bugün

insanı çıldırtan kişidir. faturalar dağ gibi yığılsa da dışarı çıkıp iş aramaz, bütün gün evde kutsal damacana türünde komedi filmleri seyreder.

(bkz: katilleri artık daha iyi anlıyorum)
Genellikle tuvalet eğitimi almamış, borç isteme konusunda karşındakine IMF gibiymiş davranan insan tipleri bu gruba örnektir.
Seçilmeden once iyi tahlil edilmesi gerekir.
(bkz: sorunsuz ev arkadaşı)
adamı dinden imandan eder.

aslında 'evde sorumsuz bir hayvan beslemek' diye başlık açıp kafa göz dalacaktım ibneye. ama dedim ulan ne de olsa bir dönem birlikte yaşadık, ekmeğimizi bölüştük, çok sert girmeyeyim. yine de az biraz anlatınca bana hak vereceksiniz diye düşünüyorum.

bahsettiğim şahıs, iki yıldır tanıdığım bir arkadaşım, bu iki yılın yaklaşık altı ayını bir çatı altında geçirdik. adı salim'dir bu hayvanın. aslında eşkalini verip, robot resmini dağıtmak lazım tüm istanbul'a ki, kimse ev arkadaşı olarak kabul etmesin ibneyi, kimse hayata küsmesin, ben yandım eller yanmasın, sevdalılar ayrılmasın.

şu anda yanımda oturan ve ben bu satırları yazarken 'muhahahaha yaz yaz, her şeyi yaz amuagoyyum, sözlük hatunlarına da selamlarımı söğğğleee humahahaha' diye höyküren bu homo erectus, dünyanın en boş beleş adamıdır. ben, asgari ücretten hallice bir paraya haftanın altı günü çalışırken, bu deyyus yattığı yerden, benim üç ayda kazandığım parayı kazanır. çip satar, araba alır satar, yarrak satar, kürek satar. ama bunların hepsini oturduğu yerden, bilgisayardan yapar. evet tamam bu yeteneklerini kıskanıyorum ama yine de şükrediyorum halime. karşılığında milyarlar verseler, bu kadar rahat, bu kadar umarsız, bu kadar goca götlü olamazdım, öldürürdüm lan kendimi. gerçi ben bu yaratığı bugüne dek nasıl oldu da öldürmedim, hayret doğrusu. uyurken boğazını falan kesebilirdim, ne bileyim, götüne yumurta akı döküp, uyandığında 'seni siktim olum' deyip intihara meyletmesini sağlayabilirdim. vb birkaç şık daha...

harbiden, ben bunları bu gece düşüneyim lan. (şşş çaktırmayın, şu an pes'e daldı, duymuyor göt)

mesela demin 'gel de vereyim eline' şeklindeki pes teklifini, inanılmaz derecede sıkıldığım için reddettim (bir kere de yense bari, içim yanmayacak) sonra 'çok da sikimde amk, ben kendim oynarım' deyip oturdu tv'nin başına, fakat üç saat av-2 ayarına alamadı televizyonu. neden? çünkü kumandamız kayıp. yaklaşık yedi aydır kumandası yok televizyonun. birlikte kaldığımız dönemler, birçok kez; tuvalete, banyoya, mutfağa (abartmıyorum) ve bakkala elinde kumandayla gittiğine şahit olduğum için, nerde? diye sormadım bile. kim bilir hangi delikte çürüyor kumanda.

mesela bir akşam iş çıkışı aradım bunu;

milli: nerdesin salim?
-evdeyim
m: ok geliyorum ben var mı bi isteğin?
-çay koydum, püskürüt falan al, yerik
m: he tamam.

bi geldim, çaydanlık kıpkırmızı, damla su kalmamış içinde, dibi simsiyah tutmuş. bu geri zekalı da salonda age of empires oynuyor... soruyorum; siker misin sabaha mı bırakırsın?

sonra yine bir akşam, aynı muhabbet, geldim eve... dış kapı açık! allah allah, ayakkabıları çıkarmdan durdum kapının önüne (tırstım amk) seslendim buna, salim? saliiim?... ses yok. lan bi horultu geliyor ama... allah allah. bi baktım, üçlü koltuğun üstünden bir bacak sarkıyor. dayamış votkayı, dayamış votkayı, cipsler, kolalar, çikolatalar, poşetler, izmaritler, evin anasını bi güzel sikmiş, her taraf berbat, tv açık. öylece sızmış kalmış götoş. yine soruyorum; siker misin sabaha mı bırakırsın?

daha dur, daha bunlar ne ki...

bir gün aradı bu beni;

milli: alo?
-hacı nerdesin?
m: e işteyim
-ya benim anahtarı bulamıyorum da
m: hmmm, niyeyse hiç şaşırmadım amk. neyse tamam bekle, çıkıcam az sonra

geri zekalı saatlerce beklemiş kapının önünde, beni aramak sonradan aklına geliyor. neyse bi geldim ben yine, apartmanın önünde oturuyor bu. çıktık yukarı, kapyı açacağım... bi baktım, bunun anahtarı kapının üstünde. sabah kilitledikten sonra, anahtarı almadan gitmiş salak. sorayım mı? hadi soruyorum; siker misin sabaha mı bırakırsın?

buna benzer, saymakla bitmeyecek sığırlıklarına şahit oldum. sonra bu yurt dışına falan gitti allahtan, ayrıldık. oh ulan dedim, yalnızlık gibisi var mıymış arkadaş.. sonra tam kurtuldum derken yine geldi bu lale. kaldığı yerden hayatımı sikmeye devam etti.

