bugün
- anın görüntüsü19
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği13
- aleyna tilki nin annesi10
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı62
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- assembly kodu14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
kişinin birisine veya bir şeye karşı hissedebileceği en saçma zorunluluklardandır.
dün bir arkadaşımla bir şeyler içip de lafladığımız sırada bahsi geçti bu zorunluluk halinin ve sebep olduğu saçmalıkların.
sevmek için hep nedenler sıralıyoruz kendimize bir şeyleri. düşünün "seviyorum çünkü" diye başlayarak kurduğumuz uzun uzun cümleleri. ama insanlık tarihinin, öteden beri incelenmesi halinde sevmek dediğimiz şeyin öyle çok da koşullara, nedenlere bağlı bir şey olmaması gerekiyor. seviyorsak, seviyoruz işte.
hatta konuşmanın bir bölümünde bana göre çok büyük bir laf etti arkadaşım;
"bir keresinde sevgililik halimizi sürdürdüğüm birisine seni sevdiğim gibi bir kolduğu, halıyı, terliği de sevebilirim demiştim. sonra ayrıldık..."
düşününce aslında mantıklı da geliyor aslında. bir anahtarlığım var odamda asılı durur. severim kendisini. aslında bir işlevi yok. ve hatta estetik bile değil. benzer şekilde küçük kuzenlerimden birisinin vaktiyle bana hediye olarak aldığı bas gitar çalan bir amazon yerlisi olduğunu düşündüğüm ahşap biblo da öyledir. görsellik veya estetik olarak dahi bir işlevi yok ikisinin de ama seviyorum işte. kahvemi yudumlarken arada gözüme takılıyorlar, sigara dumanımı onlara doğru püfürüyor ve seviyorum da bu durumu hakeza...
ama hiç öyle kendimi "sevmek için" zorlamadan seviyorum. sever gibi seviyorum yani. bir de sırf alabileceğimiz araba 97 model bir toyota olduğu için o 97 model toyota'yı sevişimiz var. ya da vaktiyle y ile kıyaslayarak aldığımız x telefonu kullandığımız için sırf x telefonu sevişimiz var. bir şehri sırf o şehirde yaşadığımız, bir okulu sırf o okulun öğrencisi olduğumuz için sevişimiz var.
bir kadını, sırf o kadına ulaşabildiğimiz için sevişimiz misal. pek sever gibi gelmiyor bana bunlar.
sevmek çünkü ulaşılabilirlikle, kullanışlılıkla vesaire alakalı bir durum değil.
evet bir koltuğu da sevebiliriz yeri gelince bir insanı sevdiğimiz gibi. ve bu durum aslında gerçekten sevebilenlerin yapabilecekleri türden bir şeydir bana kalırsa.
dün bir arkadaşımla bir şeyler içip de lafladığımız sırada bahsi geçti bu zorunluluk halinin ve sebep olduğu saçmalıkların.
sevmek için hep nedenler sıralıyoruz kendimize bir şeyleri. düşünün "seviyorum çünkü" diye başlayarak kurduğumuz uzun uzun cümleleri. ama insanlık tarihinin, öteden beri incelenmesi halinde sevmek dediğimiz şeyin öyle çok da koşullara, nedenlere bağlı bir şey olmaması gerekiyor. seviyorsak, seviyoruz işte.
hatta konuşmanın bir bölümünde bana göre çok büyük bir laf etti arkadaşım;
"bir keresinde sevgililik halimizi sürdürdüğüm birisine seni sevdiğim gibi bir kolduğu, halıyı, terliği de sevebilirim demiştim. sonra ayrıldık..."
düşününce aslında mantıklı da geliyor aslında. bir anahtarlığım var odamda asılı durur. severim kendisini. aslında bir işlevi yok. ve hatta estetik bile değil. benzer şekilde küçük kuzenlerimden birisinin vaktiyle bana hediye olarak aldığı bas gitar çalan bir amazon yerlisi olduğunu düşündüğüm ahşap biblo da öyledir. görsellik veya estetik olarak dahi bir işlevi yok ikisinin de ama seviyorum işte. kahvemi yudumlarken arada gözüme takılıyorlar, sigara dumanımı onlara doğru püfürüyor ve seviyorum da bu durumu hakeza...
ama hiç öyle kendimi "sevmek için" zorlamadan seviyorum. sever gibi seviyorum yani. bir de sırf alabileceğimiz araba 97 model bir toyota olduğu için o 97 model toyota'yı sevişimiz var. ya da vaktiyle y ile kıyaslayarak aldığımız x telefonu kullandığımız için sırf x telefonu sevişimiz var. bir şehri sırf o şehirde yaşadığımız, bir okulu sırf o okulun öğrencisi olduğumuz için sevişimiz var.
bir kadını, sırf o kadına ulaşabildiğimiz için sevişimiz misal. pek sever gibi gelmiyor bana bunlar.
sevmek çünkü ulaşılabilirlikle, kullanışlılıkla vesaire alakalı bir durum değil.
evet bir koltuğu da sevebiliriz yeri gelince bir insanı sevdiğimiz gibi. ve bu durum aslında gerçekten sevebilenlerin yapabilecekleri türden bir şeydir bana kalırsa.
güncel Önemli Başlıklar