bugün

bana yalan söylendiğinde bunu hemen anlıyorum ama salağa yatıyorum sürekli. içime atıyorum falan. sonra da al başına bi ton stres.
bugun haberlerde o kadar çok ölüm haberleri gördüm ki ruhum daraldı sözlük. ne çok kişi öldü bugün. tanıdığım, tanımadığım..
*sevgi istemiyorum anlamıyor lan.
*sürekli bi "napıyorsun nerdesin kimlesin" sorusuyla karşılaşmaktan hoşlanmıyorum ben.
*bunu yapan kişiyi üstüme geliyor sayıyorum.
*işin kötüsü hayatımdan çıkartmakta 1 sn bile tereddüt etmiyorum.
*etmedim de. çıkarttım..
*en kötüsü pişman değilim.
*aşk aşk aşk diye dolanıp duranların ağzına ağzına çakasım var.
*daha 16 17 yaşındayken forever alone tribine girenlerin de ağzına ağzına çakasım var. daha yaşın ne başın ne olm senin? bi dur bi sakin ol.
*bi de.. her şey boş. boş.
boğuluyorum...aynı yüzler, aynı insanlar, aynı muhabbetler...sanırım ailemide çok özlüyorum ben...
bir kıvılcım düşer önce derler ya sözlük yalnızlıkta tıpkı onun gibi işte. önce sevgilinden ayrılırsın 7/24 bir şeyler paylaştığın kişi artık yoktur. ister aldatılmış ister aldatmış ister sevmemiş istersen de deli gibi aşık olmuş ol hiç fark etmez. eğer ergenlik döneminden çıkmış biriysen o alışmışlık seni yer bitirir her zaman o varmış gibi gelir aslında yoktur. bunu fark edersin yalnızlığın bir kat daha artar. çevren çok geniştir, onlarca arkadaşın vardır. hiç fark etmez senin için. durgun olursun herkes farkındadır. ne oldu neyin var derler. gülmeye başlarsın ağzından yalanlar dökülür hiç bir şey yok dersin, iyiyim dersin, mutluyum dersin, sahte gülücüklerini dağıtmaya devam edersin. ve bir kat daha yalnızlaşırsın.

bir kıvılcım değil sözlük, bir yalnızlık düşer önce.
halil sezainin şarkılarını hiç sevmiyorum.sıkıyo beni boğuyo o şarkılarındaki efkarı.
olm bu padişahların kafalarındaki kavuk savaşta hücum ederken düşmüyo mu ya ? aklımı çıldıracam içim sikişiyor meraktan, neden düşmüyo lan normalde rüzgarla, hızla falan düşmesi lazım.

neyse..
yine ben. melaba.

once upon a time ; küçük kardeşim yer yatağında yatarken kafasına bastığım için beni ertesi gün uykumda ıslatmıştı.

