bugün

her tarafın kahverengiye bürünmesini, dökülen yaprakların üstünde yürüyerek çatırdamalarını dinlemeyi, ders çalışırken annenizin elinde dumanı tüten bir fincan kahveyle gelişini, kahvenizi yudumlarken göçe hazırlanan kuşları izlemeyi, havaların soğumasını, hüznün sizi sarmasını, aşık olmayı özlemektir aynı zamanda...
(bkz: sonbahar)
(bkz: eskişehir de sonbahar) *
eskı sevgılıyı ozlemekle eş degerdır. sonbaharın yaprakları savurdugu gıbı eskı sevgılınınde hatırları ve askı senı savurur. her zaman sonbahar ozlenır. *
yaz mevsiminden sıkılıp bir an önce kendini sonbahara atmak istemidir.
yakında; "mevsimleri özlemek" haline dönüşmesi muhtemel istek.
ne sıcak, ne soğuk... sararmış yapraklar rüzgarla birlikte havada uçuşuyor. hafif yağmur yağıyor. bu güzeldir. hele sevdiğiniz de varsa yanınızda bu harikadır...
(bkz: yaşlanmak)
küresel ısınma dolayısıyla sıcaktan bunalıp, kışa hazır olmama durumudur... *
''ankarada sonbahar'' adlı şarkı sayesinde bir kere daha özlemek. tatil havası da bir yere kadar olayını hissetmeye başlamak. sıcak ve yorucu bir dönemi bırakıp daha dingin ve yumuşak bir hava istemek.
eskiden sevmezdim, ama şimdi hem seviyor, hem de sevdiğim her şeyi özlediğim gibi onu da özlüyorum. kırmızı şarabı aklıma getiriyor sonbahar. şarabı da, sonbaharı da özlüyorum.

kurumuş yaprak kokularını özlüyorum. daldaki yaprak gibi kokmaz kuru yaprak, toz kokar, tecrübe kokar, daldaki yapraktan çok daha fazla hayat kokar... onu özlüyorum işte. bir de kırmızı şarabı.

hiç özlemedim ilkbaharı. ama sonbahar başka... bir defa yazı özlemiştim daha önce. ama bir defaydı o işte. sonbahara ihanet edemem, bir onun yeri ayrı, bir de kırmızı şarabın.
bu ara sıcaklardan bunalmış insanların içinde bulunduğu durumdur. hafif hafif rüzgar esse ardından bir yağmur başlasa... özlememek mümkün mü? tarih 1 eylül sıcaklık 42 derece. daha çok özleriz çok.
küresel ısınmadan bağrı yanmış toprağın, aşkı yağmura kavuşması.