bugün

bu akşam kendime bi söz verdim ve evet şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.
itiraf ediyorum; itiraf edemiyorum ya.
kendi kendimi hasta ediyorum,yiyip bitiriyorum..
iyi sindirilmemiş bir aşk 3.tekillere muhtaçtır.

harbiden lan.ama muhtaç olan bendim amk.vay amk.bazı şeyler rol yapmaya gelmiyor harbiden.
bana, uyumama geni aşılansın istiyorum.
ışıklarda durduğumda, yanımdaki arabaya bakarak camımı indirmeye başlıyorum. bana bakıp o da indirirken ben geri kaldırıyorum. yan araçtakinin mal gibi baktığını görüyor ve sonra önüme bakıyorum. yalnızken, böyle eğleniyorum. ne yapayım ?
otobüste konuşamadığım bir kız vardı bir süre. 2 hafta önce konuştum ama konuşmaz olaydım. soğudum kızdan sözlük ve şimdi kız durmadan mesaj atıyor bana.
bazen paranın değerli olduğunu düşünüyorum.
sonra kudretli bir güç bana "sıkma canını, şükret" diyor.
ama 20 kuruş eksik diye ofiste sabahlamak da 20 yaşındaki adama dokunuyor be...
her gözümü kapadığımda, uykuyla uyanıklık arasındayken mistııır mistııır uyuma mistııır diyen gerizekalı oda arkadaşıma karşı bugün kendimi tutamadım ve dedim ki "eğer bi kere daha ben uyumaya çalışırken adımı haykırırsan şarjlı diç fırçamı kıçına sokarım hem de çalışır vaziyette.".
insanlara çok çabuk güveniyorum...

karşıdaki insanı kendin gibi görmek diye adlandırıyor kimileri bunu.
ne kadar doğru tartişilir...

bazen bi bakış sıcak bi gülümseme yetiyor. (soyut olarak)
lakin bunu belli etmemek için sıkıyor, zorluyorum kendimi.
sınır çiziyorum hareketlerime, sözlerime...

güvenmek kolay; güvenmek güzel...

ama insanlar bunun aksine buduyorlar güven yapraklarını...
budanıp yere düşen benden mi yoksa karşımdakilerden bi parça mı ? bilmiyorum...
kim zararlı anlamış değilim.

güvenmek kolay; güvenmek güzel;

zor olan var olan güveni coğaltmaya çalışmaları...
1 yıl sonra ilk defa bir kızdan ciddi anlamda etkilendim sözlük aynı okuldayız ama kız benden bir üst sınıfta ders saatlerimiz çok farklı pek karşılaşamıyorum ama ara sıra görüyorum ya böyle okulda nasıl heycanlanıyorum içimden vay be bu duyguyu yaşamayalı çok uzun zaman olmuş diyorum kızında bana bakışlarını yakaladım ama ne türlü bakış emin değilim zaten sevgilisi varmı yokmu onuda bilmiyorum ortak arkadaşımızda yok en iyisi onun ders saatlerini öğrenip ona göre gidicem okula biraz takibe almak lazım okulda sevgilisi olmadığından emin olmalıyım boşa atış yapmayı hiç sevmem okula hiç gitmeyen ben sırf o kızı görme umuduyla hergün okula gidiyorum bakalım nolcak.
pot kırmamak için mesajlarda isim kullanmıyorum. komşu kızı mericeyne elledik.
arkadaş ortamlarında bok atıp yalnız kalınca halil sezai dinliyorum.
bir yazara fena halde taktım sözlük, ne yazsa eksiliyorum.
evet itiraf ediyorum; sevdiğim sen sonuna kadar haklıymışsın.
işe gitmek istemiyorum sıkıldım, bunaldım, böğ geldi artık. yeni iş, yeni ortam, yeni bir şeyler istiyorum.
eski bir piç olarak * özet geçmek gerekirse
zengin bir babanın şımarık çocuğuydum.
hoşuma giden bir kızı elde ederdim her türlü. kayseriliyim. eve çok kız attım. kafelerde, mağazalarda limitsiz kartımı yerdik içerdik. bu tabi onları hayvan gibi görmeme sebep olurdu döverdim söverdim elden geçirirdim. vs vs vs
bir gün rabbim güzel bir tokat vurdu bana. işler güçler hoooop uçtu. 5 liraya bile muhtaç olur duruma geldim. sigara bile alamazdım. artık çalışmak zorundaydım. okul da bitirmiştim. bir gün bir kız gördüm o eskiden elimden geçirdiklerimin yanında sıradan biriydi. ama ne hikmetse onu düşünürken kilo verdim, yapım değişti. acı çekiyordum. dedim konuşacağım

