bugün

bu deyim -sınıflandırma- de 1990ların ikinci yarısında beyaz türk/siyah türk ayrımıyla ortaya çıkmıştır.

bir sosyal sınıf olarak beyaz ve siyah türkleri mümin sekman şöyle ayırdediyor:

"siyah türkler arabesk ve halk müziğini; beyaz türkler batı müziğini sever. siyah Türkler de taksinin ön koltuğuna; beyaz Türkler de arka koltuğa oturmak makbuldür. Siyah türkler görücü usulü ile; beyaz türkler baloda, gece klüplerinde, partilerde tanışarak evlenir. siyah türkler otobüs terminallerini; beyaz türkler havaalanını tercih eder. beyaz türkler papyon takar, siyah türkler tespih çeker"

buradan da anlaşılacağı gibi siyah türkler, toplumun ekonomik imkanları kısıtlı kesimini oluşturuyor. kültürel olarak düşünüldüğünde batı kültürünü benimsememiş dahası onu tanımamış, aslında kültürel kaygıları da olmayan, gelenekten gelen ile modern olanın seçici algı ile kendilerince bir sentezini kurmuş, çoğu zaman geçim derdinden başka dertler edinememiş, bazı elitist yazarlar tarafından gazete köşelerinde sık sık aşağılanmaktan kurtulamayan,bu eleştirilere Verecek cevapları dahi olamayan -çünkü eğitim-ekonomi ilgisi içinde varlıkları gayet sığ kalmış- bir tür alt sınıf.

mine kırıkkanat a göre "göbeğini kaşıyan adam"dır. okan bayülgene göre "köylü"dür şehre gelip onun canını sıkan.

elitist yazarlara göre hafta sonları deniz kenarında mangal yelleyen, pos bıyıklı, atletli adamlardır bunlar. bana göre hafta içinde gedikpaşa yokuşunda kendisinden ağır el arabasını ya da hamalcı semerini yüklenen iki büklüm hamallardır, hafta içi merdiven silmeye, hafta sonu ev temizliğine giden yüzleri derin çizgilerle belirgin kadınlardır, tırnak araları doğal bir siyahlığa bürünmüş boyacı çocuklardır.

(bkz: beyaz türkler)
(bkz: gri türkler)
Memleketin asıl sevdalıları ve emanetçileridirler.
Ülkenin en az %49.5 kısmını ihtiva ederler.

Bu ülkede herkes özgürce yaşama hakkına sahiptir, ama bu ülke müslümanların ülkesidir.

Eğer islamla mücadele etmeyi düşünen yiğitler varsa aranızda buyrun, bizim birşeyden kaçtığımız yok. Sizin bakış açınızdan "modernleşme" hareketleriyle islamla mücadele anlamında bir yol aldığınız ortada.

Ama artık bitti o dönem. Öz vatanında parya olmayacak bu millet kusura bakmayın.

Elbette aksi düşüncelerinizi ifade edin, bol bol edin ki unutmayalım, yaptığınız zulümleri, gerçek yüzünüzü unutmayalım.
Türkiye'de ege ve akdeniz bölgelerinde yaşayan Sudan kökenli vatandaşlarımızdır.
Osmanlı Devleti zamanında ülkemize gelip yerleşmiş bu vatandaşlarımız ayrı bir renk katmaktadır.

belgeseli bile yapılmıştır.

https://www.youtube.com/watch?v=sEMHz5l0PTU