şimdi koca adam olduk. kafası iyi ama. iyi yani. güzel.
bugün keyfim yerine geldi gerçekten. bana göre uzun, ama belki de uzun olmayan * * bir zamandan sonra bu sefer çalışırken içim kıpır kıpır etti uçasım geldi sevinçten.
twitter dan zerre anlamıyorum. arada mention, follow falan duyuyorum ama sorsan nasıl yapılır bilmiyorum. ha öğrenemez miyim? 10 dakikada öğrenirim, ama twitter'in o bendeki gizeminin, masalsılığının bozulmaması uğruna hayatta öğrenmek için uğraşmıyacağım. seviyorum lan seni twitter.
2 gün sigara içmem yasak ve kafayı yiyorum sözlük. tam 14 saattir sigara içmedim. ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. * galiba bağımlıyım ben, oysa ki canım isteyince bırakırım sanıyordum. gerçi şimdi canım bırakmak istemiyor ama neyse, mecburiyet. hemen bitsin şu 2 gün dinimiz amin. *
karma kasan yazarların yapmacıklıkları beni çok tiksindiriyor. birde uzun yazılmış olan itiraflar. ilk defa inci'cilerin özet geç çığlıklarına hak veriyorum.
kendimi yakışıklı bulmuyorum sözlük. hatta lafı evelemeye gevelemeye gerek yok kendimi çirkin bile buluyorum. aynaya baktığımda kendime "tipini sikiim oğlum" diyorum aynaya kafa atasım geliyor. ama benden daha çirkinlerinin cüllop gibi kızları götürdüğünü görünce hasetten çatır çatır çatlıyorum, o kızın ağzını burnunu kırıp direk oğlanı becermek istiyorum. kıllık değil mi çifte sapıklık olsun.
itiraf ediyorum sevdiğim kız benden nefret ediyor ama ben onu çok seviyorum..
rüyamda eski sevgilimi beyaz atlet beyaz sliple çekyatta uzanırken gördüm. ben de ona bağırıp çağırıyordum. sanırım artık rüyalarda bile ilişkimiz yavşamış, boşanmamız kaçınılmaz.
dün otobüse binen bir adamı gürsel tekine benzettim. sağ çaprazımda oturuyordu. tam yarım saat inene kadar adama her 30 saniyede bir baktım. halkın nabzını tutmak için mi binmiş lan otobüse? yoksa bakalım halk ne kadar tanıyor mu diyor? iyide adam manyak mı yanında kimse olmadan tek başına otobüse biner mi koskoca vekil, başkan? bide diyorum siyah takımın altına kahverengi çorap giymiş olacak şey değil, değildir. ama o kadar benziyor ki aynı yaaa yarım saat baktım adama çenesindeki o ikiye ayrılmışlık, surat ifadesi, gözleri aynı aynı yaa. cesaret edemedim sözlük, aslında olmadığı belli ama o kadar benziyordu ki anlatamam. dedim gidiyim yanına konuşayım mı sizi birine benzettim diye? he benim dedikten sonrada başkanım şöyle iyisiniz böyle harikasınız biz arkanızdayız diye gazla. iyide benden başka kimse sesini çıkarmadı demekki o değil saçmalama sensensinbendebenim dedim. ama adama taciz eder gibi 30 saniyede bir baktığımda hiç hoş olmadı. onunda böyle burnu havada, hafif gülümseyen, tanınmak için çaba gösterir bir hali vardı ama sözlük yaaa.
*amma kurmuşum kafamda ya. utanmasam konuşacaktım kendimi soktum o psikolojiye. bu hani bi adam vardı soğuk hava deposunda unutulmuştu, orayı da soğuk sandığı için üşümeye başlamış ve ölmüştü, ama soğuk hava deposu sıcaktı, çalışmıyodu. o da o psikolojiyle ölmüştü. * benimki de o hesap zaar.
şehirler arası otobüs yolculuklarını çok seviyorum be sözlük özellikle 15 saatten fazla sürenlerini en huzur bulduğum anlar ozamanlar. bilemüm neden özelliklede daha önce gitmediğim bir şehre giderken böyle bi garip huzur ve umut dolu oluyorum.
bi karadeniz kaldı gitmedik. oralarıda fethedicim. sırf bu yolculukar için anneme durmadan bahane uydurmam gerekiyo bende internetten gitmediğim bölgelerdeki iş eleman ilanlarını araştırıyorum. bana uyan oldumu pılı pırtı toplayıp yola koyuluyorum. o bölgede gezilecek yer kalmayıncaya kadar geziyorum. pili bittimide işi bırakıp ana vatana annemin yanına dönüyorum. arada böyle bi geliyolar yani bana yılda 4-5 sefer falan bu sayede girmediğim öğrenmediğim iş kalmadı diyebilirim ama çok korkuyorum be sözlük tüketmekten bende merak uyandırıcak bişey kalmamasından yada bende merak uyandıran şeylerin gerçekleştirilemeyecek kadar zorlaşmasından.
