bugün

Sözlükten ayrılıyorum. Seven özel mesajlarıyla destek olan, sevmeyen özel mesajlarla ve eksilerle beni ödüllendiren herkesten hakkını helal etmesini istiyorum. Yüzünü bile görmediğim insanlarla kötü olmayı istemezdim olan oldu. Allaha emanet olsun herkes. Yazarlarımız hayatta her isteğine kavuşsun. Ekşi'yi geçeriz umarım biz robot değil hiç değilse hislerimiz var. Allaha emanet olun ben gidiyorum beyler. yalnız hesabı nasıl sildireceğimi bilmiyorum *
yine evde yemek yok kaç gündür donmuş pizza ve çiğ köfte yemek kuscam artık ya anneee gel artık.
itiraf ediyorum. eski okuluma gizlice girip bilgisayar sınıfını karıştırdım. yaşama lodoslama dalmak deyimini yaşama bodoslama dalmak olarak biliyordum. karadeniz şarkısı olan koyun suyu bardağa ile başlayan şarkıyı, koyun kuzu tarlaya, şeklinde söylüyordum.
moralim çok bozuk sözlük.kendime çok kızdım bugun..ne gerek vardı o kadar heyecana anlamıyorum ki, herşeyi yüzüme gözüme bulaştırdım.şimdi bekle 2 hafta daha..
itiraf edicek pek bişeyi olmuyan biri olarak elbet bi gün itiraf sırası bizede gelecek.
bazı zamanlar çok fazla sıkılıyorum. bu bazı zamanlarda genelde vize ve final haftası oluyor. hayatım boyunca tüm sınavlardan nefret ettim. hatta elimde soruları olan sınavlardan bile nefret ettim hep.
hayatım bok yoluna doğru gidiyor.
istediğim gibi entry giremiyorum. bu bana çok koyuyor.
mp3 player, gevezeleri, narsistleri susturmak ve sinir pozucu pembiş sevgili muhabbetlerini bitirmek için yaratılmıştır. buna inanıyorum.
insanların haksızken bile haklılığını ispata çalışmasına yol açan egoları beni rahatsız ediyor. aynalara bakmayan bir nesiliz.
bazı sözlük yazarları var ki, dev egolarından ötürü çevrelerini göremiyorlar. onlar da rahatsız edici ve yorucu... kendini eleştirmeyi bilmeyen sevimliler...
' eğitim yan gelip yatma yeridir ' diyen sevimli iibf' cileri birkaç dil dersine sokmak isterim. sonra yatmaya nasıl fırsat bulacaklar görsünler bakalım.
geçen gün arkadaşlarla cadı tahtası kurup, ruhlar aleminden ferruh'u çağırmayı denedik ama ne yazıkki gelmedi.
(#14802886) günde 3-4 defa bunu okumam gerek sözlük.
hoş okumaya gerek yok ki, kafamda hepsi zaten.
hayatta herkesin izlediği bir yol var. ve bu yolda yürürken yolumuz bazı insanlarla kesişiyor.
o kişi yollar farklı yerlere gitse, ne kadar uzaklaşsak bile aklımızda kalıyor.
bu kişilerle defteri kapatmadan bir insan mutlu olamıyormuş.
ben bu hesapları kapatmaya başladım sözlük.
yeni bir başlangıç insanın sırtında hatıraların yükü varken gerçekleşmez.

şu anda orada umutsuz biri var ve beni sevecek.
ya da seviyor.
az kaldı geliyorum.

itirafım budur.
en çok korktuğum şeylerden biri çaylaklıktı. gel gör ki kader anlamış zaaflarımı...
çok utanmaz,ahlaksız ve şerefsizler var bu hayatta. hatta bazıları da sözlükte. ard arda işlediği suçları eminm yüzü bile kızarmadan yazıyodur. bu kadar da gözleri kara.
en çok anneni mi babanı mı seviyorsun diye sorduklarında hep "babamı" demek istedim ama annem kızar yemek filan vermez diye korkup hep ikisini de çok seviyorum dedim.bu cümleyi kurarken de öyle yavşak öyle çirkin bir ses tonu kullanırdımki sevimli olmak için.
ah çocukluğum yittin gittin.
itiraf ediyorum, o kadar saykodelik, maceralı, korku gerilim yer yer komedi vs rüyalar görüyorum ki uykumda değil, uyandığımda dinlenebiliyorum.
yalancılardan çok, dedikodu yapıp alttan alta insanlara laf sokmaya çalışanlardan ve fanatiklerden nefret ediyorum. en azından yalanın gerekli olduğu zamanlar oluyor.
Arkadaş laikçi kelimesi nedir biri bana anlatabilir mi ? Neyin kafasını yaşıyorlar bu olguya ek koyarak ?
Akraba ziyaretlerinden hoslanmiyorum arkadas elimi nereye koyacagimi bilemedigimden bu entryi yaziyorum.
itiraf ediyorum,
organize işler filmindeki erdal tosun"un "abi sen niye hiç konuşmuyorsun?" sorusuna verdiği "zamanında çok konuştum, bir işe yaramadı bıraktım" cevabını çok seviyorum.
hatta kullanmak için can atıyorum, bazen kendi kendime bir karar alıyorum. lan diyorum bundan sonra hiç konuşmayacağım, biri "abi sen niye hiç konuşmuyorsun" diye soracak olursa da bu cevabı yapıştıracağım diyorum ama lanet olsun ki çok gevezeyim, susamıyorum bir türlü. bi gün sussam ertesi gün dayanamıyorum yine başlıyorum konuşmaya, bu repliği kullanacak kadar uzun soluklu sessiz kalamıyorum...
çocukları hiç sevmiyorum. evimize gelip altını üstüne getirmelerine dayanamıyorum. öz kuzenlerime bile tahammül sürem en fazla 1 saat. sonra çirkefleşiyorum.
kapanmış yine tüm kapılar, bilemedim habersiz yokoluşları gözüm kapalıydı tamamen. sarmaş dolaş iki sevgili gibiydi hüzünler ve acılar. görüp görebileceğim tek varlıktı kimsenin görmeye yanaşmadığı yüce varlık. kalıpları deldim bozuk türkçemle gün boyu süren arkadaş geyikleri gibiydi kafamın içinde yiyişen solucan kılıklılar. savruldum duvarları aştım kan revan içinde kaldım rüyalardan uyanırken annemin huzur veren sesiydi hayata bağlayan kimi zaman. olmadı denerken, denedim olmazken başaramadım çocukluktan gelen sesleri bilinçaltım karanlıktı göremedim. kim sorduysa halim hatırsızdı bir sokak bakkalı gibi yılgın düşmüştü süper güçlerin ışığında kayboldum önümü göremedim üçüncü hakkımdı bu yaşam. sürüklenmiştim solucan kılıklılar kulak çevremdeydi bu defa daha bir iştahla kemirirken bütün hücrelerimi hisseder oldum katıksız bir acıydı görebildiğim. virgülsüz cümleleri çok severdim annem öğretmenimdi çünkü, onun soluksuz cesaretini örnek almıştım yazılarımda cesurdum. her zaman benimdi kimse olmadığı zaman sokak kaldırımları kadar bayat mısralar okudum bir ömür boyu benden aşkın insanlar da tanıdım göz ucuyla. gözümün önünde döndükçe başım da döner oldu bir döner bıçağı kadar kördü gözlerim. ben gözlerimi arıyordum başından beri. gönlümün kapıları kapanalı çok olmuştu...