bugün

(bkz: dikkatli olun damardan gireceğim etkilenmeyen kalmayacak)
yazılana katılıyorum yada katılmıyorum bu hiç önemli değil çünkü bunu baz alarak yazmıyorum bu yazıyı.
biz türkler diye başlayan bir başlık var mı bilmiyorum.
ama biz türkler gazla yaşayan insanlarız**
(bkz: lpg li insan türü)
kim yada ne olduğu önemli değil yada önemli olsada öncelik bu değil. insan olması geçerli olan sebep. * *
yada aklıma bir fikir geldi kesin çözüm söylüyorum dikkat:
bütün kürtleri öldürelim yok yok şaka yapmıyorum. neden olmasın bir düşünün amcanızın oğlu mu yoksa herhangi bir kürt mü?
hımm.. ne dersiniz.
terör nedir? yahut pkk terörü nedir? kime terörist denir?
bu ülkede terör olayları ne zaman patlamamktadır? kısacası biz ne zaman gaza geliyoruz?
yada başka bir soru gaz pompası kimin elinde?
ne kolay şeyler var bu hayatta ve ne kadar çok söylenecek söz var bu hayatta... ama benim susmam gerekiyor.. yok yok çekinmiyorum gerçekten konuşmak* istemiyorum.
ben susuyorum ama bir kaç söz kendi kendine bağırıyor...
kimler kardeş olan? kim kardeşleri çekemeyen?
kimler barışı, özgürlüğü, kardeşliği unutan.
yada kim senin benim konuşma, yaşama hevesimizi elimizden alan. * * **
siz hiç adım attığınız her tepenin isminin orada şehit düşmüş kahramanlardan geldiğini öğrendiniz mi? öğrendiğiniz de kininiz arttı mı?
senden sonra görevi devralan komutanların
- arkadaşlar, bu gece pusu atacağımız yer dogupark geçidi. Çatışma muhtemel. Allah yardımcınız olsun.
deme ihtimalini düşündünüz mü?
suskunluksa ardından gelen bu sorunun, anlayınız ki kıvranıyor sorunun yöneldigi kalplerin her biri..
Ailenizden ya da yakınlarınızdan biri orada yatıyorsa zaten biliyorsunuzdur ama böyle bir acıyla tanışmamış olan şanslı insanlardansanız...
Size sorum şu: En son ne zaman bir şehitliğe gittiniz? Hatta... Bugüne kadar hiç, bir şehitliği ziyaret ettiniz mi?
Dünkü Hürriyet'in baş sayfasında bir fotoğraf vardı. "En acı Babalar Günü" başlıklı haberin spotu şöyleydi: "Şırnak'ta mayın patlamasıyla şehit olan Hasan Güreşen'in babası Nuri Güreşen, 11 aylık torunuyla Babalar Günü'nü Edirnekapı Şehitliği'nde geçirdi".
O 11 aylık yavrunun sizin evladınız olabileceğini düşündünüz mü hiç? Henüz neyin ne olduğunun farkında dahi olmayan fakat hayatının ilk Babalar Günü'nü babasız geçiren o bebeğin... Nuri Güreşen'in yerine koydunuz mu kendinizi hiç? Oğlundan "Babalar Günün kutlu olsun" cümlesini değil; yüreğinde, hayatta olabilecek en büyük acıyı, evlat acısını duyan baba Nuri Bey'in... Kucağında, oğlundan emanet torunuyla dua eden Nuri Güreşen'in... O fotoğrafa böyle bakmayı aklınızdan geçirdiniz mi?..
Nerede yaşıyorsanız; çekinmeyin, tereddüt etmeyin, üşenmeyin. Dini bayram gibi özel bir günün gelmesini de beklemeyin. Durup dururken kalkın ayağa ve en yakın şehitliğe gidin. Gidin ve o mekanın havasını bir soluyun bakalım...
Gidin ve; adını bilmediğiniz bir annenin sessiz hıçkırıklar içinde, oğlunun saçlarının yerine mezar taşını okşayışını görün. Gidin ve; nereli olduğunu bilmediğiniz bir babanın, mermer ve toprakla konuşmasını, evladıyla sohbet edişini, dertleşmesini izleyin. Gidin ve; kaç yaşında olduğunu bilmediğiniz genç bir kadının elindeki kırmızı gülü, hayattayken o gülleri hep O'na getiren eşinin mezarına özenle yerleştirişini seyredin. Gidin ve; sizden uzak olan o acının kavurduğu, gözü yaşlı ama vakur bir ilkokul çocuğunun sadece babasına değil, çevredeki şehitlere de dua ettiğine şahit o;Ne işim var?" demeyin... "Banane" demeye kalkmayın... Ulaşabildiğiniz en yakın şehitliğe gidin ve burnunuzun dibinde yaşanan gerçeğe yerinde tanıklık edin. Kendinize ya da çevrenize, "Sade, sıradan bir vatandaş olarak, terörle mücadeleye ben nasıl destek olabilirim ki?" diye sorduysanız daha önce... O soruyu bir de şehitlik ziyaretinden sonra sorun bence..
(bkz: http://www.pkkgercegi.net..._sehitligi_gordunuzmu.htm)