bugün

vardır böyle insan modelleri.

ortama girip her türlü muhabbetin içine eden gibi...

başıma gelipte içimden tam sopalık dediğim büyük örneğimse şu. bir dönem çıktığım hatunları götürdüğüm bir kafe vardı. süper manzaraya sahip insanın ruhunu okşayan karşında yüreğini hoplatacak insana derdini anlatabileceğin türden bir mekan. tabi götürdüğüm her kişi kendini özel hissederdi. şöyle bir yer biliyorum oldukça güzel deyip sen ilksin tadında bakışlar attıktan sonra yola koyulurduk vs.

neyse günün birinde yine kalbimin dehlizlerine inmiş bir insana bu özel mekanımı teklif ettim. kabul etti. düştük yollara. o yere sık sık gittiğim için garsonlarda tanımaya başlamıştı. derken masaya kurulduk tam karşımdaki insanın göz çukurlarına gark ederken gönlümün masum sevdalarını, bir ses bölüverdi bu duygusal atmosferi. "abi hoş geldin" falan. hoşbulduk. yenge sizde hoş geldiniz, geçen burda derginizi unutmuşsunuz demez mi? salak çok büyük bir marifetmiş gibi yememiş içmemiş radikal iki ekini saklamış. tabi ortam gerildi. sonuç olarak kalktı gitti.

işte hayatıma bir aralık sızan bu garson kelimenin tam anlamıyla sopalıktı.
eti hoşbeş tribün lideri.

görsel