ama neyle para yok pul yok. sıradan bir erkektim zaten yakışığım yoktu. eski kızlar zaten selamı kesmişlerdi eski kankalarım gibi *
eskiden domuz olan ben artık sokak köpeğiydim güçlü olmak zorundaydım. gittim insan gibi konuştum. zaten umudumda yoktu. ham beni kim kabul ederdi ki. bir kere aklıma da girmiş. param yok ne bakarlar diye. insan gibi gittim konuştum. oda insan gibi geldi bana. omuzunda ağladım ellerinde buldum mutluluğu. allahın sevdiği bir kuluymuşum ki. rabbim gafletten uyandırdı. domuzluktan insanlığa geçtim.
bir kaç kere ağlattım. bende ağladım.
insanlık ne güzelmiş. insan oldun mu dürüst oldun mu geliyor kardeşim. bazen vicdanım sızlıyor geçmişten dolayı ama artık insanım. bu kızdan önce kimse girmedi hayatıma şimdi evlilik hayalleri kuruyoruz alınterimle para kazanıp yuvamı kuracağım. geleceğimi kendim kuracağım. alınterimle ne mutlu bana
Nikon D7000'i Starsbucks bardağının ve boş jack daniels şişesinin fotoğrafını çekmek için alan beyin kıvrımları ütülenmiş insanlar var. Ki çok yazık, ben çok üzülüyorum onlara.
bol salçalı ve yoğurtlu makarnayı yedikten sonra tabağa bulaşan o salçalı yoğurlu karışımı ekmekle sıyırmak için sırf iki tabak makarna yiyorum dediğimde kimse bana inanmıyor.
çok üzülüyorum.
ne kadar gammaz varsa özellikle benim entryleri gammazlayan gammazı hepsini üst üste koyup * * üstlerine de 100 tonluk bir beton kütlesi atmak istiyorum sözlük.
sinirlendiğim zaman çok küfür ediyorum. o değil, sinirli değilken de etmeye başlarsam kötü. umarım sinirlerime biraz daha hakim olabilirim.
en güvendiğim arkadaşım beni 3tür yarı yolda bırakıyor sözlük. zaten bu şehirde tanıdığım adam akıllı tek insan o, öğrenciyiz... o kendine ev tuttu, ben hala yurt köşelerinde. çok samimi olduğum bir arkadaşım daha var memlekette, o gelecek ve sırf sevgilisi gelecek diye gelecek arkadaşımızın evinde kalmasına izin vermiyor. kusura bakma falan da demiyor. yarın için geçen haftadan plan yapıyor cepa da görüşelim diye, bugün iptal ediyor. üstelik ben yeni tanıştığım bir arkadaşımı da davet etmişim tanıştırmak için, bu 3 oluyor ve beni mahcup düşürüyor. insan üzülmez mi sözlük? tek tanıdığım o diyorum ankarada? bir düşün, bir kendini yerime koy. yine yalnızım. fetih i izleyeceğim yarın sözlük. yalnız hissetmeyim diye. düşün, yerime koy yerime. üşenme, utanma, sıkılma.
fetih 1453'te Fatih Sultan Mehmet ya da Ulubatlı Hasan'ı canlandıranlardan daha çok dikkatimi çeken bir şey var lağımcı selim ve tayfası.
dondurulmuş ilişki...bana göre insanlığın geldiği en yoz noktayı işaret eden bu kavramı duyduğumda donup kaldım. "ilişkimi donduruyorum" diyordu erkek olanı kadın olanına. "ilişkimi" diyordu, karşısındakine kelimenin içinde olmayı bile çok görerek. birlikte yaşanılan ilişkiyi, tıpkı okulunu, işini dondurur gibi tek başına "donduruyordu". mekanizmanın küçük bir parçasından bahsediyordu sanki ilişkisinden bahsederken. bu, istediği zaman kaldığı yerden devam etmek üzere bir bilgisayar oyununu ya da bir filmi pauselar gibi... bu, bilinçli tüketici ile bilinçsiz eşyanın ilişkisi gibi, yani karşısındakini tüketmek amaçlı "seçip" satın aldığı bir şey gibi görmenin iki kelimeyle ifadesi, özeti, şiirsel anlatımı değil midir? ben mi abartıyorum yoksa ya?akşam akşam...
itiraf ediyorum bende haber izlemek istemediğim zaman deniz yıldızı'nı izliyorum sözlük çok utanıyorum..
güncel Önemli Başlıklar