bugün

özellikle kemalist solcu kesimin başörtüsünden neden bu kadar rahatsız olduklarının merak edilmesidir.

arkadaşım bu islamın açık ve net emri, siyasetle felan alakası felan yok. bu emrin uygulanmasından neden bu kadar gocunuyorsunuz.

nenelerimizin başörtüsü söyleymişte bu türban ithalmişte. tamam bende makyajlı başörtüye, vücut hatlarını gösteren kıyafetlerden nefret ediyorum. en ideali çarşaf veya pardesü. renkli eşarplar zaten kaldırılmalı. lakin sizin amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. bir insan bu kadar seküler olamaz arkadaşım herşeyin bir sınırı var.

kafirler sizin kadar uğraşmıyor başörtüsüyle, nedir bu aymazlık, bu geçmişi reddetme olgusu sizdeki.

edit: başörtüsünden rahatsız olmayan solcuları tenzih ederim.
Ülkenin geri kalmasına sebep oluyormuş.
Modernliğe engel oluyormuş.
(bkz: esad rennan pekünlü)
başörtüsü takanların ne kadar tehlikeli olduklarını bildiklerindendir.şakirt aileden geldik,ne mal olduğunuzu çok iyi biliyoruz.
denklem aslında çok açık.

solcular rahatsız olur, -----> Aleviler çoğunluğu genel olarak solcu olur, ------> aleviler genel olarak başörtülü ve sunni karşıtı olur.

Düşünün atatürk'ün bile eşi kapalıyken, yeni yeni osmanlı devrilmiş ve çoğu sunninin eşi,teyzesi, olmadı babannesi başörtülüyken hangi kesim acaba bu kadar başörtüsünden rahatsız olabilir...
yanlış önermedir. solcular değil kemalistlerdir. bir sözcü alıp okursanız başörtülülere 'sıkma baş' dendiğini görürsünüz. fakat birgün gazetesini alıp okuyun asla böyle tabirler göremezsiniz. 1 mayıslarda islamcılarla yan yana yürümüştür solcu kesim. neden bahsediyorsunuz siz?
ben bizzat bir solcu ve mustafa kemal hayranı olarak türbandan ya da tesettürden rahatsız değilim. kaldıki tesettür ile ilgili hükümler farklı görüş açılarıyla farklı yorumlanmaktadır.yani öyle dinin herkes tarafından aynı şekilde kabul edilen bir hükmü söz konusu değildir. Ancak sen bunu istediğin gibi yorumlayıp, benim inancım böyle dersin ben de sadece tabi diyebilirim.

benim rahatsızlığım her türlü ahlaksızlığın yapıldığı, kul hakkının envai türünün yendiği, türbanlı kadınlar sigortasız çalıştırılarak sömürüldüğü, kocaları, babaları, kardeşleri tarafından sokak ortasında öldürüldüğü, eğitim aldırılmadığı, zorla evlendirildiği bir ülkede dinen hiçbir sakınca görmeyenlerin, söz konusu örtünmek gibi dinin suyunun suyu bir konuda mücahitleşerek kendilerini müslüman ilan etmeleridir. kusura bakmayın ama bunun adı riyakarlıktır, din bezirganlığıdır. o nedenle kemalistlere, solculara bok atıncaya kadar dönün bir aynaya bakın, biraz tefekkür edin, kuran-ı kerim'i ezberlemek yerine biraz anlamaya çalışın.
birileri sembol haline gelmesinden rahatsız olurlar yazmış. yeşil parkanin da yasaklanması gerek ozaman. isteyen istediğini sembol yapsın size ne?

mehmet akif ersoy üstadı bir kez daha aniyorum buradan. ne kadar guzel demiş. bugünleri gormuş sanki (bkz: bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne)

(bkz: mehmet akif ersoy u şakirt sanan solcu)

özetle neden bulamayan, ne alakaysa laiklikle bagdastirmaya çalışılandir. sırf rahatsız olmak için rahatsız olmaktır.
sana soruyorum ey türban takanların oğulları kızları ananız 2002 den öncede türban takıyormuydu takmıyosa neden takmıyordu açıklayın lütfen ne olduda 2002 den sonra takmaya başladı ben bunları merak ediyorum.
türban baskısıdır.
sosyalizm muhabbetinin tarih boyu süre gelen en büyük düşmanı olan dine, türkiye deki social-istlerin verebildikleri tepki biçimidir.
kimileri başörtüsünden rahatsız değiliz deseler de tarihleri ve felsefi vb. inançlarının bilinçaltına yerleştirdiği bir eylem biçimini, pasif savunma sistemleriyle inkara vardırmaları bu kişiler sosyalistten çok social-ist olduğunu göstermektedir ki, bu da aslında kıvırma fraksiyonlarının hayat bulması sonucu oluşan bir tepkimedir.
sosyalizmin en büyük korkusu dindir. çünkü din, toplulukları en kısa sürede birleştiren özelliğe sahiptir. gerek lenin gerek stalin gerekse marx bu konu hakkında bol bol açıklamalar yapmış fakat bu açıklamalar ülkemizde farklı varyasyonlara sokulup, toplumun sosyalizme olan bakışını daha da çıkmaza sokulmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
bir solcu olarak diyorum ki arkadaşlar baş örtüsünden rahatsız olmuyoruz; bunun araçlaştırılmasından rahatsız oluyoruz. türban tartışması son olarak 2007 yılında yeniden ısıtılıp önümüze sunuldu, durduk yere değil; aynı zamanlarda yök başkanı üniversiteler ücretli olsun, herkes okumasın, parası olan okusun, amerikadaki gibi olsun bilmem ne zırvaladı. kaç kişi o zaman bundan bahsetti, bunu tartıştı? Kimse! o vakitlerde türbanı tartışmakla meşguldük.
diyoruz ki türban neden yasak olsun, tabi ki serbest olmalı. ben nasıl ki istediğim gibi giyinip gidiyorsam, istediğim gibi makyaj yapıp gidiyorsam, saçımı istediğim gibi yapıp gidiyorsam türban takan arkadaş da öyle gelebilir. olay bu değil. görülmesini istedikleri gibi gösteriyorlar yandaş medya sağolsun. biz de arkasına bakmıyoruz canımız sağolsun, olmasın ya da.