bugün

teorik olarak günümüzde yoğun örneklerini de gördüğümüz dünya biçimidir. postmodernizm ile birlikte, aslolanın yerini maskelere bıraktığı sembollerle çevrili yeni dünyadır. milenyumdan sonra teknolojik gelişmelerle tetiklenen bu teori, geleceğin gittikçe kararmasına ve hissizleşmeye neden olacaktır. örneğin (bkz: mcdonalds) da içtiğiniz bir kolanın kola olmayıp bunun yanında dünyanın en ünlü et markasının köftelerinin içersinde net olarak et kullanmaması buna örnek olarak verilebilir. gösteriş seven yeni simüle toplumlar içeriğe değil biçime önem vererek bu yargının keskin kenarlarını oluşturmaya başlayacak, artık insanlar lezzete değil orada bulunma arzusu ve egosal tatminler için tüketim yolunu seçecektir. bu kimi zaman bir (bkz: iphone) kimi zaman bir (bkz: starbucks) kahvesidir. tüketim kültürünün küreselleşmesi simülasyonları etkilemeye başlayarak, gösterişi ön plana çıkararak hisleri amaç yerine araç olarak insanlara sunacaktır.
(bkz: simulasyon argümanı)

sanal gerçeklik gerçeğe yaklaştıkça insanin aklina bir soru gelir: ya içinde bulunduğumuz evren de herşeyiyle bir simulasyonsa ve biz o simulasyonun küçük program parçalarından ibaret isek? yaratıcımız kim? bizi simule eden ne?

(bkz: aklımda deli sorular)
oha yıl olmuş 2017 hala simülasyon olmadığımızı sananlar mı var?

tabi ki simülasyonuz. yok şu dağlar kendiliğinden oldu. inanılmaz bir şey, yani gerçekten önümüzdeki 10 yıldan sonra bir tane ateist kalırsa direkt özürlü damgası vurup hastaneye yatırılmalı.
Ruhi sen misin kardeş?
Eğer sen ruhi çenetsen senin mutlak olan kaderdeki mutlak olan gerçeklerini sikim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar