bugün

nedim'in aşkının derinliğini anlatmak için kullandığı bir beyitte, sevgiliyi incitmekten nasıl korktuğunu şöyle anlatır.

"güllü dibâ giydin amma korkarım âzâr eder
nazeninim sâye-i hâr-ı gûl-i diba seni"

yani:

"ipek kumaşından, gül desenli bir elbise giymişsin de güzelim,
kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitecek diye korkuyorum"

buradan anladığımız gençler, eskiden aşklar çok güzelmiş. şimdikiler bok gibi.

neyse konuyu çok iyi toparlayamadım ama siz içimdeki hisleri anladınız bence. *
--spoiler--

aşk odur ki; sevdiğini görürse memnûn, görmezse mahzûndur.
derd odur ki; sevdiğini görürse de mahzûn, görmezse de mahzûndur.

--spoiler--

kethüdâzâde ârif'e göre sevdiceği görmek bile bazen memnun olmak için yeter. şimdiki aşklarda kimseye hiçbir şey yetmiyor. kısacası şimdiki aşkların nasıl olduğunu söylemeye dilim varmıyor.

neyse konuyu toparlayamadım ama demem o ki, gömün bizi divan edebiyatına. *
samimiyetsiz iletişim ile candan konuşmak aynı değildir.