bugün

Sigara içmeyenlerin içenler üzerinde oluşturduğu baskı türü. Toplumda sigara içenleri çok küçük bir azınlıkmış gibi düşünen insanların onları dışlama durumu. Sigara zararlı olabilir, içinde zibilyon tane -çoğuna inanmadığım- fare zehirinden egzoz gazına, keçi bokundan zenci pipisine kadar zararlı madde olabilir. Ama buna bağımlı olmuş bir grup insan varsa içmeyen adamların zehirlenmeme hakkı olduğu kadar, bu adamların da zehirlenme hakkı vardır. Toplumdaki bu bangır bangır sigara karşıtı eylemler 1980 sonrasının işidir. 80 lerden sonra ne bok yiyeceğini şaşırmış dünyanın işidir. 20 yıl öncesine kadar, özellikle ABD de bangır bangır sigara reklamları yapılıyordu. Televizyonlardan gazetelere kadar sigara propagandasının gümbür gümbür yapıldığı yıllardı. Canlı yayınlarda sigara içmek bir karizma göstergesiydi eğer sigara içmeyen bir sinema oyuncusu yada tv sunucusu iseniz karizmatik bulunmuyordunuz. Özellikle de 90ların ikinci yarısından sonra sigaradan vuracağı parayı vuran sigara üreticileri, kazanabileceği kadar kazanan sigara üreticileri, sigaranın zararlı ve bırakılması gereken bir zıkkım olduğunun altını vurgulamaya başladılar. Sigarayı bırakma sektörleri oluşturulup milyarlarca dolar para götürüldü. Her yıl sigaradan ölen şu kadar milyon insan var deyip, sigara içen bütün kalp hastaları ve kalp hastalarının hastalık sebeplerini sigaraya bağladılar. Bir adam kalp krizinden öldüyse ve sigara içiyorsa, ölümünün sebebi sigaraya bağlı faktörler olarak yansıdı istatistiklere. Tahminlerime göre türkiye de 16-17 yaş sonrası nüfusun yüzde 50 si sigara içiyordur. Belkide daha fazlası. Diyelim bir mekanda sigara içilmesini yasakladınız, üç beş beyaz türkün narin burunlarını rahatlattınız, ve kanser olma risklerini % 12.34 azalttınız. Ancak belki o esnada sigara içmediği için stres ve sinir yüklemesi yaşayan bir tiryaki terör yapacak orda. Kendine hakim olamayıp garsonu, vapur muavinini falan dövecek. Bu ihtimal hiç düşünülmüyor. Sanki 70 milyonluk türkiye de sigara içen 500.000 kişi var, bunlarda büyük suç işliyor, azınlıklar ve yasaklıyorsunuz. Günde 3 paket sigara içen, sigaranın tek dostu olduğu insanında hakkı var. Kendine zarar vermek istiyorsa verir.

Sigara içmek de adli bir suç değildir ayrıca, gümbür gümbür duvara tabelalar asılıp da burda içersen ağzına sıçarız yazılacak iş değildir. Bu yasaklarla bir yere varılmaz. Sigarayıda azaltamazsınız. Tiryakiler kendilerini yasaklara göre ayarlamaya başlayacaktır. -ama amerikada 3. sınıf vatandaş olarak görülüyolaaaar. Her boku amerika dan mı alacağız. Öğle tatillerinde ahır gibi bir yere tıkacaksınız insanları, aha işte burda için diyeceksiniz, o çalışanların verimi düşmeyecek mi üç beş denyo yüzünden. Sigara kullanmayıp da meyhaneye gelip masama oturan adama da ayrıca kıl oluyorum. Arada bir elini sallayıp -abi şu tarafa üflesene- deyince bir gün dilinde söndürcem elimdeki sigarayı. Ne işin var lan o zaman? Sen iş yerinde içirmiyorsan bana sigara, ben de sana içki masamda barınma izni vermiyorum. Yada rahatsız ola ola oturacaksın.

Vapurdaki yasak ise hiçbir elle tutulur yanı olmayan bir yasak. Vapurdaki sigara yasağı üstüne de ayrıca bir kitap yazardım ama yoruldum şimdi. Şöyle diyeyim sadece. istanbul deyince benim aklıma vapurda karşıya geçerken sıcacık çayını yudumlayıp bir yandan elindeki simiti martılara atan ve sigara içen bir şair geliyor. istanbul benim için bu demek. Bir de açık hava orası. Ona rağmen yasaklandı.

Tamam hastanede otobüste, sinema salonunda falan yasaklansın şu meret. Uçaklarda içilmesin eyvallah. Ama gözünüzü seveyim denyo denyo hareketler yapıpta vapurda, cafede, kahvede, meyhanede yasaklamaya kalkmayın şunu. Edebiyattan sinemaya, gazetecilikten rakı sofrasına uzanan bu dumanı engelleyemezsiniz.

edit: silip tekrar gönderdim. edit yerine sil tuşuna bastığım için oldu.
sebebini tamamen sigara icmeyenlerin nikotin gibi bir mucizeden habersiz yaşadıklarını, ve de 3000 tane zehiri tatmadan ölmenin kıskançlığına bağlıyorum. *

şaka şaka sigara kötüdür sakın başlamayın *
ama bize de karışmayın be anam kapalı alanları verdik bari açıklar bize kalsın zaten kanserden yada kalpten gideceğiz, kemoterapi bilmem ne acıyın lan biraz.
evet var böyle bisi. jean jacques brocher'in sigara iciyorum ne olmus yani adli kitabinda da az cok irdeledigi konu. tiryakiler icin basucu kitabi niteliginde.
"kimsenin beni pis dumanıyla zehirlemeye hakkı yoktur" şeklinde ifade edilebilecek sonuna kadar haklı çıkışın sonucunda getirilen kısıtlamalarla ilgili sigara tiryakilerinin yaptığı komik analojdir. asıl faşizm kendisi zehirlenirken etrafındakileri de zehirlenmeye zorlamaktır.

(bkz: kokain yasağı faşizmi)
(bkz: eroin yasağı faşizmi)

uyuturucu sadece bireyi sigara toplumu zehirler. sigarayı yasaklamak faşizmse uyuşturucuyu yasaklamak cinayet midir?

(bkz: analoji yapmayı öğrenin)
1614 yılında sultan 4. murat tarafından yasaklanan tütün kullanımı kalıcı olmamıştır. sigara tiryakileri ağır cezalara maruz kalmalarına rağmen sigara içmeye devam etmişlerdir. bu günkü yasaklar, yine o günlere mi döndük sorusunu getirmiyor mu?