bugün

Seneye olabilmesi yüksek bir eylemdir.
ilk defa, nasıl oturman gerektiğini bile elli kere düşünüp karar verememek.
eğer sevglinizin ailesinin sizinle anlaşmaya gönlü varsa ne kadar salaklıklta yapsanız olgunlukla karşılayıp gecenin sonuna doğru bol kahkahalı bir yemek olabiliyor.
aile önemli.
Hiç gitmedim ama çok zor olduğu tahmin edilebilir.
zannımca gerginliğe neden olur.yemek memek yiymessin iştah olmaz gerginlikten.sorguda gibi hissedersin kendini.
Eğer ki gitmeyi düşünüyorsan bahane bul, ishal ol, rapor al, almanyadan oğlun gelsin çık o evden, AMA GiTME. Ya da git de gör.

Dünya üzerinde yaşadığın sürece, olup olabileceğin en çirkin gününde gittiğin yemek o. Hani saçın fön tutmaz, tırnağındaki oje illa soyulur ya bi yerinden. aynadaki aksin safiye ayladır ya, ( normalde monica dersin sanki bana ya) sıkıntıdan alında kalp gözü kıvamında sivilce çıkar, ne yapsan da olmaz ya aha o gün bugündür kardeşim. ister heyecandan mütevellit sabahın 7'sinde hazırlanmaya başla ya da "aman ne olacak ya" diye coolum ben, asiyim, takmıyorum havasına bürün o kapı açılıpta içerden bakıyorsa sana meraklı gözler o asi havan bi anda dağılır ben diyim.

Nasıl dağılmasın ki lan? Boru mu? Sevgilinin ailesiyle tanışıyorsun. Daha geçen annenin yanında ellerini dizinin hemen üstüne koyup saçını da sezercik gibi tarayan, anne ne sorsa, binaenaleyh, "tabii tabii bilmukabele efendim aynen aynen, elbette, kızınızı fevkaledenin de fevkinde yetiştirmişsiniz, TAKDiREŞAYAN, Niyetimiz çok ciddi" diye cevap veren adamla, "nihahahah ne oldu içine bülo mu kaçtı kurum kurum kuruldun OSMANLIDAN GiRDiN ağa. eheheh benim anam öyle yapar adamı işte" diye dalga geçtiğiniz adamın evindesiniz. Ne seyirci desteği ne kendi sahanız. Resmen, Deplasmandasınız. çarşı sevgilinin evine tanışma yemeğine gitmeye karşı pankartı içinizde asılı.

Garip bi olay bu;
Kapıdan girer girmez boy kilo endeksi, bize yakışır mı yakışmaz mı tadında bi çok sınava tabi tutuluyorsun bi kere. Kasılıyosun ilkin. (sakın Bacak bacak üstüne atma, ne içersin sorusuna "şarap alayım" falan deme [hareketlere bak sanki dersin her akşam yemeğinde şarap içiyo ya] 100 üstünden sıfır alırsın sınıfta kalırsın ben diyim. Kola içme gegirirsin. Vişne suyu içme balgam yapar. En iyisi mi sen su iç.) Tüm gözler üstünde. (biliyorum alnımdaki 3. gözüme bakıyolar işte ya) "Bitse de gitsem ya anam ne lan bu" bakışlarınız var ağlak gözlerde. Her gözgöze geldiğiniz mustakbel kaynana kişisinin bakışlarından "hımmm bula bula bu çirkini mi buldu, ay salak valla benim oğlan. halbuse karşı apartmandaki selen daha hoş kızdı. Bu ne ecüş bücüş" anlamını çıkarıp bunalıma level atlatıyorsunuz. Az sonra bölüm sonu canavarı, görümce olacak belli bu. (varsa. benim yok rahatım)

Gittim ben de fii tarihinde bu yemeğe. Sandım ki kendi çapımızda küçük Amerikan dizisi tadında bi yemek olacak. "Nasılsın mary, iyiyim john ya sen? Şampanya söyledim seversin bilirim, bradi gördüm, eski sevgilin" Tadında konuşacaz. Dizlerimin üstüne Amerikan servisi serip telefonum falan çaldığında dizime koyduğum peçetemle dudak kenarlarımı nazikcene silip "müsadenizle" diyip izin kağıdı alacam... bi yemeği yemem tam tamına 3 saat sürecek, o kadar konuşacaz ki bu dizilerdeki gibi dışarı çıktığımda günlük güneşlik bıraktığım havada kar yağacak, harlem susacak falan. Olmadı lan yeminle olmadı. Bizim ki daha çok Türkan şorayın oynadığı Yeşilçam klasikleri gibiydi valla. daha çok, "annen baban nasıllar", "Allah iyilik versin", "roberto carlos fenere gelmiş bu sene lig karışır" vb. tadında diyaloglarla geçti.

Yemekte de balık vardı. Buraya dikkat. Balık. salatada da maydanoz. banane carlosun baldırından budundan... koymuşun önüme balığı. Bıçakla çatalla balık mı yenir? Duymuyorum sizi ben beybaba.

Sorarım size ağalar beyler, Yemek yemeyi zevk haline getiren insanların mottosu "balık paça kelle bunlar yenir elle"dir değil mi? Hadi yedin o salata suyuna ekmeğimi park edip ekmek iyice şişince alırım lan ben evde. Telefonum çalsa kardeşe "az çık lan telefonum çalıyooo" derim, Yaparım iğrencim ben. Salataya maydanoz koymuşun ya dişime yapışsa? Bunların hepsi o selen karısı için di mi? Çinekop dediğin elle yenirse tadı çıkanlardan, ince ince kılçık sahibi kendisi. Palamut mu bu? Kibarlık yapacam diye aç kaldım yeminle.

Böyle; Çok eskiden okullar kapandı mı ilk denize gidipte eve geldin miydi hala yüzerdik ya hani, Yattığımızda dalgalar vururdu ya yine bizi kıyılara, ya da ilk işe girdiğimiz gün ne konuşulursa konuşulsun alınmışızdır ya üstümüze. Gidip saatlerce ağlamışızdır ya tuvalet köşelerinde, hani bilemeyiz elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı iç ses hep yankılanır ya "seni çok özledim anne" diye aha işte böyle bi olay bu da. Aitlik hissine kapılamama...
eve geldiğinizde bile hala etkisi süren bişey de bu. present perfect tense gibi lan yeminle...