bugün

Su üstünde yürümek gibi yokluğunda geçirmek yaşamı. Bir iğne kadar sivri, bir yastık kadar yumuşak. Bir gözyaşıyla taçlandırılmış, bir gülümsemeyle putlaştırılmış. Senin yokluğun, sanki bir taş gibi ağır, aşınmış...
Gündüzler karanlık, geceler bomboş artık. Zeminini göremediğim, bitmek bilmeyen merdivenlerden iniyorum. Düşemiyorum bile, öylesine alışmışım ki...
Yok olsam, kaybolsam dediğim anlar bile bu kadar sert davranmamıştı bana. Biliyorum ama, gelecek o gün, ben olsam da olmasam da...