bugün

dün gece beşiktaş da 3 arkadaş yemek yedik, arkadaşım ben ısmarlıyorum diye direnince iyi sen ısmarla dedim...

güzel bir yere gittik yedik içtik hesap kabarık gelecek belli arkadaş biraz stresli idi kartın limiti yetmemesinden korktu.

hesabı istedik aa ben öderim dedim cüzdanımdan içi boş olan hesap kartımı çıkardım, içten ses dur heyecanlansın dedim nasılsa içinde para yok yine o ödeyecek derken şifreyi girdim parayı çekti şok oldum bom boş hareketsiz kart nasıl olur derken... çıktık eve geldik.

sonra içime kurt düştü ben hesap ta para mı unuttum !! aradım bankayı ismi cismi belli olmayan biri para yatırmış yarın ilk işim kimmiş bu adam nedir necidir, işin garibi de bu banka ile yeni çalışmaya başladım kimsede hesap numaram yok...
bugün yine buçuk olsun başlıcam dedim sonra bir baktım 35 olmuş neyse 55 dakka sonra yine buçuk olucak o zaman başlarım dedim dedim dedim kendim bile inanmadım başlamadım da zaten bugün de hiç ders çalışmadım bu bütlere anca 3.5 olunca çalışmaya başlıcam galiba.
çok uykum geldi sözlük, dayanamıyorum. makyajımla yatacağım.haydi iyi geceleeerr...
biriyle tanışırken ilk önce ismini soruyorum sözlük. hasan'sa tanışırken iki kere düşünüyorum. çünkü telefonumun rehberin büyük yüzdesi hasan'lardan oluşuyor. aynen şu şekilde hasan'lar; Hasan baba, hasan cep, hasan dere turkcell, hasan dere vodafone, hasan enişte, hasan oda avea, hasan oda baba, hasntelsim, hasan2telsim, hasan abi.

ne bileyim sözlük, hasan hüseyin olsun, hasan ali olsun, en kötüsü ahmet hassan olsun. ama sadece hasan olmasın lütfen.
iyi ki türk' üm...
üşengeçliğin verdiği kötü hissi bastırmak için kendime yalan söylüyorum.
öyle bir facebook hesabım var ki bir kere bile bi' hatunu falan eklemedim. *
kızımın ismini dolunay koymayı düşünüyorum. nasıl güzel değil mi?
(bkz: http://b1208.hizliresim.com/10/y/cfcr0.jpg) işim gücüm yok mu lan benim? yok. evet...
4 sene evveldi hastaneye babamla vedalaşmak için kalp cerrahı bizi çağırdığında..
önceki gece her gün yaptığım gibi laptop kucağımda sabahlıyordum, babam göğsüm ağrıyor mide ağrısı gibi soda getiriver kalkamıyorum demişti. laptopa dalıp unutmuştum bir de soda götürmeyi yatağında kıvranırken yine mide ağrısıdır abartıyor diyip geçmiştim.

ben o sene 5 yaş birden büyüdüm. ölüm ile hayat arasındaki o ince çizginin ne kadar keskin olduğunu gördüm.

bugun..

en yakın arkadaşımın amcası kalp krizinden vefat etmiş, 2 çocuğu varmış biri benimle yaşıt.

yumruk geldi çöktü boğazıma sözlük..

ağlıyorum.

