kimin tarafından dürtüldüğünüz çok da farketmez fakat işin garip tarafı ki sözlüğü ilgilendirmesi de bundandır dürtenin sözlük yazarı olmasıdır. bu arada çok geç olmadan özür dilerim internet kafenin klavyesinde virgül yok lan! yok la cidden anlarım bilgisayardan ama bildiğin virgül yok... bakırköy'de iskeleden meydana giden caddenin iskele tarafında en yakın internet kafe meraklılar gelip görebilir bana çok garip geldi.,, aha buldum lan entrt ile backspace'in arasına koymuşlar???

neyse hikayeye dönersek, buna dünyanın en sıradan olayı diye yaklaşanlar olacaktır ki evet öyle zaten, yani çok bir ilginçliği de yok hani. yani benim için bile değeri yok bu hikayenin, hatta hikaye derken utanıyorum, ağlıyorum, kusuyorum falan falan...

evden çıkalı 2 dakika oldu ki cep telefonunu unutmuşum almaya çıktım yeniden. kapıyı ufak kardeşim açtı, sonra kapadı... içeri girdikten sonra, hele bir yüzüme kapasaydı çok değişik bir başlıkta entry gieredim şimdi. neyse telefonu aldım elime, kendimi durduramadım oturdum yere açtım tetrisi. en zor seviye çubuk gelmiyor oyun erken bitti, sonra satranç açtım 7 hamleden cep telefonu yendi beni, hayran kaldım böyle bir dehayı cebimde taşıdığımdan, sonra bir de tavla açayım dedim mars etti bu sefer telefon beni... ne telefonmuş şaşırdım doğrusu. sonra son oyun olan minigolf oyunu açtım sonuç aynı... kısacası o gün cep telefonum beni çok pis ezdi, öc almak için internetten fifa indirdim yükledim telefona... yine çok pis taktı bana... neyse ki sonradan "nasıl taktım ama tehye yavrum tehey!" muhabbeti yapmıyor, bu iyi bir şey en azından. neyse son bir ümit kolay seviyede tavla atıyoruz, birden oyun gitti ekrandan xxxxxxxxxxxx arıyor diye bir yazı çıktı, anam sonra bir de gürültü titreşim falan derken gerçek dünyaya ışınlandım, sözlük yazarı arkadaş arıyor, evden çıkmışmıymışım, diye. bakıyorum, görüyorum düşünüyorum... hatırlıyorum lan işimiz vardı bizim! iş dediğim de sinemaya gidecektik falan galiba emin de değilim. neyse sanki ben önce gelmişim de o gelmedi diye gitmişim ayaklarına yatıp "öff ya tamam geri dönüyorum" mesajını verdikten sonra telefonu kapıyorum. evet yine ben haklı çıktım, en birinci ben oldum, herkesi ben yendim... (bkz: uğur gürsoy ın fırat adlı karakteri)

neyse en ikinci sınıf alış veriş merkezine gittik işte, götü boklu bir filme bilet aldık, baktım morgan freeman oynamıyor, ama ona benzeyen bir taşlı zencinin teki oynuyor... aslında bir yorum getirebilirdim ama ne gerek var dedim filmi izlemeye başladım ama filmde ne vardı hiç hatırlamıyorum, yani uyumuşum. zaten dürtülerek de uyanmak buradan geliyor işte.
(bkz: ahmet yildiz olmedi tarafindan durtulmek)
hangi yazarın dürttügüne göre, insanda degişik duygular uyandıracak olan durumdur.

-gaaaaaaak ! gak lan, ne uyuyon
-uyurum uyumam, seni ne ilgilendirir ki, deli gobel
-hmınııı, yolunu zkerim!