bizim bununla bir ortak arkadaş grubumuz var, geçen hafta toplandık benim evde, pes atıyoruz. önce ikişerli oynuyoruz dört kişi (iki kişi bir takımda, iki kişi diğer takımda) sonra da lig yapıyoruz, herkes bir takım alıyor, teke tek. bu teke tekler esnasında, kaşla göz arasında benim odaya dalmış bu anten. msn açması gerekiyormuş da, bilmem ne de...

tabii biz bunları yangından sonra öğreniyoruz. he yangın! dur anlatıyorum işte yahu.

lan sıra bunun takıma gelince çağırdık, çıktı geldi. neyse, oynuyoruz. tam rooney'le yardırarak gidiyordum ki sol şeritten, bi yanık kokusu geldi burnuma.

milli: bu koku ne lan?
salim: götünden geliyodur ahuhahauaha
milli: ya bi sus amk, yanık kokuyor olum!
erdi: he lan valla bana da geldi
salim: vay burnunuzu sikiyim sizin, hani amk bana niye gelmiyo?
murat: valla bi yer yanıyo hacı!

bak, yemin ediyorum sana, hepimiz ayaklandık. bir tek bu götveren kalkmadı yerinden, kalkmadığı gibi bir de sigara yaktı 'sizin yapacağınız işi sikeyim, anladın yenileceğini kaçıyorsun amcık' falan diye bana söyleniyor. lan olum böyle bir insan olabilir mi ya?

baba bi vardık benim odaya, ortalık sapsarı duman, ağır bir yanık kokusu... baktık bilgisayar masası cayır cayır... aha bu entryi girdiğim laptopun hemen yanında bi peçete var, o yanıyor. 5 cm daha bu tarafa gelse bilgisayar da tutuşacak, ki zaten şarj kablosu sizlere ömür...

neyse söndürdük ettik, derken salim beyler de sağ olsunlar, meraklanıp teşrif ettiler.

salim: ohaaaa o ne laaan?
milli: ebenin amı götveren, tut şunu tut
salim: ahahahaha amına koyyim ev yanıyor ya lan ahahahahaha
milli: ....

adam hala gülüyor baba. sorayım mı? bence sormayayım... bunun gibileri sikmek vallaha billaha farzdır.

sigarayı peçetenin üzerinde söndürmeye çalışmış am beyin. iki adım ötesindeki küllüğe uzanmaya üşenmiş.

camı falan açtık hemen, erdi peçeteyi dışarı attı, bilgisayarı kurtardım ama kabloyu kaybettik maalesef.
masada kafam büyüklüğünde bir yanık izi kaldı. salim başkan 'ne var amuagoyyim yenisini alırım ben sana' dedi ve ekledi; hadi olum maç yarım kaldı, daha sikecem ben seni, hiçbir yangın kurtaramaz muhahahaha.

hayvan ya, bildiğin hayvan...

edit: bak entryi gireli kaç zaman oldu lan? şu manzaraya bak, abartıyorsam en adi ibneyim. akşam tavuk şiş söylediydik ağzınıza layık. o tavuk şişlerin boş paketleri de sehpanın üzerinde öyle duruyordu, bu deve tv izlerken sızmış yine. ve ayaklarından biri o plastik tabağın içinde. al sana bir kaya, nerene dayarsan daya amk... yaratık ya...
odana pat diye giren cinsinden ise ve ne olursa olsun kapı çalmayı öğretemediğin türden ise sinirlere zarar canlıdır...
yemekten sonra sofradan tek çatal kaldırmamayı alışkanlık yaptı ise değiştirilmelidir hatta senin hakkında "bunca kuralın varsa tek yaşamalısın" diye düşünmesi hatta ifade etmesi muhtemeldir...
emre aydın olabilir:

--spoiler--
+Emre yine mi duruyo bulaşıklar yaa!
-Ölsem ölsem hemen şimdi
+Ölme abi kalk yıka sendeydi sıra
-Sen yine olduğun gibi kal misafirim bu şehirde
+Yine psikopata bağladı yau ne misafiri
-"Adam olmaz" dedin şendennn
+Yok abi yanlış anladın...Neyse ben markete çıkıyorum
-Git, gideceksen bekleme farklı değilsin sen de
--spoiler--
saçı başı yolunası insandır. sözgelimi ev arkadaşıdır ama evde karşılaşmak düşük olasılık olsa da bulunduğu zamanlarda kendinden soğutmayı başarabilen kişidir. evi temizlemekten, bulaşıktan bihaber olup bir de evi temizlediğiniz gün duş alıp saçını kaşını ortalığa döken hatta sifon çekmekten haberi olmayan vahim kızımızdır. ne yazık ki o evi zorunluluktan paylaşmak durumundasınızdır. bir de başka evde kaldığı günlerin dedikodusunu size yapıp şu sözleri sarfeder:
+aay memetlere biri geldi, çocuğu görsen pislikten ölüceeak.toplu yaşama kuralları diye bişiyden haberi yook.inanabiliyo musun sifon bile çekmiyoo yeea.
- ?!
sinir hastası eder insanı. hiçbir şeyle ilgilenmez, evi otel gibi kullanır falan. sorumsuzdur, ilgisizdir, çok da tın havalarındadır ve cidden sinir bozucudur.
sorumluluklarının sırtına sarılıp kapının önüne koyulması gereken arkadaş türü.
evlendiniz mi aq ne bu. sorumsuzsa siktiri çek..