedikleridir.

Edemeyecekler de... Henüz kendilerini itiraf edecek kadar tanımıyorlar, ama heyecanlı oluyor diy mi itiraf ya...gülücük.
Her dışarı çıktığımda onun sokağından geçiyorum, yapacak bir şey yok.
Eski şarkıları dinlemeye başladım 40-50 senelik şarkıların şimdiki şarkılardan daha güzel ve anlamlı olması şaşırttı.
Bütün gün düşündüm quantum yaptım oldu ama göremedim tıtlım.
masallar artık "sonsuza kadar mutlu yaşadılar" yerine "kendine iyi bak" ile bitiyordu.

öğrenememiştik 21. yüzyılda masalların tersten başladğını.

Hoşça kal bile ayrı yazılırken, bir arada kalınamayacağını...
Bugun we dont diye cumleye baslayan ogrencime we dont need nooo education diye sarkiyi soylerek cevap verdim ve gulmeye basladim.herkes bana bakti ve hic bir sey anlamadi.gercekten iyi degilim.