edit: babam kurtuldu şükür ki.
Sözlükte en çok sevdiğim yer burası sözlük. hoşuma gidiyor bir şeyler yazmak buraya. belki okuyan var belki yok ama rahatlıyorum ışte. umrumda değil kimse. ben yine dayanamadım karşı koyamadım kendime. istediğim aklımdan geçen şeyi yaptım. engel koymak istemedim. hayatın kısa olduğu gerçeğini bir kez daha ispatladım kendime. ve o kadar gencim ki sözlük kimin hakkımda ne düşündüğü umrumda değil. bir şeyler yaparken yine çok düşünmemeye başladım. ileri de büyüy
http://m.uludagsozluk.com/
kumeste ki bütün kuşlara su verdim ama bıldırcınları unuttum daha doğrusu sonra koyarım diye oldu böyle. şimdi yukarı çıksam; kapı kilitli falan birde oraya çıkarsam muhtemelen kendimi zehirleyecegim şimdi ne gerek var ?
lan bıldırcınlar hava serin idare edin biraz. en yakın zamanda gorucem sizi.
aptalca bir entry gördüğümde, önce yazar hakkında bilgi butonuna tıklıyorum. adamın karması eksilerde ise eksi oy vermiyorum. amacına ulaşamasın ibne!
kendine lakap takan insanları hiç anlamıyorum. kızın adı ebru kendi kendine ben ebby yazıp duruyor. allahım sen deli insanlardan koru.
Yaa gece gece canım nasıl musakka çekti. Ekmeğin yumuşak yerini koparıp böyle suyuna banıcaksın...
ben geldiğiniz için teşekkür ederim ama elehtirik alamadım.
hiç aşık olmadım. lakabım da odun. ne hoş dimi *
toplamda 1 hafta takıldığım vatandaşın 3 aydır facedir twitter dır ne boku varsa bakıyorum.evet gerizekalıyım evet zamanı biraz geçmiş olsa da duygusal ergen triplerindeyim ama ne yapayım lan ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim tarzında arabesk modlara bağlamak da mı suç.bir itiraf daha adamın tınında değilim zira o 3 aydır hiç görüşmedik bir de neyse yaaa daha fazla devam edemeyeceğim bu şartlarda kendimden tiksindim şimdiden.
nefret etmemem gereken bi insandan nefret ediyorum sözlük, üzgünüm. aslında degilim.

bir de

içimde kalmış bi insan var. hani sahiip olamadığım. yıllar gecmiş, o kalmış.
27 yaşındayım, fenerbahçeliyim, kanserim.
seneler evvel yani lisedeykene, uyuz olduğum edebiyat hocası bahçedeki çeşmeden matarasına -pet şişe- su doldurmam için beni bahçedeki çeşmeye yollamıştı.

gittim suyu doldurdum... 5 dakika...
içine tükürdüm... 5 saniye...
sonra kesmedi gittim tuvalette biraz da işedim üstüne... 15 saniye...

derste o dallamanın afiyetle suyu içmesini izlemenin verdiği keyif:
paha biçilemez...

intikam almanın farklı yolları vardır. geri kalan her şey için...

--------------------------------------------------------------------

yıllar sonra gelmesi muhtemel olan peşit edit: sonrasında pişman oldum tabi, halbuki adam babacan adammış, velev ki 1/100000 ihtimal bu satırları okuyup sonrasında, yine 1/100000 ihtimalle bu kişinin ben olduğunu anlar ise, hakkini helal etsin.
http://www.youtube.com/watch?v=w3MMbvh-vmE&feature=related

bu şarkıyı her dinlediğimde gözlerimin dolmasından bahsetmek istemiyorum mesela, hatta bu şarkının yüreğimin tam ortasına oturmasından hele hiç behsetmeyeceğim.
insanların hayatımıza girip, böylesine mükemmel şarkıları dinlememize sebep olması ardından böylesine uzaklara gitmesi bile Dünya'nın nasılda adaletsiz olduğunun kanıtı.
bu da benim en büyük itirafımdır.
ahmet kaya'yı hiç sevmedim, sevemedim ama ayrılığın hediyesi diye bir şey var.
çok güzel kokuyo sözlük.

edit: mevzuyla alakası olmayan canlı, eksilemek ve yarak. bu üçü arasında bağlantı kurunuz.
sırf American Bureau of Shipping ile çalışmak için 3 yıl çin'de yaşamayı kabul eden bir kuzene sahibim.