bugün

bir adet sol elinde bir adet de sag elinde olmak uzere iki adettir.
hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur.
elinizle tutup yüzünüze sürdüğünüzde, sakalınızın her telini şanslı sayarsınız.
o kadar küçüktüler ki onları tutmak değil saklamak isterdim ellerimle.
küçücüktür. öpesim gelmekte ve öpmekteyimdir. kendiside zaten bazen avucunu yalarsın demektedir. kendi avucumu yalayacağıma sevgilimin avucunu öperim daha makbûl.
ellerinizin arasına alıp yüze sürülüp öpülerek koklandığında tüm günahlarınızdan arınmanızı sağlayan avuçlardır.
ahh onlar ne güzeldir.
boynunun güzelliği ile birincilik için kapışan yer. siz sevgilinizin avucunu öpüp koklarken, o sizin avucunuzu yanağına götürür. sevişmelerin en güzeli budur.
Şimdi başkasının avuçlarında.
şimdi başkası avuçluyor.
ellerimin arasına alıp koklayamadığım, öpemediğim avuçlardır.
Daha hiç olmadı be gülüm...
sevgilinin avuçları istanbuldaydı.
adı yabe idi avuçların
terk etti gitti
terlediğini unutup
göz yaşlarıyla takas etti.

hiç bırakmam diyen avuçlar
duyguyu bıraktı eller ne ki ?
terk edip gitti
tutuştuğunda terleyip ateş basan yüreğini de
o ellerini de alıp gitti
parçalandı o yürek
parçalandı o eller
bir parçası ankara da
bir kısmı malatya da
büyük bir kısmını da istanbul da
ölüme ter ketti gitti.
şu saatlerde akla düşen. keşke ellerimin arasında olsa ve öpüp koklasam onları.