bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- uzağı göremeyen insan19
- kekeme olan biri doktor olurmu10
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- evlilik20
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü21
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
kişinin birisine veya bir şeye karşı hissedebileceği en saçma zorunluluklardandır.
dün bir arkadaşımla bir şeyler içip de lafladığımız sırada bahsi geçti bu zorunluluk halinin ve sebep olduğu saçmalıkların.
sevmek için hep nedenler sıralıyoruz kendimize bir şeyleri. düşünün "seviyorum çünkü" diye başlayarak kurduğumuz uzun uzun cümleleri. ama insanlık tarihinin, öteden beri incelenmesi halinde sevmek dediğimiz şeyin öyle çok da koşullara, nedenlere bağlı bir şey olmaması gerekiyor. seviyorsak, seviyoruz işte.
hatta konuşmanın bir bölümünde bana göre çok büyük bir laf etti arkadaşım;
"bir keresinde sevgililik halimizi sürdürdüğüm birisine seni sevdiğim gibi bir kolduğu, halıyı, terliği de sevebilirim demiştim. sonra ayrıldık..."
düşününce aslında mantıklı da geliyor aslında. bir anahtarlığım var odamda asılı durur. severim kendisini. aslında bir işlevi yok. ve hatta estetik bile değil. benzer şekilde küçük kuzenlerimden birisinin vaktiyle bana hediye olarak aldığı bas gitar çalan bir amazon yerlisi olduğunu düşündüğüm ahşap biblo da öyledir. görsellik veya estetik olarak dahi bir işlevi yok ikisinin de ama seviyorum işte. kahvemi yudumlarken arada gözüme takılıyorlar, sigara dumanımı onlara doğru püfürüyor ve seviyorum da bu durumu hakeza...
ama hiç öyle kendimi "sevmek için" zorlamadan seviyorum. sever gibi seviyorum yani. bir de sırf alabileceğimiz araba 97 model bir toyota olduğu için o 97 model toyota'yı sevişimiz var. ya da vaktiyle y ile kıyaslayarak aldığımız x telefonu kullandığımız için sırf x telefonu sevişimiz var. bir şehri sırf o şehirde yaşadığımız, bir okulu sırf o okulun öğrencisi olduğumuz için sevişimiz var.
bir kadını, sırf o kadına ulaşabildiğimiz için sevişimiz misal. pek sever gibi gelmiyor bana bunlar.
sevmek çünkü ulaşılabilirlikle, kullanışlılıkla vesaire alakalı bir durum değil.
evet bir koltuğu da sevebiliriz yeri gelince bir insanı sevdiğimiz gibi. ve bu durum aslında gerçekten sevebilenlerin yapabilecekleri türden bir şeydir bana kalırsa.
dün bir arkadaşımla bir şeyler içip de lafladığımız sırada bahsi geçti bu zorunluluk halinin ve sebep olduğu saçmalıkların.
sevmek için hep nedenler sıralıyoruz kendimize bir şeyleri. düşünün "seviyorum çünkü" diye başlayarak kurduğumuz uzun uzun cümleleri. ama insanlık tarihinin, öteden beri incelenmesi halinde sevmek dediğimiz şeyin öyle çok da koşullara, nedenlere bağlı bir şey olmaması gerekiyor. seviyorsak, seviyoruz işte.
hatta konuşmanın bir bölümünde bana göre çok büyük bir laf etti arkadaşım;
"bir keresinde sevgililik halimizi sürdürdüğüm birisine seni sevdiğim gibi bir kolduğu, halıyı, terliği de sevebilirim demiştim. sonra ayrıldık..."
düşününce aslında mantıklı da geliyor aslında. bir anahtarlığım var odamda asılı durur. severim kendisini. aslında bir işlevi yok. ve hatta estetik bile değil. benzer şekilde küçük kuzenlerimden birisinin vaktiyle bana hediye olarak aldığı bas gitar çalan bir amazon yerlisi olduğunu düşündüğüm ahşap biblo da öyledir. görsellik veya estetik olarak dahi bir işlevi yok ikisinin de ama seviyorum işte. kahvemi yudumlarken arada gözüme takılıyorlar, sigara dumanımı onlara doğru püfürüyor ve seviyorum da bu durumu hakeza...
ama hiç öyle kendimi "sevmek için" zorlamadan seviyorum. sever gibi seviyorum yani. bir de sırf alabileceğimiz araba 97 model bir toyota olduğu için o 97 model toyota'yı sevişimiz var. ya da vaktiyle y ile kıyaslayarak aldığımız x telefonu kullandığımız için sırf x telefonu sevişimiz var. bir şehri sırf o şehirde yaşadığımız, bir okulu sırf o okulun öğrencisi olduğumuz için sevişimiz var.
bir kadını, sırf o kadına ulaşabildiğimiz için sevişimiz misal. pek sever gibi gelmiyor bana bunlar.
sevmek çünkü ulaşılabilirlikle, kullanışlılıkla vesaire alakalı bir durum değil.
evet bir koltuğu da sevebiliriz yeri gelince bir insanı sevdiğimiz gibi. ve bu durum aslında gerçekten sevebilenlerin yapabilecekleri türden bir şeydir bana kalırsa.
güncel Önemli Başlıklar