iyi yönlerinin yanında kötü yönleride çok bu bağımlılığın. yıllanmış arakadaşlıklar olmuyo bağlılığın olmuyo kimseye her daim yanlızsın aslında tamam çok kişi tanıyosun binbir çeşit insanla karşılaşıyosunda bi kaç ayda bir insanı ne kadar tanıyabilirsin çok kazık yiyorum bea sözlük bu durum yüzünden gezginim galiba ben. her neyse birine bağlanabilsem bu durumdan kurtulacam galiba beni tutabilecek bir insan bulduğum zaman aramıyorum henüz yani kapıları açmaya hazır değilim birini sevebileceğime emin değilim. daha çok yol var gidilcek işler zorlaştımı düşünürüz gerçi ben zoru seviyom. bilmiyorum acaba benim bu durumumu hangi piskolojik kavram açıklar. hm bu aralar kendime en çok sorduğum soruda ben neden normal değilim acaba.
özel ders vereceğim için korkuyorum sözlük.
ha bide sözlük yanlız insanlar benim umudumu köreltiyolar tamam ben yanlızımda geç beni ben gözlemciyim başkalarının mutluluklarıyla mutlu olabiliyorum hatta beni mutlu eden herşey başlakalarına ait olan mutluluklar ne biliyim başkasının arbası evi ailesi sevgilisi bebeği hayalleri falan benim olsun istemiyorum farketmiyo çünkü ben değer kıymet bilmiyorum el iyisiyim galiba ama ortalıkta yanlız umutsuz mutsuz karamsar insanlar oldumu ne biliyim arabesk müzik dinleyenler somurtuk üzgünç suratlar. önce mutlu etmeye oyalamaya çalışıyorum baktım olmadı sanki içimdeki bütün ışıkları kapatıyolar gibi hissediyorum. bi banamı böyle oluyo acaba bide itirafları çok okuyorum benim gibi hisseden birileri var mı yoksa ciddi ciddi yanlızmıyım diye annem habire ahmet kaya dinliyo bide içimi içimi boğuyo böle hüzün çöküyo falan gelemiyorum ben hüzne romantizme erotizme ne biliyim komiklikten yanayım ben hayatı komedi sahnesi olarak görüyorum. en kötü durumları bile komik olarak yorumlayıp yüzümde bir sırıtış takındığımı farkediyorum. ama etrafımdaki insanlar umutsuz mutsuz olnca benim çime sıkıntı giriyo bende kararıyorum ytaktan çıkmıyorum annem yapıyo genelde bana bunu olmadı arkadaşlarım olmadı eski sevgilim. eski sevgilimden konu açılmışken evet ilişkimiz bitti arkadaş olmaya karar verdik ama nerdeyse hergün arıyo bir birimize karşı çok dürüstüz ikimizde tekrar barışmaktan yana değiliz kendisi şuan askerde durmadan şikayet durmadan bi isyan bi umutsuzluk. umudumu neşemi sömürüyo hergün arada açmayasım geliyo telefonu sonra kıyamıyorum askerlik piskolojisi falan yanlız bırakmayım diye ama açıncada açtığım pişman oluyorum. keşke arkadaş kalmasamıydık diyorum çünkü biriyle görüşmeye başlasam ne bu diycek hergün hergün eski sevgilin arıyo bizimi kafalıyon beni böyle aramasa belki bir ihtimal olabilirdi yani neyse askerliği bitsin ozaman yolumuza bakacauk artık ve ayrıca birilerinin benim uzun uzun itiraflarımdan sonra isyan edip beni bozmaya çalışacağını düşünüyorum ki bu beni engelliyomu engellemiyo bozulmaya alışık insanım ben hiç çaktırmam *
nickim aslında evde annem ve abimin bana kullandığı tuhaf bir lakap.
bir yıl geçmiş bugün tastamam tam bir yıl. nasıl geçti. hakkatten acısıyla tatlısıyla bir yıl. bu ilşkiyi yaşamaya karar vermem aniden oldu desem yeridir. ara sıra terkedip gitsem de vefasızlığını görmezden gelemeyip ; bu gün şu an yine de seninleyim lan sözlük.
burçlara takıntılı biriyim ,saplantılarım olduğu sürece bu dünya da varım, yağmur yağdığında hep ağlarım özentiliğin canı çıksın. ayrıca çok uyuzumdur.
yanlizlik bu olsa gerek, cumlelerim bile senden yana, acilar insanlari olgunlastirirmis laf..çürüyorum yokluğunda.
can bonomo ilk 5 e girsin jartiyer giyicem.
(bkz: bu da böyle biline)
itiraf ediyorum; ben yaptım.