bugün

unutlmayan anılar,çocukluk,saf sevgiyi anımsatan zamanların keyfi.
kuzinede kalan ekmek kırıntılarının kokusuyla birleşince insanı nirvanaya taşıyan hadise.
pişen kestaneyi el ile alıp, sıcaklığından dolayı öbür elimize atıp, sonra onun sıcaklığından tekrar diğer elimize atarak başlayan kısır döngü.
soğuk kış gecelerinin en güzelidir.
güp güp güp yanan sobanın keyfidir.
kestaneden sonra sobanın üzerine portakal kabuğu da atılır.
yaşayan bilir. unutulmaması gereken güzelliklerdendi.

ancak teknolojiye yenik düştü.
gençliğim gibi geçmişte kalan hoş bir anıdır.
soba gürül gürül yanar evde tam bir aile ortamı vardır dışarda ise kar yağışı ama evin içi sımsıcaktır ve kestanelerde çıtırdamaya başlamıştır, tam o anda elektirklerde gider ve tv kapandığı için eskilerden bahsedilir herkes iyice muhabbete dalar evde sadece sobanın içinden yansıyan ışık ve bir iki tane mum vardır ve kestaneler elleri yaka yaka yenir nede güzel yenir mutluluğun resmidir bu.
(bkz: sobanın üstüne portakal ve mandalina kabuğu koymak)
Çocukluk. Kışın eve geldiğimde çoraplarımı sobanın üstüne attgım ve ordan kestane alıp yedigim.