bugün

niels laupert' in ilk uzun metraj filmidir. basrollerini ludwig trepte, martin kiefer ve jil funke paylaşmaktadır. film sokaklarda serseri gibi dolaşan sigara, içki ve uyuşturucu kullanan bir grup üyesi iki arkadaşın hayatlarını belgesel niteliğinde bir anlatıma sahip.


--spoiler--
martin kiefer'in canlandırdığı tommek karakteri baskın bir karakter, suç işlemekten hiç çekinmeyen korkusuz ve kendi doğrularından oluşturduğu bir hayat görüşüne sahipken nerdeyse tam zıttı bir karakterken çizen ludwig trepte'in canlandırdığı adams karakteri ise olaylar karşısında daha mantıklı davranabiliyorken zamanla kendini hoşlandığı kız ve arkadaş grubuna başta tommek'e kanıtlamak için yavaş yavaş tommek'in vurdum duymaz tavırları içinde suça meyilli bir karaktere dönüşüyor. jil funke'nin canlandırdığı sarah'ya aşkı bu dönüşümü hızlandırıyor çünkü sarah'ya tommek'inde ilgisi olduğunu anlıyor ve kendini kanıtlama çabası bir gece ansızın bir iddia ile cinayetle sonuçlanacak bir eyleme dönüşüyor. adams tommek'e biri öldürebileceğini söylüyor bu tommek'te ve grubun diğer üyelerinde heyecan yaratıyor. dışarı çıkıyorlar ve önlerine ilk gelen insanı öldürmeye karar veriyorlar. bir alt geçitte ellerindeki kırık şişeyle saldırdıkları adamı öldürmeyi başaramasalarda ağır yaralıyorlar. az sonra bir parkta önlerine çıkan bir başkası ise nedensiz bir şekilde öldürülmekten kurtulamıyor. elleri yüzleri kana bulanmış iki genç zafer kazanmışcasına sevinip şehirde dolaşmaya başlıyor. çok geçmeden yakalanana iki genç hapse atılıyor.
--spoiler--

gerçek bir öyküyü beyaz perdeye aktaran genç yönetmen 80 dakika olmasına rağmen hikayeyi 80 dakikaya yayabilecek bir öykü kurgulayamıyor. filmde az sayıdaki karakterin iç dünyaları netlik kazanmazken, yan karakterler ise figürasyon sığlığında kalmış. filmde müzigin neredeyse hiç kullanılmaması belgesel havasını güçlendirsede yerinde bir kullanım olmuş.

bitirme projesi kapsamında çekilmiş olsada filmin zayıf görselliği anlatım dilini oluşturamamış yönetmenin filmde öyküye fazla yaslanmasına sebeb olmuş. yine belgesel havasını güçlendiren mekanların tamamı gerçek ve doğal mekanlar. filmin gerçek öyküsünü öne çıkarmak için dekorsuz doğal ışığa yakın aydınlatmalarla gerçek mekanlarda öyküyü takip ediyoruz.

vaktiniz varsa izleyin. almanya'da son yıllarda iyi filmler yapılıyor. tüm eksiklerine rağmen ayırdığınız vaktin boşa gitmeyeceği farklı bir film.